Er, yaptığı yazılı açıklamada, Çin'in söylemlerinin gerçekle ilgisi olmadığını, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde dini baskıların devam ettiğini belirtti.
Kendilerine gelen son bilgi ve görüntülerde, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bazı hastanelerin kapılarına, Çince ve Uygurca "Başörtülü ve tesettürlü bayanlar giremez" şeklinde yazılar asıldığını gördüklerini aktaran Er, şöyle devam etti:
"Bir başörtülü ya da tesettürlü Müslüman Uygur kadın, hasta olursa ne yapacak? Kadınlar, başörtülü diye hastaneye alınmıyor, başlarını açıp girmek zorunda kalıyorlar. Cami içerisinde, yani mihrabın üstüne Çin komünist bayrakları asılmış durumda. Camide namaz kılan Müslümanlar, Çin bayrağına secde etmek zorunda kalıyorlar. Doğu Türkistan'da bir bölgeden başka bölgeye gidip namaz kılmak, yasa dışı dini etkinlik sayılıyor. Çin, camilere giriş için izin kartı dağıtıyor, kartı olmayanlar camiye giremiyor."
Er, Türkiye'deki bazı medya kuruluşlarının ve yazarların bölgede bir problem yokmuş gibi haber yaptığını savundu. "Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslümanlara baskı uygulanmıyor" diye fotoğraflar paylaşıldığına dikkati çeken Er, şunları kaydetti:
"Onlar, Çin'in iç kesiminde yaşayan 'Tungan' diye bilinen Çinli Müslümanlardır. Çinlilerle aynı dil ve kültüre sahip oldukları için onların problemleri yoktur. Son haftalarda sosyal medya üzerinden Doğu Türkistan'da yaşanan zulümlerle ilgili pek çok fotoğraf yayınlanıyor. Bazı kaynaklar, bu fotoğrafların başka bölge ve olaylarla ilgili olduğunu iddia ediyor. Doğu Türkistan'da basın özgürlüğü olmadığı için oralarda yaşanan kanlı olaylarla ilgili bilgi ve görüntü alamıyoruz. Son günlerde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, Çin'in Müslümanlara yönelik dini yasaklar uygulamadığı yönünde medyada ve sosyal medyada çıkan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Orada gerçekten baskı ve zulüm var, şu an binlerce Uygur Türkü Çin baskısından kaçarak Türkiye'ye sığınmış durumda. Eğer Doğu Türkistan'da baskı yoksa bu insanlar neden kendi topraklarını, evlerini ve mal varlığını terk ederek kaçmak zorunda kalıyorlar? Biz, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği olarak, zalim Çin'i savunan yazarlara sesleniyoruz. Eğer onlar gerçek Türk ise gerçek Müslümansa kendilerinden utanmaları gerekir."
