Dolar

32,5748

Euro

34,9587

Altın

2.444,52

Bist

9.716,77

Mülteci Hakları Derneği'nden facia açıklaması

Umut tarlasında ömür biçmek!

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-03 14:51:46

Mülteci Hakları Derneği'nden facia açıklaması

Türkiye bugün, “İstanbul Boğazı’nda Facia” başlıklı haber ile güne başlarken, bu haber faciaların ne ilki ne de sonu olarak kayıtlara geçti. Haberin verilişi bile Türkiye’nin göçmenlerle ilgili durumunu ve ölümün muhtemel yaşamanın ihtimal olduğu bir umut yolculuğuna çıkan göçmenlerin hazin durumunu gözler önüne seriyor. Sadece son iki günde Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri Ege Denizi’nde 292 “kaçak” göçmeni kurtarırken, 2014 yılı için Ege Denizi’ni geçerek kanunsuz yollarla Avrupa’ya gitmek isteyenlerden “kurtarılanların” sayısı 10 bin çoktan geçti. Bu inanılmaz sayılar ve Ege Denizi’nde yaşanan onlarca faciaya rağmen Türkiye, İstanbul Boğazı’nda yaşanan facia ile kaçak göçmen sorununa dikkat kesildi.

Afrika’nın Eritre’sinden Asya’nın Myanmar’ına, Ortadoğu’nun karışık coğrafyasındaki hemen her ülkesinden Kafkasya’daki Türki cumhuriyetlere kadar onlarca farklı ülkeden Avrupa’ya daha iyi bir yaşam, iş imkanı ve can güvenliği için bilinmez bir yolculuğa çıkan binlerce “göçmen” kaçak sıfatını da alarak bilinmez bir yolculuğa çıkıyor, çoğu zaman bu yolculuk havasız kaldıkları tır kasalarında ya da batan teknelerde ya da bile bile atıldıkları denizde boğulmaları ile sonuçlanıyor.

Avrupa ile Asya arasındaki bağlantısı, deniz yolları ve ulaşım ağının tam ortasında bulunması ile Türkiye uzun yıllardır göçmenlerin transit ülkesi konumundaydı. Ancak Türkiye’nin yükselen ekonomisi ve bölgesindeki tek istikrarlı ülke olması onu göçmenler için bir hedef ülke haline getirmiştir. Afrika ve Asya ülkelerinden gelen bu yoğun göç dalgasına Suriye savaşı ve Ortadoğu’daki diğer karışıklıklar da eklenince yoğun göçle birlikte Türkiye, göçmenlerin ve mültecilerin siyasi, toplumsal ve ekonomik yükünü kaldıramaz duruma gelmiştir. Savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeli için işsizlik, vatansızlık ve sürekli yardıma muhtaç durumda tutulmaları nedeniyle Türkiye’de kalmak istememekte, Türkiye ise milyonları bulan mültecilere acil ihtiyaçların sağlanması dışında hakları teminde yetersiz kalmaktadır. Mühendislerin inşaat işçiliği yaptığı, öğretmenlerin temizlik işçisi olduğu, birkaç dil bilen eğitimli onlarcasının kamplarda zaman tükettiği Suriyeli mülteciler Afrika ve Asya ülkelerinden aynı kaderi paylaştıkları “kaçak göçmenlerle” Avrupa umuduyla ölüm yolculuğuna çıkmaktadır.

İstanbul Boğazı’nda facia haberi ile bir kez daha bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren göçmenlik sorunu, göçmen/insan kaçakçılığı suçunun da tüm boyutları ile ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Göçmenleri bir insan değil her biri on binlerce dolar eden ve denizin ortasında terk edip gidebileceği bir eşya gibi gören “göçmen/insan kaçakçıları” için, Suriyeli mültecilerle birlikte çok büyük bir Pazar haline gelmiştir. Bugün İstanbul gibi büyük bir metropolden bütün güvenlik tedbirlerini aşarak göçmenleri kaçak yollarla taşıyan ve ölüme sürükleyen bu suçlulara ve suçun ortaklarına karşı Devletin tüm yetkili birimlerinin acil olarak tedbir alması ve bu suç yollarının kapatılması gerekmektedir. Türkiye’nin bu haberlere tekrar konu olmamasını, insan hakları ihlallerine yeni kapılar açılmamasını, başka bir facianın daha yaşanmamasını umut ediyoruz.

ULUSLARARASI MÜLTECİ HAKLARI DERNEĞİ

Haber Ara