Dolar

32,3762

Euro

34,7088

Altın

2.390,41

Bist

10.180,77

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-17 19:32:38

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, silah zoruyla, belli bir coğrafi alanda fiili olarak zorba bir hakimiyet kurmayı hedefleyen, kendisi gibi düşünmeyen bütün vatandaşlara baskı kuran, göçe zorlayan, en başta savunduğunu iddia ettiği aziz Kürt vatandaşlarının hayatını zehir eden terör örgütünün böyle bir akademik desteğe kavuşmasının, bildiriye imza atan akademisyenler açısından ayrıca bir talihsizlik olduğunu söyledi.

Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terörle mücadelede çok önemli mesafeler aldıklarını, bunları nihai hedefe ulaştırmakta kararlı olduklarını vurguladı.

Ancak bunu yaparken devlet olmanın gerektirdiği bilinç içinde hareket ettiklerini, demokrasi ve hukuk devleti kurallarına harfiyen riayet ettiklerini aktaran Davutoğlu, "Süregiden operasyonların bu kadar süre almasının yegane gerekçesi de hukuk içinde hareket etmeye gösterdiğimiz özen ve sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi için gösterdiğimiz hassasiyettir. Bizim tek hedefimiz, güvenlik görevlilerimizi şehit eden, masum vatandaşlarımızı öldüren, esnafımızın iş yerlerini kapatan ve yağmalayan, küçücük Kürt çocuklarını aldatıp, kalem gereken ellere silah vererek ölüme gönderen, Kürtler, Türkler, Araplar ve Zazalara zulmeden bu terörü tümüyle ortadan kaldırmaktır" diye konuştu.

Tek gayelerinin, bölgede terörist odaklarca baskılara ve zulme uğratılan insanlara huzur ve emniyet ortamı sağlamak olduğunu belirten Davutoğlu, bütün dünyada teröre karşı nasıl bir mücadele verileceğinin yol ve yönteminin belli olduğunu, bu çerçevenin dışına çıkan herhangi bir uygulamalarının olmadığını, bundan sonra da olmayacağını söyledi.

Zaman içinde herhangi istisnai yanlış ortaya çıkarsa, onun üstüne ciddiyet ve kararlılıkla gittiklerini, gereğini yaptıklarını anlatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hükümet, her uygulaması gibi terörle ilgili operasyonlarda her türlü hakkaniyetli eleştiriye açıktır. Biz eleştiriden korkmayız, çekinmeyiz, eleştiriyi de yasaklamayız, sınırlamayız. Ancak teröristi hoş gören ya da yaptıklarını görmezden gelen, buna karşılık terörle mücadele eden hükümeti ve güvenlik görevlilerini mahkum eden yaklaşımları asla kabul edemeyiz. Bu yaklaşımlar iyi niyetle yapılan eleştiriler bağlamına sokulamayacağı gibi hak ve hukuk arayışı bağlamına da sokulamaz. Mesnetsiz, hakkaniyetsiz ve art niyetli bu yaklaşımlar, terörün ekmeğine yağ sürmekten, teröre meşruiyet sağlamaktan, terör örgütünü cesaretlendirmekten, sivil vatandaşlarımızın huzur ve emniyet talebini sekteye uğratmaktan başka bir amaca matuf değildir. Bu en başta canını feda etmeyi göze alarak terör örgütlerine karşı geceli gündüzlü mücadele eden vatan evlatlarına büyük bir haksızlıktır."

- "Kandil zihniyetini yansıtan bir bildiridir"

Bir grup akademisyen tarafından imzalanarak yayınlanan bildiriye değinen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Üç gündür tekrar tekrar sorular sorarak kendilerine hitap ediyorum ve bir kez daha diyorum; doğrusu bu girişimde bir iyi niyetin, akademik bir hassasiyetin, yapıcı bir eleştirinin, demokratik bir perspektifin varlığından da bahsetmek mümkün değildir. Bir yanda bu ülkenin geleceğini inşa etmeyi bir kenara bırakıp gönüllü terör sözcülüğüne soyunmuş bu akademisyenler, bir yanda memleketin her köşesinde gencecik yavrularımızı yetiştirmeye çalışan fedakar öğretmenlerimiz var. "

-"Bu öğretmenlerimiz var oldukça, çocuklarımız sahipsiz kalmayacaktır"

Dün yaptığı telefon görüşmesinin, kendisini bu anlamda özellikle duygulandırdığını anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün Muş'un Güdümlü köyünün Kurtuluş mezrasında öğretmenlik yapan Cengiz Sur kardeşimle, meslektaşımla görüştüm. Cengiz Sur, bu mezradan okula öğrencileri sırtında taşıyarak götürüyor ve akşam da evlerine sırtında taşıyarak kar içinde elleriyle geri getiriyor. Bu büyük fedakarlığı yapan Cengiz beyin içinde bulunduğu şartlarla bu akademisyenlerin içinde bulunduğu şartları karşılaştırın. Üniversite kampüsü demiyorum, İstanbul'da boğaza bakan sıcacık öğretim üyesi odalarından bahsetmiyorum. Her şehirde gençler yetişsinler diye milyonlarca lira harcayarak yaptırdığımız modern üniversite yerleşkelerinden bahsetmiyorum. Mezra, Kurtuluş mezrası... Bir yanda konforlu odalarından bu millete, ülkeye, hükümete had bildirmeye çalışanlar, diğer yanda mezrada, sabah daha o beyefendiler ve hanımefendiler yataklarından kalkmadan sınıfını ısıtan, okulun yolundaki karları temizleyen, küçücük öğrencilerini sırtında, omzunda taşıyan Cengiz öğretmenlerden bahsediyorum."

Cengiz öğretmeni aradığını, bir Başbakan olarak değil hayatını gençlere ve eğitime adamış bir meslektaşı olarak kendisiyle iftihar ettiğini söylediğini anlatan Davutoğlu, Cengiz öğretmenle telefonda yaşadığı diyaloğu şöyle aktardı:

"Bu memleketin her köşesinde öyle hadsiz, edepsiz, üslupsuz bildirilerin altına değil, körpe yavrularımızın gelecekleri altına imza atan binlerce Cengiz öğretmenler, Fatma öğretmenler var. Hepsinin alnından öpüyorum. Bu öğretmenler, bu fedakarlıkları yaptıkça gençler inşallah geleceğe daha aydınlık bir şekilde yürüyecek. Cengiz öğretmene kendisiyle gurur duyduğumu söylediğimde şunu söyledi: 'Sayın Başbakanım, biz meslektaşız. Biz de sizlerle ve sizin yürüttüğünüz mücadeleyle gurur duyuyoruz. Bilin ki; benim elinden tutup götürdüğüm her öğrenci, bu ülkeye, bu millete ve bu vatana sadık olarak yetişecektir'. Cengiz öğretmeni ve bütün öğretmenlerimizi burada bir kez daha tebrik ediyorum. Bu öğretmenlerimiz var oldukça, çocuklarımız sahipsiz kalmayacaktır. Silopi'de, Cizre'de öğrencilerinden gözyaşlarıyla ayrıldığı için 'tekrar oraya dönmek istiyorum' diyen öğretmenlerimizi de Hakkari'de, Yüksekova'da eşi şehit olduktan sonra Ankara'ya geldiğinde 'ben bir an önce öğrencilerime geri dönmek istiyorum' diyen şehit eşlerini de burada saygı ve hürmetle anıyorum."

- "Bildiriye imza atan akademisyenler açısından ayrıca bir talihsizlik"

Başbakan Davutoğlu, silah zoruyla, belli bir coğrafi alanda fiili olarak zorba bir hakimiyet kurmayı hedefleyen, kendisi gibi düşünmeyen bütün vatandaşlara baskı kuran, göçe zorlayan, en başta savunduğunu iddia ettiği aziz Kürt vatandaşlarının hayatını zehir eden terör örgütünün böyle bir akademik desteğe kavuşmasının, bildiriye imza atan akademisyenler açısından ayrıca bir talihsizlik olduğunun altını çizdi.

Akademisyenlerin, imza attıkları bu bildiriyi tekrar tekrar okuduklarında utanç duyacaklarını belirten Davutoğlu, akademisyenlere bir kez daha çağrıda bulunarak, şunları söyledi:

"Geliniz, erdem, irfan, ilim ışığında bu bildiriyi bir kez daha okuyunuz. Gerçeklikten kopmuş olan bu bildiriden imzalarınızı çekiniz. Atacağınız bu adım, bundan sonra söyleyeceğiniz sözleri değerli kılacaktır. Ama böyle bir adım atmazsanız, bir yaşındaki Ecrin, Efe ve diğer çocukların cansız bedenleri yerde yatarken terör örgütüne destek veren, terör örgütünü yok sayan böyle bir bildiriden imzanızı çekmezseniz, hayatınız boyunca söyleyeceğiniz her akademik söz şüpheyle karşılanacaktır. Sizler her şeyden önce o çocuk bedenlerini zihninizde bir an tahayyül ediniz ve ondan sonra bir kez daha o bildiriyi okuyunuz.

En temel yükümlülüklerinden birini yerine getiren ve başta bölge halkının güvenliğini temin etmeye çalışan hükümetin böyle bir tavrı hak etmediği açıktır. Yine de bize yapılan bir haksızlığı, bize yapılmış olsa bile sineye çekebilirim. Ancak gencecik memleket evlatlarının, canları pahasına sürdürdükleri bu mücadeleye yapılan haksızlığı, o evlatların annelerinin, babalarının, şehit eşlerinin çektiği bu acıyı yok sayan bir tavrı içimize sindirmemiz mümkün değildir."

- "Eğer hala bir muhasebe yapmadılarsa..."

Akademisyenlere, "Soruyorum buradan, eğer hala bir muhasebe yapmadılarsa bugün gazetelere bir daha baksınlar" diyen Davutoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Şehit polisimiz Yalçın Yamaner'in tabutuna koşan yavrusu Begüm'ün fotoğrafına baksınlar. Bir baba olarak soruyorum onlara; hiç mi vicdanınız yok, hiç mi evlat, çocuk gözünün içine bakarak baba ve anne hasretini görmediniz ki bu terör örgütünün katlettiği insanlara karşı duyarsız kalıyorsunuz. Evde çocuklarınızın bu anlamda yüzüne nasıl bakabilirsiniz. Huzur ve demokrasi operasyonları devam edecek derken de söylüyorum; keşke o barikatların arkasındaki çocuklar, beyin yıkamalarının ve terör odaklarının etkisinde kalmamış olsalardı ve evlatlarımız, öğrencilerimiz olarak amfileri doldurmuş olsalardı. Biz bu operasyonları o çocukları kurtarmak için de yapıyoruz. Bu ülkenin tek bir evladının kaybolmasına tahammülümüz yok. Bu ülkenin tek bir insanının gözünden bir damla yaş düşmesine tahammülümüz yok. Begüm yavrumuz bir daha babasına sarılamayacakken siz hangi yüzle teröre tek bir cümle edememişken kendi çocuklarınıza sarılabilirsiniz. Bildiri metninde ne yazık ki terör örgütünün o kara propagandasının dili kullanılmıştır. Kendi adıma o bildiride imzası olan ve esasen kendilerinden bilimsel bir tavır beklediğimiz akademisyenlerin terörle aralarına mesafe koyan açıklamalarını bekliyorum. Çıksınlar ve cesurca bir aydın ahlakıyla 'bu yanlıştır' desinler.

Hiçbir akademisyenin böyle hakkaniyetsiz, böyle adaletsiz bir metinle anılmasını istemem. Orada ismi bulunan ve ortaya çıkan bu tablodan rahatsız olanlar olduğunu biliyorum. Bu yanlıştan bir an önce kurtulmalıdırlar. Her şey milletimizin gözü önünde cereyan ediyor. Terörün kurbanı olanlar bu ülkenin çocukları, tarumar edilen şehirler bu ülkenin şehirleridir. Bizden hiç kimse bu zulme seyirci kalmamızı beklemesin. Herkes bilsin ki terör çıkmaz sokaktır ve mutlaka bu ülkede temizlenecektir."

- "AK Parti, seçkin bir zümrenin partisi değildir"

Başkaları ne yaparsa yapsın yollarına bakacaklarını, reformlarına odaklanacaklarını, fikir ve siyaset üreteceklerini, ülke için geceyi gündüze katıp emek ve değer üreteceklerini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'yi 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaştırmak için gece gündüz demeden çalışacaklarını söyledi.

Vatandaşların tamamını adaletle, şefkatle, merhametle, sevgiyle, muhabbetle kucaklayacaklarını dile getiren Davutoğlu, daha çok üreten ve ürettiğini adaletle paylaşan bir Türkiye için çalışacaklarını belirtti.

Davutoğlu, demokrasiyi, hukuku, herkesin hakkı olarak göreceklerini ve kimseden esirgemeyeceklerini aktararak, şunları kaydetti:

"AK Parti, seçkin bir zümrenin, belli bir sınıfın, belli bir vatandaş grubunun partisi değildir, olmayacaktır. AK Parti, belli bir kavmin, bölgenin veya etnik grubun partisi değildir ve olmayacaktır. AK Parti, Türkiye'nin, 78 milyon vatandaşımızın partisidir. Vatandaşlarımız arasında ayrım yapan kim olursa olsun, AK Parti saflarında barınamayacaktır. Vatandaşımıza, yukarıdan bakan kim olursa olsun AK Parti saflarında yer bulamayacaktır. Vatandaşın helal lokmasına uzanan hiçbir el, AK Parti hareketini lekeleyemez ve aramızda kendisine yer bulamaz. Bizim siyasetimizin esası, milletin emanetini millete layık olarak taşımaktır. Biz milletimizin ekmeğine, aşına, aşkına, itibarına ve güvenliğine bakacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemize, insanımıza, şerefle, onurla hizmet edeceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde daha nice reformu, atılımı, hep birlikte sizlerle hayata geçireceğiz."

Bu büyük davanın kaynağı, bu büyük yolculuğun hareket noktası olan bu kutlu coğrafyanın, aziz İstanbul'un AK Parti teşkilatına teşekkür eden Davutoğlu, "Türkiye, bütün AK Parti teşkilatına bir emanettir. İstanbul da AK Parti İstanbul Teşkilatı'na emanettir. Emanetimize en iyi şekilde sahip çıkacağınıza inanıyorum" dedi.

AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, konuşmasının ardından Başbakan Davutoğlu'na, portresini takdim etti. Davutoğlu da 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki çalışmalarından dolayı 39 ilçe başkanı ve belediye başkanına teşekkür plaketi vererek, partisinin Kadın Kolları ve Gençlik Kolları üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Toplantıya, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.

(Bitti)


Haber Ara