Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

ABD'de Rusya kavgası şiddetleniyor

Trump'ın Suriye konusunda tıpkı Obama gibi hareketsiz kaldığı düşünülse de bu tavır Obama tarafından gönüllü bir şekilde uygulanırken, Trump cephesinde durum böyle değil. Başkan Trump'ın Washington'daki Rus karşıtı cephe ile sıkı bir gerilim içerisinde olduğu biliniyor. Suriye konusunda Rusya ile kurulan her temas sonrası ise bu cepheden sert bir hamle geliyor. Fakat Trump bu sefer daha kararlı gibi görünüyor...

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-03-02 08:20:35

ABD'de Rusya kavgası şiddetleniyor

TIMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA

Habertürk Yazarı Serdar Turgut, geçtiğimiz günlerde (21 Şubat 2018) "Gizli Suriye planı üzerinde çalışılıyor" başlıklı yazısında Georgetown Üniversitesi'nde Amerikan dış politika elitlerinin yetiştiği School for Foreign Service tarafından 27 Şubat'ta saat 18.45'te Georgetown Alumni House'ta gerçekleştirilecek olan yemekli toplantıya Putin'in özel temsilcisi Vitaly Naumkin'in de davetli olduğunu yazdı. Bu toplantıda Naumkin'in konuşma yapacağı aktaran Turgut, Naumkin'in ABD'ye Suriye konusunda "büyük bir plan" ile geldiğini söyledi. Turgut şu ifadeleri kullandı:

NAUMKİN'İN ZİYARETİ SONRASI TRUMP-PUTİN GÖRÜŞMESİ YAPILACAK

"Zeytin Dalı Operasyonu'nun Rusya'yla daha önce konuşulduğu gibi bir aşamaya getirilmesinden sonra Putin artık büyük oyunun ana hatlarını Washington'un dış politika elitlerine de anlatmanın zamanının geldiğine karar verip Naumkin'i 27 Şubat'ta Washington'a gönderiyor. Naumkin'in konuşmasından hemen sonra Trump ve Putin'in Suriye'nin geleceği üzerine uzun bir telefon görüşmesi yapması da bekleniyor."

NAUMKİN'İN ZİYARETİ ÖNCESİNDE TRUMP, McMASTER'I PENTAGON'A GÖNDERMEK İSTİYOR

Serdar Turgut, 26 Şubat 2018 tarihli "Suriye büyük oyununda Washington'da yeni adım" başlıklı yazısında ise Beyaz Saray'ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster'ı Pentagon'a dört yıldızlı general konumunda geri göndermek için arayış başlattığını ve bunu Naumkin'in ABD ziyareti öncesinde yapmak istediğini yazdı.

McMaster, Başkan Donald Trump'ın Rusya ile yakınlaşma stratejisi önündeki en önemli engellerden biri olan "Rus karşıtı" cephenin kamuoyu tarafından tanınan isimlerinden biri.

Prof. Dr. Vitaly Naumkin ise Rusya adına tüm Ortadoğu stratejisinin ve Suriye bağlamındaki Kürt politikasının ana mimarı.

TRUMP'IN RUSYA İLE YAKINLAŞMA STRATEJİSİ

ABD Başkanı Donald Trump'ın, seçim kampanyasının başından itibaren Suriye konusunda Rusya ile yakınlaşma vurgusu yaptığı hafızalarda tazeyken, Çin'in askeri yapılanmasını dengelemek için Rusya'yla yakınlaşma stratejisinin mimarı olarak kabul edilen ve 1969-1977 yılları arasında 'Ulusal Güvenlik Danışmanı' ve 'Dış İşleri Bakanı' olarak ABD dış politikasına yön veren diplomat/stratejist Henry Kissinger'in Trump'a aynı tavsiyeleri sürdürdüğü de biliniyor.

ap_17130556900842-1494430811-8948

1029082888

İSTENMEYEN ADAM: McMASTER

Öte yandan üç yıldızlı McMaster'ın, Trump yönetimindeki dört yıldızlı üç general ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly ve ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile anlaşamadığı da bilinen gerçeklerden. Katolik olmaları sebebiyle Trump yönetimindeki "Katolik damar" olarak bilinen bu isimler; Rusya'dan, Kuzey Kore'ye kadar birçok konuda kendilerinden daha düşük rütbeli McMaster'dan farklı görüşlere sahipler. Örneğin McMaster, Kuzey Kore konusunda "bloody nose attack" adını verdiği önleyici askerî hamleyi savunurken, Mattis cephesi Başkan'a daha îtidalli bir politika öneriyor. Net bir şekilde fark edilen bu durum ABD kamuoyu içerisinde de değerlendirmelere konu oluyor. Bu yılın Ocak ayında basına yansıyan haberlerde Jim Mattis ile McMaster'ın Kuzey Kore konusunda Trump'ı "makul şekilde yönlendirmeye" çalıştığını belirten ABD'nin eski Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, bu 'kararsız' tutumu eleştierrek, "Endişem, bu durumun ne kadar sürdürülebileceğiyle ilgilidir" ifadelerini kullandı.

58b0743101fe5815378b4b9a-750-563

McMASTER TRUMP'I BÖYLE ELEŞTİRMİŞTİ

Bir kaç gün önce düzenlenen Münih Güvenlik Konfransı'na ABD Savunma Bakanı James Mattis ile katılan Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, burada yaptığı konuşmada "Rusya'nın ABD seçimlerine müdahelesiyle ilgili açılan FBI soruşturmasındaki deliller inkar edilemez, doğruluğu şüphe götürmez..." ifadelerini kullanmıştı.



BEYAZ SARAY GÖRMEZDEN GELDİ

McMaster'ın buradaki konuşmasının tam metni Beyaz Saray internet sayfasına yüklenmiş fakat metinde 'Rusya' ile ilgili eleştiri kısımlarına yer verilmemişti. (Kontrol etmek için: https://www.whitehouse.gov/briefings-statements/remarks-ltg-h-r-mcmaster-munich-security-conference/)

İNGİLTERE FAKTÖRÜ TANSİYONU YÜKSELTİYOR

Öte yandan Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale ettiği ve Trump'ı Rusya'nın iktidara getirdiğine ilişkin yaşanan tartışmalar ve davalar, düşman kutuplar ABD ve Rusya arasındaki gerilimi her geçen gün yükseltirken, bu çorbada İngiltere'nin de tuzu olduğu değerlendiriliyor. (AYRINTILAR İÇİN TIKLAYINIZ)

STRATEJİ BELGESİNDE McMASTER ETKİSİ

Donald Trump'ın ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma kararı sonrasında odak noktasında Rusya'nın bulunduğu ve Trump aleyhine yürütülen kampanyanın ateşi gözle görünür biçimde düştü. Bunun en önemli sebeplerinin ise belge sonrasında Pro-İsrail grupların denge sağlayıcı unsuru ve anti Rus kanadın endişelerinin törpülenmiş olması olduğu belirtiliyor. Zira Trump'ın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'nde (18 Aralık 2017) McMaster'ın bastırmasıyla yer almış önemli Rusya vurguları vardı. Bu vurgular, Çin ve Rusya'nın Amerika için önemli ve sıkı rakipler olduğu, bu ülkelerle yapılacak her ilişkide ABD çıkarlarının önceleneceği şeklindeydi. Ayrıca, belgede "Rusya gibi bazı aktörler bilgi teknolojileriyle bağlantılı araçları demokrasilerin meşruiyetlerine zarar vermek için kullanmaktalar" ifadeleri yer almıştı.

Belge açıklanmadan bir hafta önce ise McMaster, Washington'da, Londra merkezli Policy Exchange adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada belge hakkında ipuçları vermiş ve Rusya'nın, “kutuplaşma oluşturacak sofistike propaganda kampanyaları” gibi yeni dönem savaş teknikleriyle Amerika'yı tehdit ettiğini söylemişti.

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. McMaster ve Başkan Donald Trump

McMaster

ABD-RUSYA ARASINDA İSTİHBARİ TEMAS

Trump'ın bu adımı onu bir süre rahatlatsa da kısa bir süre sonra Aralarında Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Dan Coats'ın da bulunduğu Amerikalı istihbarat yetkililerinin Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Naryshkin ve FSB Başkanı Alexander Bortnikov ile görüştüğü ortaya çıktı. Merkezi Haber Alma Dairesi (CIA) Başkanı Mike Pompeo (1 Şubat 2018) bu görüşmeleri şu ifadelerle savundu: "Bizden öncekilerin görüşme nedeni olan Amerika'yı güvende tutmak adına bizler belli aralıklarla Rus mevkidaşlarımızla görüşüyoruz. Amerika ve Rus çıkarlarının ittifak içinde olmadığı çok zor konuları görüşüyoruz. Bu karşılaşmalarda Amerika'yı savunuyoruz ve taviz vermiyoruz, asla vermeyeceğiz."

Naryshkin, ABD kamuoyunda Rusya'nın 2014'te gerçekleştirdiği Kırım ilhakı sonrasında yaptırım listesine dahil edilmesiyle tanınıyor.

ABD Merkezi Haber Alma Dairesi (CIA) Başkanı Mike Pompeo

Mike_Pompeo_810_500_55_s_c1

ABD-RUSYA TEMASI SONRASINDA SAHADA TANSİYON YÜKSELDİ

Bu görüşmenin ortaya çıkması ve Pompeo'nun "gayet normal" açıklaması yapmasından yalnızca yedi gün sonra Suriye sahasında bir hareketlilik yaşandı. ABD'nin iddiasına göre rejim ve İran destekli Şii milisler Fırat Nehri'ni geçti ve 7 Şubat 2018'de PYD'lilerle onlara eşlik eden ABD askerlerine Fırat'ın doğusundaki petrol zengini Deyrizor'a bağlı Hişam kasabasında saldırı girişiminde bulundu. ABD öncülüğündeki koalisyon, topçu atışı ve hava saldırısıyla karşılık verdi. Rusya Savunma Bakanlığı'ysa bölgede uyuyan bir IŞİD hücresinin hedef alındığını ancak operasyonun kendileriyle koordinasyon içinde yapılmadığını söyledi. Reuters Haber Ajansı, Rus kaynaklara dayandırdığı haberinde saldırıya 550 Rusya paralı askerinin katıldığını, bunların 300'ünün öldüğünü ve yaralandığını söyledi. Rakam çok büyüktü ancak Moskova hayatını kaybedenlerin sayısını 5 olarak verdi, birkaç gün sonra da yarı resmi basın kuruluşlarında “Onlarca ölü var” ifadesiyle birkaç cılız haber yapıldı. Kremlin, ölenlerin sadece Rus vatandaşı olduğunu, ordu mensubu olmadıklarını söyledi. Sonradan ortaya çıkan bilgilere göre ölen askerler, paralı askerlerdi ve çoğu "Putin'in paralı askerleri" olarak basına yansıyan Wagner Grubu'na mensuptu. Bu askerler ordu mensubu olmadıkları ve Rus bayrağı dahil herhangi bir sembol taşımadıkları için "Rus unsurlar" olarak değerlendirilmiyordu.

iste-putin-in-parali-askerleri--3392790_1

SAVCI MUELLER CEPHESİNDEN YENİ HAMLE: "RUSYA İLE İŞBİRLİĞİ" TARTIŞMALARI YİNE GÜNDEMDE

Bu bilgi sonrasında ise ABD'de Rusya soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Robert Mueller cephesinden yeni bir hamle geldi. Mueller'in soruşturma çerçevesinde suçladığı Trump'ın seçim dönemindeki kampanya danışmanı Richard Gates, 23 Şubat 2018'de savcılıkla iş birliği yaparak "ABD hükümetine karşı komplo kurmak" ve "FBI yetkililerine yalan söylemek" suçlamalarını kabul etti ve bunun sonunda "Rusya ile işbirliği" tartışmaları tekrar gündeme taşındı. Gates'in bundan sonraki süreçte Mueller ile iş birliği yapacağı ve Rusya soruşturmasıyla ilgili yeni bilgiler verebileceği kaydedildi. Aynı şekilde suçlanan ve o dönemde Gates'in yardımcılığını yaptığı kampanya menajeri Robert Manafort ise suçlamaları halen reddediyor.

Savcı Robert Mueller, Richard Gates ve Robert Manafort

r_6

VİTALY NAUMKİN ZİYARETİ SONRASINDA YENİ BİR GERİLİM BEKLENİYOR

ABD'deki hakimiyeti çok geniş olan ve içerisinde İngiltere, İsrail gibi lobilerin de bulunduğu Rus karşıtı cephenin; ABD-Rusya arasındaki diplomatik ya da istihbari temaslar sonrasında sahada tansiyonun yükseldiği gerçeğinden hareketle yeni bir hamlede bulunabileceği değerlendiriliyor.

Putin'in özel temsilcisi Vitaly Naumkin'in Afrin, Fırat'ın doğusu ve Deyrizor'u da kapsayan üç aşamalı planın ana hatlarını görüşmek üzere dün (27 Şubat 2018) gerçekleşeceği belirtilen ve basına hiçbir bilginin sızmadığı görüşme sonrası da sahada gerilimin yükseleceği düşünülüyor.

Vitaly Naumkin

n00033388-b

GERİLİM BEKLENİRKEN İLK HAMLE GELDİ

Henüz basına dahi yansımayan ve ne konuşulduğu, Naumkin'in ne zaman gittiği, kimlerle görüştüğü gibi ayrıntılar hiç açığa çıkmadan Rus karşıtı cepheden ilk hamle dün (28 Şubat 2018) geldi. Buna göre ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner'in hakkındaki güvenlik sorgulaması sonuçlanıncaya kadar "çok gizli" güvenlik toplantılarına katılmayacağı belirtildi. Haberi doğrulayan Kushner'in avukatı Abbe Lowell, yaptığı açıklamada söz konusu güvenlik soruşturması sürecinde Kushner'in kendisinden beklenenden fazlasını yaptığını söyledi.

Kushner'in gizlilik erişim seviyesinin düşürülmesinin arkasında ise "Katolik damar"ın önemli isimlerinden Trump'ın Özel Kalem Müdürlüğü görevini yürüten John Kelly var. Kararın Kelly'nin geçici güvenlik izinleri 1 Haziran 2017 tarihinden önce dolan Beyaz Saray yetkililerinin, geçen cuma gününe kadar daimi güvenlik izni edinmediler ise bu yetkilerinin kaldırılması talimatı üzerine verildiği belirtildi. Beyaz Saray'dan bir yetkili de Kelly'nin talimatının yerine getirildiğini doğruladı. Yani bu değişiklik Kushner dışında Beyaz Saray'da çalışan ve geçici güvenlik iznine sahip onlarca kişiyi de etkileyecek.

Öte yandan Beyaz Saray'daki gizli güvenlik bilgilendirmelerine katılabilmesi ve çok gizli belgelere ulaşabilmesi için geçici izin verilen Kushner'in Beyaz Saray'da göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen üst düzey güvenlik soruşturmasını tamamlamadığı kaydediliyor.

Washington Post'un haberine göre 37 yaşındaki danışmana kalıcı bir izin verilmemesinin ardında, Beyaz Saray'ın Kushner'in bazı yabancı hükümet yetkilileriyle olan ilişkilerinden duyduğu endişe yatıyor. Kushner'in yabancı iş ilişkilerini ABD seçimlerine Rusya'nın müdahale ettiği iddialarıyla ilgili soruşturmayı sürdüren özel savcı Robert Mueller de mercek altına almıştı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner

Jared-Kushner-ve-trump-e1490684801301

"TRUMP İÇERİDEKİ MUHALEFETİ SAF DIŞI BIRAKACAK"

Bu görüşme öncesinde sızan bilgilere göre ise Trump'ın "Suriye'ye barış getirmek için Rusya ile çalışmak konusunda kararlı olduğu ve buna karşı çıkacak kendisine yakın bazı isimleri dahi gözden çıkardığı" ifade ediliyor. Serdar Turgut, ilgili yazılarında (26 Şubat 2018) "Washington çevresinde anlatılanlara göre Trump'ın kendi ulusal güvenlik cemaati içindeki muhalefeti ortadan kaldırdıktan sonra bazı adımlar atacağını" belirterek Trump'ın olası hamlelerini şu şekilde sıralamıştı:

- Rusya ile birlikte Suriye'ye kalıcı bir düzen getirilmesi imkânı doğduktan sonra Trump, kendini Amerika halkına Suriye konusunda verdiği sözü tutmuş olarak görecek. Oradaki misyonunu sadece DEAŞ ile mücadeleyle sınırlı tutan Pentagon da Trump ile aynı fikirde.

- Rusya ile bir plan çerçevesinde işbirliğine karşı olan yönetim içindeki bazı güçler temizlenecek. Bu isimlerden en bilineni McMaster.

- Rusların YPG ve Esed rejimini birarada yaşamak konusunda alaştırma planı işe yararsa Trump'ın bunu Menbiç'ten çekildiklerinde orada da uygulayabileceğini düşündüğü belirtiliyor.

- ABD Türkiye'nin buna itiraz etmeyeceğini düşünüyor ve Trump'ın Fırat'ın doğusu ve batısı ile ilgili olarak Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygılarına cevap verecek bir formül için Putin ile görüşmeyi düşündüğü de ifade ediliyor. Ruslar'a göre o formül Ankara ile Şam'ın direkt teması. İddialara göre bu fikir CIA'e iletildi. Fakat ABD çevreleri aceleci davranmama taraftarı.

- Trump'ın Fırat'ın doğusu için Kuzey Irak modeli bazında Rusya ile anlaşma ihtimalinin bulunduğu da belirtiliyor.

ABD-RUSYA TEMASLARININ TÜRKİYE'YE YANSIMALARI

Washington ve Moskova arasındaki görüşmelerin uzlaşı ile sonuçlanmasının çok zor olduğu belirtilse de tam bir mutabakata varmaları durumunda, anlaştıkları planı Türkiye'ye dikte etmeye çalışacakları düşünülüyor.

En olası ihtimal olan anlaşamamaları durumunda ise bir boşluk doğacağı ve oluşacak gri alanlarda Türkiye'nin politika ürebileceği belirtiliyor.

ABD-Rusya geriliminin giderek tırmanması ise İngiltere'nin ABD karşısındaki bağımsız politikalarını daha da genişletmesi ve Türkiye ile farklı zeminlerde müşterek hareket edebilme ihtimalinin artması olarak değerlendiriliyor.

Londra'nın Afrin desteğine verdiği destek açıklamaları, Katar gerilimi, Kuzey Irak referandumu ve Kudüs konusunda Ankara ile ortak zeminde buluşmuştu.

br1wu_1457577549_6689

xRrca_1457577495_6723

NAUMKİN'İN FETULLAH GÜLEN RÖPORTAJI

Öte yandan ABD-Rusya yakınlaşmasının son istihbari temasında ismi geçen Vitaly Naumkin, Türkiye kamuoyunda ise "Fetullah Gülen" ile yaptığı röportajla tanınıyor. Naumkin, Türkiye-Rusya uçak krizi konusunda 2016 Mart ayında, yani 15 Temmuz darbesinden yalnızca iki ay önce Gülen ile görüşmüş, röportaj yapmıştı. Gülen ile Moskovski Komsomolets Gazetesi temsilcisi olarak görüşen Naumkin, çok daha önce ise kendisi FETÖ'nün yayın organlarından Cihan Haber Ajansı'na röportaj vermişti. Naumkin, bu röportajında PKK ve PYD'yi ayırdıklarını belirterek PYD'yi PKK ile bir tutmadıklarını söylemişti.

Haber Ara