Dolar

32,5376

Euro

34,9546

Altın

2.456,62

Bist

9.879,56

Ramazan'ın tadı 'Baklava Alayı'ydı

İstanbul kent yaşamına dair gelenek, adet ve uygulamaların anlatıldığı İstanbul'un 100 Adeti isimli kitapta, Ramazan'a ve bayrama özel geleneklerden bolluk ve uğur getirmesi için yapılan adetlere kadar, şehrin toplumsal hayatında yüzyıllar boyunca yaşatılan ve bazıları bugün de devam eden çeşitli uygulamalar anlatılıyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-07 10:55:18

Ramazan'ın tadı 'Baklava Alayı'ydı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Osmanlı'nın ve İstanbul'un sosyal hayatına ışık tutacak kaynak niteliğinde bir kitap yayımladı. İstanbul kent yaşamına dair gelenek, adet ve uygulamaların anlatıldığı kitap İstanbul'un 100 Adeti ismini taşıyor. Kitapta Ramazan'a ve bayrama özel geleneklerden, bolluk ve uğur getirmesi için yapılan adetlere, padişahların kılıç kuşanma törenlerinden sadaka taşı gibi adetlere kadar şehrin toplumsal hayatında yüzyıllar boyunca yaşatılan çeşitli uygulamalar anlatılıyor. İşte Osmanlı'nın ve İstanbul'un sosyal yaşantısını renklendiren birbirinden ilginç adetler...

YAĞ PARASI MUM PARASI


Eski Ramazanlardaki eğlenceli çocuk âdetlerinden biri 'Yağ Parası' idi. Çocuklar Ramazan gecelerinde toplanıp, bir çanağa mum ya da kandil koyarak kapı kapı dolaşır ve komşulardan 'donanma' parası dedikleri bir bahşiş toplarlardı. Yağ parası mum parası toplamaya çıkan çocuklar kapıların önünde durup hep bir ağızdan tekerlemelerini söyler, para vermeyen evlerin kandillerini taşlarlardı. Eski İstanbul çocuklarının en eğlenceli âdetlerinden biri olan yağ parası mum parası tekerlemesinin sözleri şu şekildeydi: 'Yağ parası, mum parası / Akşam oldu kandil parası / Kömürlükte kömür / Hanımlara ömür / Merdivenden iniyor / Bize para veriyor / Yağlı kapı, ballı kapı / Halkası büyük, renkli kapı'

BÖYLE OLUR SARAY BAYRAMI

Osmanlı sarayında bayramlaşma töreninde padişah tahtından uzanan saçak öpülürdü. Saçak önde gelen biri tarafından tutulur, başta sadrazam olmak üzere rütbe sırasına göre öpülür, bazıları padişahın eteğini, ayağını öper, temenna ederek geçerlerdi. II. Abdülhamid döneminde saçağı, ölünceye kadar Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa tutmuştur. Mehmed Reşad padişah olunca Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza Bey ve bazı mebuslar saçak öpmezdi. Basında lehlerinde ve aleyhlerinde birçok yazı yazıldıysa da, bundan sonra âdet resmi bir karar alınmadan kaldırıldı. El öpme âdeti Ramazan ve Kurban Bayramı gibi dini bayramlar başta olmak üzere gündelik yaşamımızda bir saygı ifadesi olarak varlığını sürdürmektedir.

EN RENKLİ RAMAZAN GÖRÜNTÜSÜ

İstanbul hayatının değişmez ananelerinden birisi de Ramazan aylarının en renkli görüntülerine sahne olan Baklava Alayı'dır. Kanuni Sultan Süleyman devrinden kalma bir âdet olan Baklava Alayı, her Ramazan ayının on beşinci günü Topkapı Sarayı'nda gerçekleşen Hırka-i Saadet ziyareti kapsamında düzenlenirdi. Yeniçeriler de saraydan aldıkları tepsi tepsi baklavaları, yeşil sırıklar üzerinde İstanbul sokaklarında dolaştırır ve kışlalarına ulaşırdı. İstanbul halkı, baklava tepsilerinin geçeceği yollara doluşur ve bu şenlikli alayı seyretmek için birbirleriyle yarışırdı.

(YENİ ŞAFAK)

Haber Ara