Dolar

32,5960

Euro

35,0094

Altın

2.450,72

Bist

9.785,39

Satranç hakkında fetvalar

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-06 10:51:08

Satranç hakkında fetvalar

İslam kişinin hayatını Allah rızasına uygun amellerle donatmasını ve mümkün olduğu kadar tüm vaktini hayırlı işlerle geçirmesini ister ve bunu tavsiye eder. Vaktin değerini ve ömrün nerede nasıl geçirildiğinin hesabını düşündürerek müslümanları hayra ve salih amele teşvik eder. Esasen ciddi bir müslümanın boş vakti de olmaz, oyun ve eğlenceyle geçirecek vakti de... Ancak nihayetinde müslümanlar da insandırlar ve boş işlere meyledebilirler.

İslam fıkhı müslümanları günahlardan özellikle de haramlardan korumak ve sakındırmak için verilmiş fetvalarla şekillenmiştir. Zira bir kere bir harama meyledildi mi durmak ve vazgeçmek her zaman mümkün olmayabilir.

Büyük günahlar arasında bulunan kumar da adeta bir şer nehri gibi akar ve fıkhımız bu nehrin suyuna meyledenleri uyarmak ve şerden muhafaza etmek için sed gibi fetvalarla münkerden nehyetmek ve maruf ile emretmek gibi önemli bir vazife görür.

Hakkında kesin nas yani ayet ya da hadis bulunmayan konular hakkında verilen fetvalardaki muhtemel ayrılıkların sebebi devirlere ve coğrafyalara göre değişebilir. Bir yerde bir dönem şiddetle yasaklanan birşey daha sonra başka bir belde de serbest bırakılabilir. Değerli alimlerimizin fetvalarında bu gibi farklılıkları ve zamana ve zemine göre değişiklikleri sık sık görebiliriz.

İslam hayatın içinde ve her alanında hükmeden, zamanlar ve coğrafyalar üstü bir sistem kurmuş ve her problemin nasıl çözülebileceğini de bu sistem içinde kalmak kaydıyla yol olarak tayin etmiştir. İşte müctehid imamlaar bu sistemi işleten ve Allah(cc)'ın nizamı doğrultusunda hayatımıza İslam üzere yön veren muhterem pusulalardır.

Bu girişten sonra satranç konusuna geçelim:

Satranç, yukarıda bahsettiğimiz gibi hakkında kesin nas olmayan bir konudur. Yani ayet ya da hadislerle yasaklanmayan bir oyundur. Ancak bu konuda da bazı hadis olduğu iddia edilen sözler nakledilmişse de hadis hafızlarından bu konuda hasen ya da sahih herhangi bir rivayet yoktur.

İmam Ebu Hanife, İmam Malik ve İmam Ahmed'e (rahmetullahi aleyhim) ulaşan ve onların satranç hakkında haram fetvası vermelerine delil olan hadis hakkında münker cerhi yapılmıştır. Bu rivayetin isnadında Hayye isimli bir şahıs vardır ve mechul biridir, isnadı kesiktir. Bu sebeple hadise münkerdir denilir ve onunla fetva verilmez. (Berika, C. 5, s. 189)

Bu sebepledir ki İmam Şafii ve İmam Ebu Yusuf bu oyunun mübah olduğuna fetva vermişlerdir. (İbn-i Abidin, Reddu'l Muhtar, c. 12, s. 521)

Yine aynı ulema satrançla birlikte haram olmasına sebep olacak bir başka etken olmamasını şart koşmuşlardır. Şafii, zekanın geliştirilmesi ve anlayışın berraklığı için mübah olur. Kumar kasdıyla oynanırsa mübah olmaz, fuhuş ile konuşmamak (yani küfürlü konuşmamak), namaz vaktini ve cemaatş kaçırmamak şartıyla bir de arasıra oynanırsa mübah olur demiştir.

Yine aynı şekilde Hanefi mezhebi uleması da farklı görüşler beyan etmişlerdir. İbn-i Abidin, mübah olmadığı görüşünü tercih etmektedir. Ancak haram olmadığını, haram olabilmesi için Şafii'nin zikrettiklerine benzer durumların ortaya çıkmasını şart koşmuşlardır.

Reddu'l Muhtar'ın metni Dürrü'l Muhtar'da bu şartlardan olarak şunlar sayılır: Kumara vasıta edilmesi, namazı terketmeye götürmesi, çok yemine sebep olması ve yol üzerinde aleni oynanması veya oynarken dinen yasak olan ifadelerin kullanıması. Bunlardan birisi ortaya çıktığında satranç yasaklanır. (İbn-i Abidin, c.12, s. 517) Bunlara altıncı bir şart daha eklenerek, alışkanlık haline getirilmesi de yasaklanma sebebi sayılmıştır. (İbn-i Abidin, c.12, s. 521)

Vehbaniye şerhinde nakledildiğine göre bu şartlardan birini taşıyan bir kişinin adaleti sakıt olur yani mahkemelerde kadı onların şahitliklerini kabul etmez.

Bu nakillerden sonra satranç hakkında şiddetli fetvalar ve sözler söylemeden önce düşünmekte fayda var, zira konu bir oyun hakkında konuşmaktan çıkıp İslam'ın fıkıh usulü hakkında insanların tereddütlerine sebep olmaktadır. Nasihat ederek insanları hayra yönlendirmek ve boş işlerden uzak tutmak elbette hayırlı bir iştir ancak bunu yaparken hakkında ihtilaf olan bir konuyu ele alıp bununla insanları domuz kanına ellerini bulamakla suşlamak ve gereğinden fazla şiddetli mesaj vermek maksattaki hikmeti yok edebilmektedir.

Yine rivayet edilen ve bu konuya delil olarak sunulan bir başka hadis; ‘satranç oynayan kimse melundur' hakkında Aliyyu'l Kari, Nevevi'den naklen sahih değildir, bilakis yalandır der ve bu konuda herhangi bir merfu hadis sabit olmamıştır diye ekler.

İbn-i Hacer'in şu ifadeleri de dikkate değer: ‘Sahabenin büyüklerinden bazı kimseler satranç oynadığı gibi, tabiin ve ondan sonra gelenlerden sayısız kimseler satrancı oynamışlardır. Hatta Said b. el-Müseyyeb de arasıra satranç oynuyordu.' (İbn-i Hacer, Tuhfe) (Berika, c.5, s. 189)

İbn Abbas, Ebû Hureyre, İbn Sirin, Hişam b. Urve, Said b. el-Müseyyeb ve Said b. Cübeyr(radiyellahu anhum) gibi sahabe ve tabiin satrancı mübah görmüşlerdir. (Yusuf el-Kardavi, el-Helâl vel-Haram fil-İslâm, s. 217)

Netice olarak şunu söylemek gerekir ki, satranç hakkında verilen fetvaların temel nedeni oyunun kumara alet edilmesidir ve bundan hali olarak oynandığında da mübah diyenler azınlıkta kalmakta ancak mekruh fetvası daha çok tercih edilmektedir. Elbette fetvaların delil vehikmetlerini en iyi fetvayı verenler bilir.

Günümüzde bu oyunun kumar için oynanmadığı aşikardır, müslümanlar arasında yaygın olduğunu söylemekte çok zordur. Bu halde itidalle söz söylemek ve müslümanları güzel nasihatlerle hayra teşvik edip şerlerden uzak durmalarını tenbih etmek en güzel yoldur.

Haber Ara