Dolar

32,4593

Euro

34,7431

Altın

2.423,26

Bist

10.082,77

Rosa Luxemburg neyimiz olur?

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-28 09:37:50

Rosa Luxemburg neyimiz olur?

Tam bir hafta oldu…

168 saat…

Sigarayı bırakmamın üzerinden tam bir hafta geçti. Sigarasızım. Her gün özgürlüğüne gün sayan mahkum gibi çeltik atıyorum aklımın duvarına. Söylenenlere bakılırsa özgürleşmeme az kaldı.

 Eğer sigarayı bırakmamış olsaydım, bir resim çizecektim size kelimelerle. Öyle bir resim ki, tüm salon beyaz geleneksel örtüyleriyle kürt kadınlarıyla dolu olacaktı. Hiçbiri Türkçe bilmeyen bu kadınlara “ Ulus devlet paradigmasının kadının bedeni üzerinden kendini meşrulaştırma çabası” başlıklı bir konuşma yapan ve salondaki diğer kadınlara hiç benzeyen –sözde- kürt siyasetçilerinden bahsedecektim. Konuşmacıları anlamak için Türkçe sözlüğün bile yetmediğini, sol literatürünü de bilmenin gerektiğini söylememe gerek kalmazdı sanırım. Resme bakan her şeyi anlardı, uçurumu, yabancılaşmayı, dil oyunlarıyla üstünlük kurma çabalarını, anlaşılmaz olmanın statü kazandırdığını… Kürt kadınlarının kendi aralarında fısıltıyla “Ulus devlet çîye ?”,  “Paradigma kîye?” sorduğu bir salon düşünün…

Ama kurumsallaşmış mahkum gibiyim ben bu aralar. Hani mahkum özgürlüğüne kavuşacaktır da yıllarca içerde olmanın getirdiği bir psikolojiyle “dışarısı” anlamsızlaşır ya gözünde öyle bir şey işte. Özgürlük ve mavi gökyüzü arasındaki bağlantı bir kere kopmuştur artık. Ama hayır vazgeçmiş değilim. Sigaradan kurtulacağım.

Eğer dünyadaki diğer bütün olan bitenlerden daha büyük, daha doğrudan beni etkileyen bu sigara meselem olmasaydı, kibirli ve kompleksli bir dille  kürt kadınlarına seslenen bu siyasetçilere “ bize bizim anlayacağımız dilden, anadilimizden seslenin!” belki de tek sorun Kürtçe anlatılmamış olmasıdır, belki de paradigmanın, ulus devletin, kadın bedeni üzerinden devletin kendini meşrulaştırmasını…Bunların hepsini anlama ihtimalimiz olurdu belki, kimbilir.

Ama ağzım yara anlatamıyorum….

Çünkü sigarayı bıraktıktan sonra vücut hemen tepki vermeye başlıyormuş. Diş eti sızlaması, ağız içi yaraları . O kadar berbat bir ağrı ki, Irak Kürt Yönetiminden bir gazeteci arkadaşla yaptığımız konuşmayı bile anlatmama mani oluyor.

Oysa “ Demirtaş keşke biraz vakit ayırıp Kurmanci öğrenseymiş, iyi bir görüntü değildi iki kürt liderin tercüman aracılığı ile konuşması…” demişti Geçen günkü Barzani'yi ziyaretiyle ilgili.. Çok önemli bir detaydı ve bunu mutlaka anlatmam gerekirdi oysa. Gazeteler baktım, bir manşet dikkatimi çekti “ Abi diyolog için destek ver!” demiş Demirtaş. İki yüzlülüğe bak, Barzani'ye hakaret eden milletvekili kendi partisinin rozetini taşımıyor sanki.  Diplomasi farklı bir şey tabi ama keşke deseymiş Barzani ‘ hele sen tercümansız gel, bakarız' diye…

Sigara mevzusuna gelince, meğer ben kahvaltıyı sırf sigara yakabilmek için yapıyormuşum yıllardır. Bir haftadır anlamsız geliyor kahvaltı yapmak. İnsan neden kahvaltı yaparmış ki sahiden, sabahın bir vakti hem de. Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde çay isteniyor ya, utanmasam  “bana bir bardak süt, az şekerli olsun!” diyeceğim. Çay içmek de anlamsızlaştı, kahve için kötü şeyler söylüyorlar zaten ona hiç dokunmuyorum bir haftadır.

Eğer sigara işi araya girmemiş olsaydı, bir kürt siyasetçinin, hendek döneminde odun almak için evden çıkıp kurşunlara hedef olan Taybet İnan için “ O bir Rosa Luxemburg'tur!” demesine öfkelenirdim. O  kim, Kürtler için Rosa'nın anlamı ne? Kim tanır Roza'yı, derdim. Nedir bu kahredici kompleksleriniz, kendinizden nefret edişiniz, Fransız Devriminden karakter çalınca başınız göğe mi eriyor?  Öldürttüğünüz Kürtlerin üzerinden bir de pek akademik konferanslar, pek bilinmedik  rol modeller mi veriyorsunuz?. Ne kadar hadsizsiniz, ne kadar çirkinsiniz…derdim.

Oysa Taybet İnan'ın oğlu “annem sabah namazından sonra uyumazdı” diye anlatıyordu annesini. Kürt kadınlarının çoğu sabah namazından sonra uyumaz ve Taybet gibi evinin önünden odunları alıp sobayı yakar. Ne oldu da kendi halinde, namazını kılmış, sobasını yakacak bir kürt kadını öldürüldü? Ne oldu da öldürüldü söylesene! Oğullarını hendeklerde boğduğunuz kürt kadınları neden öldürüldü? Rosa Lüxemburg'muş…

Sigarayı bıraktığım için değil bu asabiyetim. Aslına bakarsanız sigaradan nefret ediyorum. İrademin iğrenç kokan bir çubuğa tutsak olmasından gerçekten nefret ediyorum.  Sadece bunca sene bu tutsaklığa boyun eğmem zoruma gidiyor. Tıpkı asla Kürtlerin toplumsal yapısına, vücuduna uymayan, dışarıdan alındığı her halinden belli olan, yabancı madde oldukları kullandıkları sözcüklerden belli olan bu siyasi şovmenlerin zoruma gitmesi gibi…

Belki bırakırız dertlerimize ilaç diye vücudumuza aldığımız bu zehri. Belki bağışıklığımız güçlenir, belki nefes alabiliriz depderin.

Haber Ara