Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu

3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-16 13:29:00

3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh, milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor" dedi.

JW Marriott Otel'deki 3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'nda uluslararası topluma seslenen Erdoğan, Suriye'deki sorunun çözümünün, bu ülkedeki zalim rejimin bir an önce alaşağı edilip, yerine halkın iradesine ve bölgenin gerçeklerine dayalı bir yönetimin işbaşına gelmesinin sağlanmasından geçtiğini belirtti.

"Bu süreçte öncelikle, ülkemiz sınırları boyunca terör örgütlerinden arındırılmış güvenli bir bölge oluşturulmasına ihtiyaç var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uygulamanın hem yeni mülteci akınlarının önüne geçeceğini hem de Avrupa kapılarına dayanan insanlara kendi ülkelerinde yardım eli uzatılabilmesine imkan vereceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aksi takdirde yeni mülteci dalgalarının oluşmasının kaçınılmaz bir hal alacağını belirterek, 2011'den beri Suriye nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 12 milyon kişinin yerinden olduğuna dikkati çekti.

Bunların bir kısmının ülke dışına çıktığını bir kısmının ise evlerini terk ederek ülke içinde farklı kentlere geçtiğini dile getiren Erdoğan, "Bunların sadece 5 milyonu ülke dışında bulunuyor. Çatışmalar sürdüğü müddetçe yerlerinden olan diğer insanların da yönlerini ülke dışına çevireceği açıktır. Açıkça bunları görüyoruz, inanıyorum ki dünya da bunları takip ediyor. Sorun her an katlanarak büyüme potansiyeline sahiptir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun bölgedeki diğer ülkeler için de geçerli olduğunu bildirerek, "Bu ülkelerde kendi toplumlarının gerçeklerine uygun, kendi halklarının taleplerini yansıtacak yönetimlerin oluşmasına imkan sağlanmadığı müddetçe yaralar kanamaya devam edecektir" diye konuştu.

- İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri

"Batı ülkeleri, kendi vatandaşlarının huzuru ve refahının, bölgedeki ve dünyadaki diğer gelişmelerden bağımsız olmadığını artık görmek zorundadır" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kendi insanlarının günlük meselelerine kulak vermek için her türlü çabayı gösterenler, sadece ve sadece hayatta kalma mücadelesi içindeki milyonlara sırtını dönemez, dönmemelidir. Aksi bir durum, Batı'nın, özellikle de Avrupa Birliğinin üzerinde yükseldiği değerlere ihanet etmesi anlamına gelir. Biz, sınırlarımıza gelen insanlara, etnik kökenine, inancına, niteliğine bakmaksızın, imkanlarımızı zorlama pahasına, kucağımızı açmayı sürdüreceğiz. Bunu, herhangi bir çıkar kaygısıyla değil, insani, ahlaki, tarihi ve vicdani bir görev anlayışıyla yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle tekrar ediyorum, İsrail'in, Müslümanların ilk kıblesi, kutsal mekanı Mescid-i Aksa'da yaptığı saygısızlığı, sergilediği vandallığı bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bu bölgeye yönelik saldırılar sadece Kudüs'te değil, tüm dünyada farklı dinlere mensup özellikle farklı inançların mensubu insanlar arasında barışı, huzuru, hoşgörüyü zedeleyen sonuçlar doğurma potansiyelini taşıyor. İsrail devletini ve tutumlarıyla onu destekleyen, ona cesaret veren tüm ülkeleri, tarih önünde bu konuda sorumlu davranmaya davet ediyorum."

Türkiye'nin bu konuyu yakından takip etmeye, her platformda dile getirmeye ve gerekli duruşu sergilemeye devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyadaki bu hassasiyeti olan liderleri arıyorum. Kendileriyle telefon diplomasisi içerisinde görüşmelerimi yapıyorum ve müşterek adımlar atmaya kendilerini de davet ediyorum" dedi.

- "Sivrisineklerle uğraşmaktansa ..."

Erdoğan, Türkiye'nin tarihi boyunca terörün kanlı ve sıcak yüzünü hep çok yakından hissettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Terörle mücadele tarihimizde binlerce şehidimiz, on binlerce kaybımız var. Bugün de yeni bir terör dalgasıyla ve bunun getirdiği acı kayıplarla karşı karşıyayız. Biz, 2003'ten itibaren Türkiye'de demokrasi ve kalkınma mücadelesi verirken en önemli hedeflerimizden biri de teröre zemin hazırlayan sebepleri ortadan kaldırmaktı. Sivrisineklerle uğraşmaktansa bataklığı kurutma anlayışıyla, hem kalkınma hem de demokratikleşme yolunda büyük reformlara giriştik. Bu dönemde Türkiye, normalleşme yolunda çok önemli bir mesafe kat etti. Demokratik açılımla başlattığımız çabaları, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile devam ettirdik ardından Çözüm Süreci'ni devreye aldık. Ancak biz sonuca yaklaştıkça bu durumdan rahatsız olanların farklı yol ve yöntemlerle, sorunu yeniden derinleştirmeye, ülkeyi yeniden kan gölüne çevirmeye çalıştığını gördük. Çünkü şunu görüyorlardı; Türkiye, Çözüm Süreci ile barışı yakalayacak ve dünyada en saygın, en güçlü ülkeler arasına girecek. Bunu görenler 'Biz Türkiye'ye nasıl böleriz, Türkiye'de nasıl huzursuzluğun zeminini oluştururuz' bunun gayretinin içine girdiler."

- "İnanın bana, söyleyecek çok sözümüz var"

"Terörizme, teröristlere bu kadar güçlü silahları veren mahfiller neresidir? Bu destekleri verenler neresidir" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"İçeriden, dışarıdan bu destekler bir yerden geliyor. Bu destekleri verenler bilesiniz ki bu ülkenin içinden değil, dışından. Bunu verirken de sadece bu güzel ülkemizi parçalamak, milletimizi bölmek için yapıyorlar. Çözüme en çok yaklaştığımız yıl olan 2013'ten beri yaşanan hiçbir hadisenin, diğerinden bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. Dışarıdan alınan bu desteklere içeriden ne yazık ki ciddi manada medya desteği de parasal destek de veriliyor. Buna rağmen sonuna kadar ümidimizi muhafaza etmeye çalıştık, sabrettik, mücadelemizi sürdürdük. Ülkenin geleceğini karartmak için her türlü tahrike, her türlü vicdansızlığa, her türlü ahlaksızlığa başvuranlar karşısında, milletimizle birlikte dirayetimizi koruduk. Bölücü terör örgütü, temmuz ayında saldırılarına yeniden başladığından beri şehit olan her güvenlik görevlimizin, ölen her vatandaşımızın acısı yüreğimizi kor bir ateş gibi yakıyor. Milletimize karşı olan sorumluluğumuz, sağduyumuzu, soğukkanlılığımızı muhafaza etmemizi gerektiriyor. Aksi takdirde inanın bana, söyleyecek çok sözümüz var."

- "Attığınız her adım boş kalacaktır bunu bilin"

"Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh, milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yapılan eylemlerin, verilen demeçlerin, atılan manşetlerin, yazılan köşe yazılarının, sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonların tek hedefi, Türkiye'de bir toplumsal çatışmanın zeminini oluşturmaktır. Ben bugünkü bu toplantıdan sadece ülkeme, halkıma değil, tüm dünyaya sesleniyorum, Türkiye'yi bölmek, bu milleti parçalamak size ne kazandıracaktır? Bu bölgede Türkiye aslında barışın teminatıdır, mağdurların, mazlumların dayandığı en önemli kapıdır. Ama attığınız her adım boş kalacaktır bunu bilin. Çünkü bu millet tarihinden aldığı bu güçle, tarihinden devraldığı bu mirasla bu mücadeleden de kesinlikle başarılı bir şekilde çıkacaktır. Ülkemizin çeşitli yerlerinde ortaya çıkan kimi teşebbüslerin amacı kısa sürede milletimiz tarafından fark edildi. Milletimiz yüreğindeki acıya, içindeki öfkeye rağmen, oynanan oyunu gayet iyi görüyor. Provokatörlerin oyununa gelmeyen milletimizin her bir ferdine, huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."

(Sürecek)

Haber Ara