“Tanrı yoksa her şey mübahtır” demişti büyük romancı Dostoyevski. Böylesine sarsıcı bir cümleyi, romanlarıyla bizi ruhun labirentlerinde dolaştırmayı başarabilen Dostoyevski gibi büyük bir sanatçı, bilge bir insan kurabilirdi ancak.
Yine ruhun labirentlerinde dolaşan bir başka isim, psikanalist Jacques Lacan şöyle demişti: “Tanrı inancını yitiren bir insan, Tanrı inancını yitirdiği andan itibaren artık her şeyi tanrılaştırmaya başlar.”
EZAN, NE(RE)YE ÇAĞIRIR İNSANI?
Ezan, Müslümanları namaza çağıran bir çağrıdan ibaret değil sadece. Ezan, Tanrı inancının olmadığı bir yerde insanın özgürlüğünü yitireceğinin, sahte tanrılara kul köle olacağının ilanıdır. Bütün insanlığı kula kulluğa, dünyaya, paraya-pula, dünyanın ayartıcı hazlarına kul-köle olmaya başkaldırı çağrısıdır.
O yüzden ezan, her şeyden önce, her tür puta, putperestlik biçimine başkaldırı çağrısıdır.
İkinci olarak, ezan, Müslümanların yaşadıkları toprakların işgal altında olmadığının, hür olduklarının ilanı ve ifadesidir.
Üçüncü olarak, ezan, Müslümanların birliğinin, dirliğinin, kardeşliğinin göstergesi ve sigortasıdır.
EZAN'I PROTESTO EDECEK KADAR KÜSTAHLAŞMAK!
Ezan'ı protesto edebilecek kadar küstahlaşan köle ruhlular, soysuzlar ve ruhsuzlar türedi bu ülkede!
Çok tehlikeli bir gelişme bu, bu ülkenin geleceği adına.
İlk defa yaşanıyor böyle bir ruhsuzluk bu topraklarda.
15 Temmuz darbe ve işgal gecesi sırasında, ezan okuyan, salâ okuyan imamlar, müezzinler saldırıya uğramıştı bazı şehirlerimizde!
Bu topraklar bu tür soysuzluk, haysiyetsizlik hâdiselerine ilk defa tanık oluyordu. Toplum, bu iğrenç hadiseleri kınadı. Bu hâdiseler, münferit olduğu için büyütmedi.
Ama kitlesel olarak ezanın protesto edildiği küstahça bir hâdise yaşandı 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla İstiklal Caddesi'nde düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü'nde. Bu türedilerin derdi kadın hakları değil. Kadınların karşı karşıya kaldıkları şiddet ve tecavüz hâdiselerini konuşmak filan da değil.
Aileyi çökertecek her tür cinsel sapkınlığın, iğrenç pankartlarla haykırıldığı, kadını da aşağılayan, kadını, erkeği sapkın cinsel hazlarının kölesine, insanaltı bir türe dönüştüren söylemlerin havada uçuştuğu, toplumun huzuruna, kardeşliğine, birliğine ve dirliğine kasteden yüzkarası sloganların atıldığı bu provokatif yürüyüşte ezan ıslıklandı, protesto edildi!
İşte bu ürperticidir!
Böyle bir iğrençliği gavur bile yapama(z)dı!
Kimsiniz siz, celladına âşık tasmalı çekirgeler?
Kimin çocuklarısınız, türediler?
(Not: Bazı kişiler, böyle bir protestonun olmadığını söylüyorlar.
Görüntüler ortada. Ama her şeye rağmen böyle bir protesto olmadığı, provokasyon olduğu ispatlanır ve toplumdan özür dilenirse, burada yayımlarım bunu elbette).
SOSYALİST KIVILCIMLI VE TARİHÎ EYÜP MİTİNGİ
Oysa ezan, birliğimizin, dirliğimizin, kardeşliğimizin ve özgürlüğümüzün sembolüdür.
Ezan'a saldırmak bu toplumun birliğine, dirliğine, kardeşliğine saldırmak, özgürlüğüne kastedecek köleleşme biçimlerinin kapılarını sonuna kadar açmaktır.
Ezan'la namaza çağrı yapılır, özelde. Toplu namaza. Cemaatle namaza. Birliğe, kardeşliğe ve aynı hedefe hep birlikte çıkılan yolculuğa çağrı...
Ama genel anlamda putlara başkaldırı çağrısıdır ezan; haksızlığa, kula kulluğa, dünyaya kul-köle olmaya başkaldırı çağrısı.
Ezanların sustuğu yerde zulüm, her türlü karanlık ve zorbalık hüküm sürer.
O yüzden ezan, sadece Müslümanlar için değil bütün insanlık için özgürlük, sulh ve selâmet çağrısıdır.
Hikmet Kıvılcımlı, bu toprakların çocuğuydu; Türkiye'deki sosyalist hareketin liderlerinden ve öncülerinden biriydi.
Bir defasında, partisi adına Eyüp'te bir miting yaparken, ezan okunmaya başlanır ve Kıvılcımlı, ezan bitinceye kadar konuşmasına ara verir. Ezan bitince şu cümleleri kurar: “Özgürlüğümüzün sembolü ve ilanıdır ezan. İnsanlığın evrensel esenlik ve özgürlük bildirisi.”
Bugün Hikmet Kıvılcımlı gibi duyarlı, bu aziz toprakların ruhundan süt emen sosyalist insanlar kalmadı. Kıvılcımlı, laik-Kemalist-ulusolcu şebekeler tarafından çoktan aforoz edildi bile!
Ama şurası kesin: Tarih, Kıvılcımlı gibi adıyla müsemma Hikmet sahibi insanları saygıyla anacak, bu toprakların ruhuna kasteden, birliğinin, dirliğinin, kardeşliğinin ve özgürlüğünün sembollerine saldıran türedileri hak ettikleri yere gönderecektir...