Hedef saptırıyorlar: Mesele “Türk kimliği” filan değil!
Asıl mesele, her zaman yapılageldiği gibi Kemalizm kullanılarak laikçi vesayet rejiminin hortlatılmasıdır. Toplumun ideolojik fay hatlarını patlatacak tehlikeli bir girişimdir bu!
Hedef, Türk kimliğinin İslâm'ın önüne geçirilmesi, İslâmî duyarlıkların aşındırılması, zamanla yok edilmesidir: İslâm'sız Türk kimliği icat etme projesi devrede. Bunun bizi götüreceği nihâî nokta, Türkiye'nin parçalanmasına müsait bir zemin hazırlanmasıdır. Oysa dünya âlem de biliyor ki, bu toplumu ayakta tutan, birbiriyle boğuşmasını önleyen tek kalkanımız, İslâm'dır.
*
Burada bir noktanın altını bir kez daha çiziyorum: Türkiye'nin beka mücadelesi verdiği, bu nedenle de ideolojik fay hatlarını patlatarak toplumda yapay ama tehlikeli sonuçlar doğuracak gerilimler oluşturmaktan bütün kesimlerin özenle kaçınması gerektiği bir zaman diliminde Kemalizm meselesini gündeme almak ve tartışmak istemiyorum.
Oysa “Öğrenci Andı”nın özü, laik, pozitivist, İslâm'sız bir Türk kimliği icadıdır.
Danıştay'ın basiretsiz “Öğrenci Andı” kararı, bu konuyu ülkenin gündemine düşürdü: Toplumda fitne ateşini körükleyecek bombanın pimini çekti!
Danıştay'ın sözkonusu kararını verenler, “Öğrenci Andı”nın asıl meselesinin, Müslüman bir Türk kimliği değil, aksine, Kemalizm kullanılarak laik bir kimlik icat etmek olduğunu, İslâmsızlaştırılmış mankurtlaştırıcı laik bir kimliği “Türk kimliği” diye çocuklarımızın zihnine Jakoben yöntemlerle zorla kazımak olduğunu çok iyi biliyor olmalılar.
Bilmiyorlarsa, onların mankurtlaşmış olduklarına hükmedebiliriz.
Türkiye'de, laikçiliğe dönüşen laiklik projesi, toplumu İslâm'dan, İslâm'la gerçekleştirildiğimiz medeniyet iddialarımızdan ve bu toplumun tarih yapmasını mümkün kılan Müslüman ruhköklerinden uzaklaştırmak şeklinde uygulanmıştır.
Bu anlamda laiklik projesi, bu toplumun boynuna geçirilmiş bir pranga işlevi gördü: Batılı emperyalistlerin sömürgeleştiremedikleri bu toprakların insanını, bu toprakların bir takım insanlarının marifetleriyle zihnen sömürgeleştirdi: Toplumun tarih bilincini linç etti, medeniyet iddiasını ve yaklaşık bin yıl dünya tarihini yapmamızı mümkün kılan muazzam medeniyet tecrübemizin temelini oluşturan ruhköklerini yok etti.
Laiklik projesini fütursuzca uygulayanlar, temelde bu ülkede ipleri ele geçiren, büyük ölçüde “devşirmeler”den oluşan, Batılıların çıkarlarını korumaktan başka bir iş yapmayan, bu ülkenin ruhkökleriyle hiçbir ilişkisi olmayan güç ve çıkar odaklarıdır.
Bu güç ve çıkar odakları, çeşitli dönemlerde “irtica paranoyası” üreterek bu toplumun ruhköklerini kurutacak tehlikeli hedefler belirlediler, güçlerini ve çıkarlarını korumak için Kemalizmi tepe tepe kullanmaktan çekinmediler.
Samîmî Kemalistler, seküler insanlar birilerinin kendi güçlerini ve çıkarlarını korumak için Kemalizm üzerinden laikliği tepe tepe kullandıklarını görebildiler mi, görebiliyorlar mı, kuşkuluyum doğrusu.
Bu toplum, Müslüman bir toplum.
Bu toplum, ancak Müslüman olduktan sonra dünya tarihini yaptı, insanlık tarihinin tarihin akışını değiştirdi.
Yine bu toplum, bu ülkenin birliğini, dirliğini ve kardeşliğini dinamitleme girişimlerini toplumun en geniş, en kapsamlı, en kuşatıcı ve en kucaklayıcı üst kimliği olan Müslüman kimliği nedeniyle püskürtmeyi başardı.
Dünya tarihini yapmasını da, varlığını ve kimliğini korumasını da temelde Müslümanlığa borçlu olan bu toplumun “öğrenci andı”nda neden İslâmî duyarlıklar, tarih bilinci ve medeniyet ruhu yoktur acaba?
Aksine neden İslâmî duyarlıklarını, tarih bilincini ve medeniyet ruhunu yok sayan bir dil, pozitivist, laik bir kimlik hâkimdir “öğrenci andı”na?
Önceki yazıda da dikkat çekmiştim: Osmanlı'nın çökertilmesinden itibaren Anadolu kıtası'na sığınan ve Osmanlı medeniyetinin bakiyesi onlarca etnik azınlığı, bu ülke, yalnızca Müslüman üst kimliği üzerinden bir arada tutmayı ve yaşatmayı başardı. Eğer İslâmî kimliğimiz aşınır da, laik etnik kimlikler kaşınırsa, bu ülke paramparça olur. Bunu görelim artık.
Özetle... Ruhu çalınmış bir Türk kimliği icat edilmeye çalışılıyor bu ülkede!
Türk kimliğinin ruhu İslâm'dır.
İslâm'dan kopartılan bir Türk kimliği, Haçlılardan itibaren başarılamayan bir yıkımın tohumlarını ekmekle sonuçlanacaktır: Kendi kendine intihar eden bir toplum olarak tarihe gömecektir bu toplumu -Allah muhafaza!
Yakıcı soru şu burada: İstiklal Marşı'mızın ruhu da, İstiklal Marşı'mızdaki Türk kimliğinin ruhu da İslâm'dır ama “Öğrenci Andı” neden bu ruhtan yoksundur ve Türk kimliği İslâmî ruhundan arındırılmıştır, pozitivist, laik bir niteliğe büründürülmüştür acaba?
Türk kimliğini İslâmî ruhundan, ruhköklerinden arındıran bir andı, Müslüman bir toplumun çocuklarının zihnine zorla kazımak intihar değil de, nedir?
Batılıların yüzyıllardır yapamadıklarını, bizim kendi ellerimizle yapma aymazlığına soyunmamızdır bu!
Tek kelimeyle, mankurtlaşmaktır!