Dolar

42,9562

Euro

50,5750

Altın

5.966,12

Bist

11.261,52

Bir Fikrin Doğuşu ve Anlamı Türk Devletleri Teşkilatı

2 Saat Önce Güncellendi

2026-01-01 00:18:52

Yegane Guliyeva

Türk Devletleri Teşkilatı, ani bir siyasi girişim değil; yüzyılı aşan bir düşünsel arayışın ve modern jeopolitiğin doğal sonucudur. Bu yazı, teşkilat fikrinin tarihsel köklerini, ortaya çıkış sürecini ve asıl hedefini ele alıyor.

Türk Devletleri Teşkilatı, çoğu zaman güncel siyasi gelişmelerin bir ürünü gibi değerlendirilse de, gerçekte çok daha derin ve uzun soluklu bir fikrî arka plana dayanır. Bu yapı, anlık bir kararın değil; tarihsel bir arayışın, jeopolitik bir ihtiyacın ve modern dünyanın dayattığı yeni dengelerin sonucudur.

Bu fikrin temelleri, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Türk dünyasında şekillenen ortak kimlik ve dayanışma arayışına kadar uzanır. O dönemde aydınlar ve düşünce insanları, aynı dili konuşan ve benzer kültürel değerleri paylaşan toplulukların modern dünyada nasıl birlikte var olabileceği sorusu üzerinde yoğunlaşmıştır. Ancak bu düşünce, uzun yıllar boyunca siyasi şartlar nedeniyle somut bir yapıya dönüşememiştir.

Özellikle Sovyetler Birliği dönemi, Türk dünyasının önemli bir bölümünde ortak hareket kabiliyetini sınırlayan bir dönem olmuştur. Aynı coğrafi havzayı ve kültürel mirası paylaşan toplumlar, farklı siyasi blokların içinde yer almış; bu durum doğal bağların kurumsal iş birliğine dönüşmesini engellemiştir.

Bu sürecin kırılma noktası, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılması ile yaşanmıştır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın bağımsızlıklarını kazanması, Türk dünyası için tarihi bir fırsat doğurmuştur. Bu kez, eşit ve egemen devletler olarak bir araya gelme imkânı ortaya çıkmıştır.

1990'lı yıllar, bu arayışın ilk adımlarının atıldığı bir dönemdir. Liderler düzeyinde yapılan zirveler, kültürel yakınlaşma girişimleri ve karşılıklı temaslar, ortak bir zeminin oluşmasını sağlamıştır. Ancak bu yıllar daha çok tanışma, güven inşa etme ve ortak dili yeniden kurma süreci olarak değerlendirilmelidir.

Bu arayış, zamanla daha kurumsal bir yapıya evrilmiş ve 2009 yılında Nahçıvan Anlaşması ile Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi kurulmuştur. Bu yapı, bugünkü Türk Devletleri Teşkilatı'nın temelini oluşturmuştur. 2021 yılında yapılan isim değişikliği ise, teşkilatın vizyonunu genişleten ve iddiasını daha net ortaya koyan bir adım olmuştur.

Peki, Türk Devletleri Teşkilatı'nın asıl maksadı nedir?

Bu teşkilat, romantik bir birlik hayali ya da geçmişe dönük nostaljik bir yaklaşım üzerine kurulmamıştır. Temel hedef; ortak çıkarları olan egemen devletlerin, küresel sistemde daha koordineli ve etkili hareket edebilmesidir. Uluslararası platformlarda ortak tutum geliştirmek, ekonomik iş birliklerini derinleştirmek ve kültürel yakınlığı çağın gereklerine uygun şekilde değerlendirmek bu hedefin temel unsurlarıdır.

Ancak bugün gelinen noktada önemli bir gerçeklik dikkat çekmektedir: Teşkilatın kurumsal yapısı güçlenirken, toplumsal karşılığı henüz aynı ölçüde derinleşmemiştir. Birlik fikri büyük ölçüde devletler arası ilişkiler düzeyinde kalmakta; toplumların gündelik hayatına yeterince temas edememektedir.

Oysa kalıcı ve sürdürülebilir bir etki, yalnızca diplomatik zirvelerle değil; toplumların bu vizyonu sahiplenmesiyle mümkündür. Eğitimden ekonomiye, kültürden üretime uzanan geniş bir alanda ortak projeler geliştirilmeden, bu yapının küresel ölçekte güçlü bir aktöre dönüşmesi zor görünmektedir.

Türk Devletleri Teşkilatı'nın önündeki en önemli sınav, bundan sonraki süreçte başlayacaktır. Bu sınav; kurumsal varlığı derinleştirmekten ziyade, ortak iradeyi toplumsal zemine taşıyabilme becerisidir. Çünkü gerçek güç, sadece kurumlarla değil; o kurumların anlamını içselleştiren toplumlarla inşa edilir.

Sonuç olarak Türk Devletleri Teşkilatı fikri, tarihsel bir zorunluluğun ve günümüz dünyasının dayattığı yeni koşulların ürünüdür. Asıl mesele, bu fikrin ne kadar kapsayıcı, sürdürülebilir ve uzun vadeli bir vizyonla hayata geçirileceğidir.

Çünkü kurumlar kurulabilir;
ama anlam, zamanla ve doğru adımlarla inşa edilir.

Yegane Guliyeva \ Timeturk

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

MKE'den 450'den fazla ağır silah sistemi teslimatı

Haber Ara