Dolar

32,5919

Euro

35,0002

Altın

2.450,97

Bist

9.766,39

13. İstanbul Moda Konferansı 8 Ekim'de başlayacak

Bu yılki teması 'Fashion's Wake Up Call' olarak belirlenen konferans, 8-9 Ekim'de online olarak gerçekleştirilecek- TGSD Başkanı Hadi Karasu:- 'Avrupalı markalar, artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gidecekler. Nitekim bu değişimin yansımalarını görmeye başladık. Çin'deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışa

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-30 13:32:31

13. İstanbul Moda Konferansı 8 Ekim'de başlayacak
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, Avrupalı markaların artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gideceğini belirterek, "Nitekim bu değişimin yansımalarını görmeye başladık. Çin'deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışan markalar, son haftalarda bizimle iletişime geçip kapasite yokluyorlar, numune yaptırmak istiyorlar." dedi.

TGSD Başkanı Karasu ile İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe'nin ev sahipliğinde, 8-9 Ekim'de düzenlenecek 13. İstanbul Moda Konferansı'nın tanıtım toplantısı, video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Hadi Karasu, İstanbul Moda Konferansı'nı bu yıl ilk kez sanal ortamda gerçekleştireceklerini bildirdi.

Salgının dijitalleşme sürecini hızlandırdığını ifade eden Karasu, dijital dünyaya hızlı bir şekilde uyum sağlamak gerektiğini, dijital dünyanın kodlarını çocuklar ve gençlerin bildiğini ve dünün gençlerinin, bugün astronomik rakamlardaki şirketlere hükmettiğini söyledi.

Karasu, sürdürülebilir moda konusunda yapılması gereken ev ödevleri olduğunu aktararak, "Dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik Türk hazır giyimi için yeni bir sıçrama tahtası olacaktır. Önümüzdeki dönemlerde bunu göreceğiz." dedi.


- "Medikal ürünler hem istihdamda trajik kayıpları önledi hem de ihracata hatırı sayılır katkı sağladı"


Hadi Karasu, medikal ürünlerin, küresel pazarların kapalı olduğu süreçte hem istihdamda kayıpları önlediğini hem de ihracata hatırı sayılır katkı sağladığını vurguladı.

Pandeminin etkili olduğu ilk günden bu yana medikal ürünlerin özel ihtisas alanı olarak konumlanması, Ar-Ge ve üretim merkezlerinin organize şekilde Avrupa ve Türkiye'de kurulması konusunda girişimlerde bulunduklarını anlatan Karasu, medikal ürünlerin gelecekte de devam edeceğini, vakit kaybetmeden doğru altyapının kurulması gerektiğini söyledi.

Karasu, salgınla birlikte tedarik zincirinin de değiştiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel markalar, uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın büyük finansal kayıplara ve yıkımlara neden olabileceğini salgın döneminde gördüler. Avrupalı markalar, artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gidecekler. Nitekim bu değişimin yansımalarını görmeye başladık. Çin'deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışan markalar, son haftalarda bizimle iletişime geçip kapasite yokluyorlar, numune yaptırmak istiyorlar. Çin 2019'da 35,9 milyar doları ABD'ye olmak üzere toplamda 170 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı gerçekleştirdi. Bu pastadan yüzde 10 pay alabilmek için bile mevcut ihracatımız kadar kapasite yaratmamız gerekiyor. Yani hızla büyük ölçekli yatırımlara ihtiyacımız var. Böylesine ilave kapasite için bölgesel teşvikler yerine hazır giyim yatırımlarının yurt genelinde desteklenmesi gerekiyor."

Sektörel üretimin yüzde 80'inin büyükşehirlerde olduğunu ve küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmadan yararlanacak bu firmaların teşvik sistemi ile desteklenmesi gerektiğini aktaran Karasu, "Teşvik sistemindeki önemli bir yenilik de yeni yatırımlar için bir yılı ödemesiz 3-4 yıl vadeli kredilerin kullandırılması. Eğer teşvik sitemi değişir ve kredi olanakları sağlanırsa Çin'in dünya hazır giyim ihracatındaki 170 milyar dolarlık pastasından yüzde 10 pay alabilir; çok kısa bir süre içinde mevcut istihdamımızı ve ihracatımızı iki katına çıkarabiliriz." diye konuştu.

Karasu, Türkiye'nin Çin'e göre çok daha esnek ve hızlı olduğunu, bunu fırsata çevirecek potansiyelin bulunduğunu vurguladı.


- "Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD'den de Türkiye'ye bir yönelim var"


İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe ise salgın şokunu hızla atlatan hazır giyim endüstrisinin haziran ayından itibaren hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini ifade etti.

Gültepe, haziranı yüzde 25 artıda kapattıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temmuzda 1,8 milyar dolarla sektörel ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustosta 1 milyar 546 milyon dolarla en çok ihracat gerçekleştiren sektör olduk. Eylülde temmuzdaki 1,8 milyar dolarlık rekorumuza yaklaşacağımız görülüyor. Son 4 ayda salgın döneminin kaybını büyük ölçüde telafi ettik. Ocak-eylül döneminde geçen yıla göre hala 9,2 eksideyiz ancak siparişlere bakılırsa önümüzdeki 3 ayın da iyi geçeceğini söyleyebilirim. Maske ve tıbbi giysilerin de katkısı ile yılı büyük olasılıkla 17 milyar dolar civarında kapatacağız. Özellikle eylülde AB'ye ihracatta yakaladığımız yüzde 24'lük artışın altını çizmek istiyorum. Öte yandan, Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD'den de Türkiye'ye bir yönelim var. Bu ülkeye ihracatımız 9 ayda yüzde 19,7 artış gösterdi. Yurt dışındaki ortaklarımızla yürüttüğümüz temaslarımız Türk hazır giyim sektörünün salgın sürecinden güçlenerek çıkacağını gösteriyor."

Türkiye'de yeterince maske üretimi bulunduğunu vurgulayan Gültepe, "Şu anda hibe olmasının hiçbir anlamı yok. Fiyatlar düştü, rekabet etme şansı yok." dedi.


- Alınacak siparişlerle hazır giyim ihracatına 250 milyon dolarlık katkı yapılması öngörülüyor


TGSD'nin İHKİB iş birliğiyle düzenleyeceği 13. İstanbul Moda Konferansı, 8-9 Ekim'de yapılacak.

Salgın nedeniyle online olarak gerçekleştirilecek organizasyonun bu yılki teması "Fashion's Wake Up Call" olarak belirlendi.

Konferansta, daha önceki organizasyonlarda da ana gündemi oluşturduğu halde hep ertelenen ancak salgın sürecinde zorunlu hale gelen dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ile dönüşüm ve çevre dostu üretim gibi konular mercek altına alınacak.

Konferansta ayrıca, Türkiye'nin yıllık ithalatı 1 milyon tona yaklaşan pamukta sürdürülebilirlik konusu enine boyuna konuşulacak.

Konferansın ikinci gününde ise H&M, Lee Fung, Spring ve Bestseller gibi uluslararası markaların yanı sıra LCW, Mavi ve Defacto gibi yerli markaların da aralarında bulunduğu 40'a yakın alım grubunun temsilcileri bu kez sanal ortamda firmalarla buluşacak.

Bu bölümde 1.000'in üzerinde görüşme yapılması ve alınacak siparişlerle hazır giyim ihracatına 250 milyon dolarlık katkı yapılması öngörülüyor.

Haber Ara