Dolar

32,2549

Euro

34,7126

Altın

2.386,66

Bist

10.276,88

Başbakan Davutoğlu New York'ta

Başbakan Davutoğlu New York'ta

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-28 21:40:46

Başbakan Davutoğlu New York'ta
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Üç yıl önce IŞİD diye bir şey yoktu. IŞİD'i kim yarattı. Esad'ın zulmü ve savaş suçları sonucunda ortaya çıktı bu. Çünkü güçte bir boşluk oldu. Hatta Suriye rejimiyle IŞİD arasında taktik bir işbirliği dahi oldu" dedi.

Davutoğlu, BM'de düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Türkiye'nin NATO ile olan ilişkilerinin durumu hakkında bilgi verebilir misiniz ve NATO'nun mülteci krizine katılması veya katılmaması konusunda görüşleriniz nelerdir?" yönündeki soruya Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'da önde gelen güçlerden biri olduğunu, gerektiğinde Suriye meselesini de NATO toplantılarına getirdiklerini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, 20 Temmuz'da DEAŞ saldırısından sonra NATO'ya da bilgi aktardıklarını dile getirerek, "NATO'nun tüm üyelerinin, Türkiye ile kesin bir dayanışma içerisinde olmasından dolayı onlara müteşekkiriz. Türkiye'nin bu ilişkiler içerisinde çok iyi işleyen mekanizmalar çerçevesinde çalışmalarını yürüttüğünü söyleyebiliriz. Türkiye, NATO içerisinde önde gelen kuvvetlerden biridir ve her türlü destek, eğer gerekirse alabiliriz NATO'dan. Suriye rejimininden bir füze tehdidi veya terör örgütlerinden Türkiye'ye yönelik bir tehdit söz konusu olduğunda, her zaman istersek destek alabiliriz NATO'dan" diye konuştu.

Mülteciler konusunda ise Davutoğlu, bunun bir insani konu olduğunun altını çizerek, bunun öncelikli insani bir konu olarak görülmesi ve o açıdan ele alınması gerektiğini vurguladı.

"Suriye içerisinde bir güvenli bölge olacaksa ki ben bunun kesinlikle olması gerektiğini düşünüyorum" diyen Davutoğlu, Suriye'de şu anda 7-8 milyon yerinden edilmiş insanın bulunduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu insanların dolayısıyla evleri yok, Suriye'nin içerisinde normal hayatlarını idame ettiremiyorlar. Dolayısıyla 7-8 milyon yerinden edilmiş insan mülteci olabilir. Şu an zaten Türkiye, komşu ülkelerde ve Avrupa'da milyonlarca mülteci var. Bu sayı dolayısıyla artabilir. Bunun artışının önlenmesinin tek yolu Suriye'nin içerisinde güvenli bir bölge oluşturabilmektir. Hatta bazı şehirleri inşa edebiliriz Suriye içerisinde. Bizim sınırımıza yakın yerlerde. Uluslararası toplum, uluslararası koalisyon tarafından korunan bazı şehirler dahi inşa edilebilir. Çünkü son dört yıldır şunu görüyoruz. İnsanlar Suriye'de havadan yapılan saldırılardan kaçıyorlar. Daha çok arazideki çatışmalardan kaçıyor değiller. Çünkü o çatışmalar belli yerlerde oluyor ama havadan bir saldırı olduğu zaman veya varil bombaları atıldığında insanlar kaçmak zorunda hissediyorlar kendilerini. DEAŞ'in terör saldırıları da barbarca bir durum ortaya çıkardığı için insanlar DEAŞ gelmeden ayrılmak istiyor. O nedenle hava saldırılarının olmaması ve DEAŞ'ı önleyecek yeterli tedbirin alınması gerekiyor. Dolayısıyla bu bir seçenek olur. Eğer böyle bir karar verilirse ki biz böyle bir kararın verilmesini destekleriz. O zaman tabii ki NATO'nun üye ülkeleri, NATO kendi kurum olarak değil ama NATO'nun üyesi olan ülkeler ve Suriye'de DEAŞ'a karşı operasyonlara katılan ülkeler bu sürece katılabilir."

Davutoğlu, dün Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande ile toplantı yaptığını anımsatarak, "Onlar da DEAŞ'e karşı operasyon başlattılar. Dolayısıyla güvenlik konuları söz konusu olduğunda elbette NATO içerisinde bu konularda istişare de bulunabiliriz. Ama sonuçta yapmamız gereken şey bu zulümden kaçan insanlara yardımcı olmak" dedi.

- " Üç yıl önce IŞİD diye bir şey yoktu. IŞİD'i kim yarattı"

Bir gazetecinin "Rusya yeni bir öneri getiriyor. 'Daha geniş kapsamlı bir uluslararası koalisyon olsun ve esas hedefi IŞİD olsun, Esad'ı devirmek olmasın' diyor. Türkiye, Rusya ile birlikte olup da rus güçleriyle birlikte IŞİD'e karşı suriye'de savaşır mı veya bu sürece katılır mı? Gelecekte Suriye içerisinde Kürt güçler bir özerk bölge oluşturmak isterse, Türkiye'nin bu konudaki politikası nedir" sorusunu Davutoğlu, şöyle cevapladı:

"IŞİD ile mücadele konusunda veya DAEŞ hepimiz için bir tehdit. Dolayısıyla onunla mücadele edecek tüm ülkelere destek oluruz, yani onlarla birlikte oluruz. Teröre karşı bir kampanyanın bir parçası oluruz ama şunu da unutmamak lazım. Üç yıl önce IŞİD diye bir şey yoktu. IŞİD'i kim yarattı. Esad'ın zulmü ve savaş suçları sonucunda ortaya çıktı bu. Çünkü güçte bir boşluk oldu. Hatta Suriye rejimiyle IŞİD arasında taktik bir işbirliği dahi oldu. Deyrizor, Rakka gibi bölgelerde daha önce bu bölgelerde ılımlı muhalefetin kontrolü söz konusuydu, buralara Suriye hava kuvvetleriyle saldırdı ve o ılımlı muhalif güçler oradan çekilmek zorunda kaldılar ve rejimin bu hava saldırılarından sonra oralara IŞİD gelip Suriye'nin doğusunu kontrol eder hale geldi. Dolayısıyla DEAŞ'la Suriye rejimi arasında bir taktik işbirliği vardı ve birbirlerine meşruiyet katıyorlar bu çerçevede.

Sünnilerin bu zulme karşı olması gerektiğine dair bir takım gruplar oluşturulmaya da çalışılıyordu. DEAŞ'ın var olması, Esad'ın uluslararası topluma karşı DEAŞ'la mücadele için kendisinin ne kadar önemli olduğunu anlatmasına da fırsat verdi. Bir kötülüğe karşı başka bir kötülüğü destekliyorsanız, herhangi bir ülke bunu yapıyorsa, o zaman aslında ikisine de bir faydanız olmuyor onların daha çok gelişmesine sebebiyet veriyorsunuz."

"Şu anda yapmaya çalıştığımız şey Rusya'yla da birlikte Suriye'de barışçı bir geçişi sağlayabilmek" diyen Başbakan Davutoğlu, "Bu yeni Suriye'de, Esad'ın veya DEAŞ'ın yeri olamaz. Ne Esad, ne IŞİD, gelecek Suriye açısından böyle olmalı. Son dört yıldır bu değildi konuşulan ya da yaklaşım. Yani 'Esad iktidarda kalsın' diyenler ya da bunu savunanlar unutmamalı ki Avrupa'nın bugün karşı karşıya kaldığı mülteci sorunun sebebi Esad'dır. Ne IŞİD, ne Esad, bizim konumuz çok net, özgür, bağımsız, Suriye halkının kontrolünde olan onurlu bir Suriye olmalı hedefimiz" değerlendirmesinde bulundu.

-"Irak'ta Kürdistan yönetimi Barzani ile çok yakın ilişkilerimiz var"

Suriye'deki Kürtlerin, Türkmenler ve Araplar gibi kendilerine akraba olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, "Ilımlı muhalefetle birlikte ne başarırlarsa bu kabul edilebilir ve bizim destekleyeceğimiz bir şey olur. Kürtler, Nusayri, Alevi, Sünni, Hristiyan bütün Suriyeliler bizim komşumuzdur, kardeşimizdir. Biz onların herhangi bir tanesine karşı değiliz" diye konuştu.

PYD'nin hem Suriye rejimiyle hem de PKK ile bağlantısının söz konusu olmadığını çok net bir hale getirmesi gerektiğine dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, "Çünkü PKK'yla bağlantısı olan bütün gruplar bizim için Türkiye için bir tehdit oluşturur. Biz sınırımızın öbür tarafında Suriye'de veya Irak'ta herhangi bir terör faaliyetine göz yumamayız. Eğer DEAŞ ya da PKK'yla bağlantılı grupların Türkiye'ye yönelik bir terör tehdidi söz konusu olursa Türkiye sınırlarını ve güvenliğini koruma hakkını muhafaza eder" ifadesini kullandı.

Türkiye'de de Kürt, Arap ve Türkmenlerin bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Onların hepsi birbiriyle akrabadır. Ilımlı, çok kültürlülüğe inanan, örneğin Irak'ta Kürdistan yönetimi Barzani ile çok yakın ilişkilerimiz var. Umuyoruz ki bir gün bütün bu grupların birlikte yaşayabileceği, komşu olarak yaşayabileceği bir siyasi ortam oluşur" dedi.

Kobani'de DEAŞ saldırısı olduğunda 197 bin Kürt'ün 3 gün içerisinde Türkiye'ye geldiğini anlatan Davutoğlu, halen de yaklaşık 100 bininin Türkiye'de bulunduğunu bildirdi. Davutoğlu, Türkiye güvenli bir liman bütün Suriyeliler, bütün Iraklılar için. Etnik, dini, mezhepleri ne olursa olsun güvenli bir liman. Ama Türkiye'ye yönelik bir tehdit sözkonusu olursa tabii ki bunu cezalandıracaktır Türkiye" diye konuştu.

DEAŞ'ın 20 Temmuz'da yaptığı saldırı ve benzerlerinin olması durumunda Türkiye'nin gerekli adımları atacağını dile getiren Davutoğlu, "Hemen üç gün Suriye'deki DEAŞ mevkilerine saldırdık ve 22-23 Temmuz'da da Irak'taki PKK pozisyonlarına ve Türkiye'deki yerlere yönelik olarak da gerekli adımları attık" ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Haber Ara