Bülbül, AA muhabirine "Gençlik Köprüleri" ve "Türkiye Bursları" projeleri hakkında bilgi verdi.
Uzun yıllar yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının ihmal edildiğini belirten Bülbül, "Artık üçüncü, dördüncü nesillerden bahsediyoruz. Bu jenerasyon belki daha donanımlı, belki birden fazla dil biliyor ama bizim kültürümüz ve medeniyetimiz hakkında yeterli bilgi ve donanıma sahip değil. Devasa tarih ve medeniyet birikimimizden yoksunlar. Gençlik Köprüleri yurt dışında yaşayan genç nesillerimizin tarih ve kültür birikimimizle tanıştırılmasını amaçlayan bir projedir" değerlendirmesinde bulundu.
Bülbül, "Gençlik Köprüleri"nin içerik olarak ve uygulama yöntemiyle de bir ilk olduğuna dikkat çekerek, projenin sivil toplum kuruluşları üzerinden organize edildiğini, onların da desteği ve katkılarıyla yürütüldüğünü vurguladı.
Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neden böyle bir yöntem kullandık, çünkü Türkiye'ye getirdiğimiz bu gençlerin, ülkelerine döndüklerinde onlarla ilgilenecek, bağlarını koparmayacak STK'lara ihtiyaçları olacak. Bu yüzden bu yöntemi uyguladık ve doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz. Proje yurt dışındaki her türlü STK'ya açık. Katılanlar arasında Süryani cemaatinden de STK var. İki ayrı projeye katıldılar. Alevi cemaati olabilir, seküler dünya görüşüne sahip bir STK olabilir veya dini hassasiyetleri olan STK'lar olabilir, hepsine açığız. Bir ayrım yapmıyoruz."
Yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli bin 500 gencin projeden faydalandığına işaret eden Bülbül, şunları anlattı:
"Yaşadıkları ülkelerden Türkiye'ye geldiler, burada 2-3 hafta geçirdiler ve ana vatanlarıyla bir bağ kurdular. Bu yıl projeyi biraz daha genişlettik ve soydaşlarımızı da projeye dahil ettik. Balkanlar, Kafkasya, Afrika ve Orta Asya bölgelerinden de gençleri kattık. Toplam 3 bin 500 gencimiz bu coğrafyalardan katıldı. Geçen yıl ve bu yıl toplam 5 bin gencimizle gönül köprülerimizi kurduk. Ayrıca bu yıl Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı dolayısıyla projeye Çanakkale gezisi de ekledik. Bu uygulamadan da yaklaşık 2 bin gencimiz istifade etti. Projeye yaklaşık 3 milyon Türk lirası kaynak aktardık. Genel toplamda ise yaklaşık 7 bin gencimizi ülkemizde ağırladık."
Programların içeriğine ve hangi şehirlerde gerçekleşeceğine STK'ların karar verdiğini, YTB olarak bazı öneri, katkı ve yönlendirmelerde bulunduklarını aktaran Bülbül, "Mesela Türkçeleri zayıf olan gençler için Türkçe dersleri, tarih ve kültür dersleri gibi bilgilendirme içeriklerimiz var. Ayrıca bu yıl yurt dışından bu programa katılmak isteyen STK'lara, Türkiye'de faaliyet gösteren bir STK'yla ortaklaşa bu işi yapma zorunluluğu getirdik. Amacımız iletişim ve kaynaşmanın STK'lar üzerinden de kesintisiz sürmesi. Tüm bunları yapmaya gayret ederek, yeni Türkiye'nin 2023 vizyonuyla hedeflerine ulaşması için katkı vermeye çalışıyoruz" diye konuştu.
- Staj Programı
Bu programın devamı gibi değerlendirilebilecek yeni bir uygulamanın da hayata geçirileceğini açıklayan Bülbül, yurt dışında yaşayan nitelikli gençlere Türkiye'deki kamu kurumları veya özel sektörde staj yapma imkanı sunmak amacıyla bir proje hazırladıklarını kaydetti.
Bülbül, "Böylelikle o gençlerimize farklı bir pencereden memleketleriyle bağlarını güçlendirme imkanı ve belki ilerde eğitim ve kariyerlerini Türkiye'de sürdürme olanağı sunmuş olacağız" dedi.
- Türkiye Bursları
Türkiye Bursları programına yakın zamana kadar başvuru sayısının 8 bin civarında olduğunu belirten Bülbül, "Bu rakam 2015'te 182 ülkeden 155 bin kayıtlı başvuruya ulaştı. Dünyada 193 ülke var ve bunların 182'sinden müracaat aldık. Ve bu 155 bin başvuru 5 bin kişilik kontenjan için. Gönül isterdi ki tüm öğrencilere burs verebilelim ama bazı kriterlerimiz var" dedi.
Üniversiteyi 1990'lı yılların başında İstanbul'da okuduğunu anlatan Bülbül, "O zamanlar şu konu çok tartışılırdı, Türkçe bir eğitim ve bilim dili olabilir mi? Maalesef o günkü hocalarımızın çoğu bu soruya 'hayır' cevabı verirlerdi. Ama şimdi YTB'nin uluslararası burslarına dünyanın her tarafından öğrenciler başvuruyor" diye konuştu.
Projenin içeriği ile ilgili de Bülbül, "Bu öğrencilerin büyük çoğunluğuna bir yıllık Türkçe hazırlık eğitimi veriyoruz, daha sonra onları üniversitelere yerleştiriyoruz. İnsanlar geleceklerini Türkiye'de ve Türkçe'de arıyorlar" değerlendirmesini yaptı.
Üniversitede okurken hiç yabancı öğrenci arkadaşı olmadığını ifade eden Bülbül, "Şimdi Türkiye'nin hemen hemen her üniversitesinde ve şehrinde yabancı öğrenciler var. Bütün bunlar Türkiye'nin 2000'li yıllar sonrası katettiği mesafenin somut örneklerindendir. Bizim yaptığımız bu tür çalışmaları genellikle batılı ülkeler ve diasporalar, Fulbright ve British Council gibi kuruluşlar daha geniş çaplı ve yerinde örgütlenerek yapıyorlar. Biz bu tür çalışmalara biraz geç başladığımız için aradaki mesafeyi kapatmaya çabalıyoruz. Sadece merkezden yürütüyoruz çalışmalarımızı, yurt dışında bir temsilciliğimiz henüz yok" dedi.
Türkiye burslarının 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hayal ve vizyonlarından biri olduğuna işaret eden Bülbül, "Türkiye Bursları projesi 1990'lı yıllarda başlamıştı ve özellikle Türk Cumhuriyetleri için böyle bir açılım sağlanmıştı. Biz de günümüzde hedef kitlemizi genişletmiş durumdayız. Yakın coğrafyalar önemli olmakla birlikte tüm dünyaya açılan bir vizyonumuz var. Bize bu yıl sadece Kolombiya'dan başvuranların sayısı 600. 5 yıllık bir kurum olmamıza rağmen katettiğimiz mesafe kayda değer" diye konuştu.
Bu çalışmaların "soft power" olarak Türkiye'ye çok önemli katkıları olduğunu ve gelecekte de olacağına inandıklarını ifade eden Bülbül, şunları söyledi:
"Hani derler ya 'çok uzun süreli bir hedefin varsa eğitime ve insana yatırım yap' diye. Türkiye mezunlarımız arasında, ülkelerinde büyükelçi, bakan, başbakan yardımcısı ve iş adamı olan pek çok isim var. Bu noktada belki kendimize de bir eleştiri yapmak gerekirse bugüne kadar yaklaşık 50 bin civarında mezunumuzla yeterince ilişki kurabilmiş değiliz. Yerinde örgütlenerek daha gideceğimiz çok yol ve katedeceğimiz mesafe olduğunun farkındayız. Geçtiğimiz aylarda buraya bir heyet geldi. Türkçeyi nerede ve ne zaman öğrendiklerini sorduğumda beni hayrete düşüren bir cevap verdiler. Meğer 1990'lı yıllarda ben Kırıkkale Üniversitesi'nde ders verirken öğrencilerimmiş. O delikanlılardan biri bugün Çeçenistan Başbakan Yardımcısı olmuş."
