Dolar

32,3070

Euro

34,7928

Altın

2.399,04

Bist

10.247,75

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-27 22:39:16

Başbakan Davutoğlu canlı yayında
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bütün bu grupların, DHKP-C'nin, DEAŞ'ın, PKK'nın ve illegal yapılar halinde faaliyet gösteren bu paralel yapının hepsinin hedefi; Türkiye'yi zaafa düşürmek, bir kaos ortamı çıkarmak ve mümkünse AK Parti'nin olmadığı bir siyaset dizayn etmek" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nden katıldığı A Haber ve ATV'nin ortak canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Davutoğlu, bir soru üzerine, A Haber, Star Gazetesi ve Kanal 24'e yapılan saldırıları şiddetle kınadıklarını bildirdi. Saldırganların çok sesliliğe alışkın olmadıklarını ve çok sesliliği istemediklerini ifade eden Davutoğlu, onların herkesi eleştirmeyi istediklerini ama kendilerinin eleştirilmesine tahammülleri olmadığını vurguladı.

Şiddeti yaygınlaştırdıklarında kaos ortamının çıkacağını düşündüklerine işaret eden Davutoğlu, "Bu saldırılarla hiç bir şekilde hedeflerine ulaşamazlar. Her yerde özgürlükten bahseden Selahattin Demirtaş, 'iktidara gelirsek bu gazetelere el koyacağız, bu basına, bu medyaya el koyacağız' dedi. Dolayısıyla bunların hepsi aslında gerçek yüzlerini gösteren birer işaret" görüşünü dile getirdi.

- "Paralel yapı nerede duruyor?"

Davutoğlu, "paralel yapı" ile ilgili bir soruyu yanıtlarken şunları söyledi:

"Bir taraftan terör örgütleri bu faaliyetleri yaparken, Türkiye'de devlet içine sızmış olan paralel yapının da tutumlarına herkesin dikkat etmesi lazım. Bakın yıllarca bizi İŞİD ile işbirliği gibi asılsız bir suçlama ile ithamla dünyaya şikayet ettiler, MİT tırları üzerinden vesaire. Hiç gerçekle alakası olmayan bir şey. 4-5 gündür Türkiye, İŞİD'e karşı operasyon yapıyor, DEAŞ'a karşı. Bu paralel medya nerede? 'Türkiye'yi riske ediyorsunuz' diye yayın yapıyorlar bu sefer de. Önemli olan gerçeğin ne olduğu değil, önemli olan, AK Parti iktidarının ve Türkiye'nin nasıl zayıflatılacağı.

Aynı şekilde KCK operasyonları yapıldığında bu paralel medya tamamıyla arkasında durdu ve bütünüyle o zaman bu operasyonların içerisinde öncü yer aldı, hatta bizim hükümetin yeterince aktif olmadığı gibi imalarda da bulundular. Şimdi ise HDP ile elele iş tutuyorlar ve PKK'ya dönük faaliyetleri, teröre karşı olan çalışmalarımızı eleştiriyorlar. İşte bu sivil kayıplar meselesi en fazla bu yayınlarda, önce Türkçe'de çıkıyor sonra İngilizce'ye çevriliyor, yurtdışında bu gerçekmiş gibi algılanıp tekrar sunuluyor. Bu operasyonlarda sivil kayıp olmamıştır. Tabii tespit edilecek. Ayrıca Kandil'de sivil ne arar? Ne yapmak için oradadır? Bunları da herkesin sorması lazım.

Yine bu paralel yayın organları son günlerde bu operasyonlar bağlamında 'Kürt medyası susturuluyor' diye haber yapıyor. Ne alaka, Türkiye'de Kürt medyası, Türk medyası mı var? Türkiye'de medya var. Eğer terör propagandası yapıyorsa bir medya ona karşı belirli tedbirleri almak hukuki bir görev. Eğer terörle irtibatlı değilse, herkes her türlü eleştiri yapma hakkına özgürlüğüne sahip. Fakat her halükarda bütün bu grupların, DHKP-C'nin, DEAŞ'ın, PKK'nın ve illegal yapılar halinde faaliyet gösteren bu paralel yapının hepsinin hedefi; Türkiye'yi zaafa düşürmek, bir kaos ortamı çıkarmak ve mümkünse AK Parti'nin olmadığı bir siyaset dizayn etmek. Hiç hevese kapılmasınlar, bu milletten destek aldıkça, bu milletle yürüdükçe hem AK Parti olacak hem Türkiye güçlü olacak hem de biz son ana kadar bu emanetin hakkını vermek için gereğini yapmaya devam edeceğiz."

Başbakan Davutoğlu, son gelişmelerle ilgili bir heyetin CHP'yi ziyaret ettiğinin anımsatılması üzerine, Bakanlar Kurulu'ndan çıkıp canlı yayına katıldığını ve görüşmenin detayına ilişkin bilgiyi henüz almadığını söyledi.

Davutoğlu, söz konusu heyetle sabah bir toplantı yaptığını ve bildikleri her hususu onlara da anlatmaları yönünde talimat verdiğini bildirdi. Davutoğlu, "Çünkü ister hükümet ortaklığı şeklinde koalisyon kuralım öyle veya böyle bir formülle, isterse Meclis'te ortak bir platformda bunu tartışalım, muhalefet liderlerinin bunu bilmesi hakkıdır" dedi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şunu soruyorsa mesela HDP, yarın sorabilir; 'Bizi neden bilgilendirmediler?' Önce saflarını seçsinler sonra bilgilendiririz. Terörün safındalar mı? Türkiye Cumhuriyeti devletinin safındalar mı? Verdiğimiz bilgiyi nereye servis edebilme ihtimalleri var? Onlardan emin olalım. Hiç bir fark yok HDP de meşru bir partidir ama önce teröre karşı nerede durduğunu bilsin, ondan sonra biz gereğini yaparız ama o belirleme olmadan ve devletin kamu görevlileri öldürülürken, şehit edilirken sesi çıkmamış iken ve bir çok illegal faaliyet içerisinde bulunma sürecindeyken tabii bu konuda bizim tutumumuz açık olur.

Sen askerimizi öldürenleri savunursan, askerimiz gelip sana bilgi vermez. Yani askerimiz bilgi vermez derken biz ona git bilgi ver demeyiz. Polisimiz öldürürken emniyet müdürümüz gelip sana bilgi vermez, polisi öldürenleri savunurken. Çıkacaksın diyeceksin ki 'Yanlıştır, kınıyorum, bir daha da bu yapılmamalı, bunu yapanları da lanetliyorum' diyeceksin. Bakın ben lanetliyorum, kim yapıyorsa, hangi gerekçeyle yapıyorsa, sivil vatandaşımıza kim dokunuyorsa açık ve net tavrımızı söylüyoruz."

- Koalisyon görüşmeleri

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir soru üzerine son 4-5 günlük tablonun Türkiye'de görevini yapan bir hükümet olduğunu gösterdiğini belirterek, koalisyon konusunda vatandaşların rahat olmasını istedi.

Koalisyon görüşmelerinin bir an önce tamamlanmasını arzuladıklarını ifade eden Davutoğlu, bunun için herkesin yoğun bir mesai yaptığını bildirdi. Hem görüşmelerin hem de devlet işlerinin aynı anda yürütüldüğünü anlatan Davutoğlu, "Bizim hedefimiz hükümeti bir an önce kurmaktır. Görüş ayrılıklarımız belli. Bu görüş ayrılıklarını gidermek için bir güven ortamının oluşması lazım, o da belli. Ümit ederiz bu görüşmelerde güven ortamı oluşur ve en kısa zamanda bir hükümet kurulur" diye konuştu.

Davutoğlu, şunların da altını çizdi:

"Kimse Türkiye'de bir belirsizlik olacağını düşünmesin. Hükümeti kurarız, bunu başarırsak inşallah hep beraber Türkiye'yi idare ederiz, birlikte ama kurulamaması durumunda da nasıl bir yol haritası olduğunu Anayasa, kanunlar çerçevesini çiziyor. O zaman da yine Türkiye'yi bir bunalıma sokmayacak alternatifler için birlikte çalışmaya devam ederiz.

Biz bir koalisyon partisi kurmuyoruz, koalisyon hükümeti kuruyoruz. Bütün ayrılıklar giderilip de bir parti haline dönüşmeyeceğiz. Her parti kendi doğrusunu muhafaza edecek, bir uzlaşma alanında ülkeyi yönetebilir miyiz diye ona bakacağız. Bu egzersiz, bu çalışmalar, koalisyon partisi kurmak için değil. Dolayısıyla, 'şurada anlaşamadık, şunlarda şunlarda anlaşamadık dolayısıyla hükümet kuramayız' denmez. Anlaştığınız hususlar, anlaşamadığınız hususlar, hiç kabil-i telif olmayan yani uzlaştırılamayacak hususlar bütün bunlar konur herkes kendi harekat alanını bilir. O şartlarda bir koalisyon iki taraf için de uygunsa yapılır. Yoksa her şeyde anlaşalım dediğiniz anda zaten eşyanın doğasına da aykırı bu, siyasetin de doğasına aykırı bu. Hükümet ortak bir zeminde ama farklılıklar üzerine inşa edilecek bir süreçtir özellikle koalisyon sürecinde."

(Sürecek)

Haber Ara