Gümüşhane il merkezine 109, Şiran ilçe merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan ve yörede "Kırk Gözeler" adıyla bilinen Tomara Şelalesinin suyunun kesildiği ve kuruduğu da görülmedi.
Efsaneleriyle ünlü Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, son 2 yıldır yapılan yatırımların ardından yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanlarından birisi haline gelirken önceki yıllarda 20-25 bin arası olan ziyaretçi sayısı geçtiğimiz yıl 100 bini geçmişti.
Dağın ortasında 40 ayrı su kaynağının akarak oluşturduğu suyun muhteşem seramonisini izlemek ve dinlemek için bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin tüm ihtiyaçları düşünülerek yapılan planlama sonucunda cam seyir terasının da yapılması, yolunun parke ve otoban asfaltıyla kaplanıp işletmesinin profesyonel firma tarafından yapılmaya başlanmasının ardından 7'den 70'e herkesin gözde mekanlarından birisi oldu.
Tesis işletmecisi Baki Kara, suyun seramonisinde hayatın stresinden arınmak isteyenleri Tomara Şelalesine davet ederken büyüleyen görüntüler oluşturan, yeşillikler içinde köpük köpük akan suyun oluşturduğu sesin kuş sesine karıştığı Tomara Şelalesinde bu yıl ki hedeflerinin en az 200 bin yerli ve yabancı turisti ağırlamak olduğunu söyledi.
Tesiste açtıkları 300 kişi kapasiteli Sultan Sofrası Restoranında sabah kahvaltısıyla başlayıp gece 23.00'a kadar vatandaşlara hizmet sunduklarını kaydeden Kara, çay ve soğuk içeceklerin yanında yöresel siron ve gözleme, her türlü ızgara ve sabah kahvaltısında da 25 çeşit serpme kahvaltı imkanı sunduklarını söyledi. Kara, "Doğanın eşsiz güzelliklerini yöremiz kültürüyle harmanlayarak ziyaretçilerimizle buluşturuyoruz. Doğanın kalbi Tomara Şelalesinde gürül gürül akan su seslerine karışan çay kaşığı sesleri sizi huzurla buluşturarak bambaşka hissettirecek" dedi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Gümüşhane Şube Müdürlüğü tarafından havadan görüntülenen Tomara Şelalesi Tabiat Parkı son günlerde Gümüşhane'de en çok paylaşılan videoların başında geliyor.
Tomara Şelalesinin efsanesi:
Tomara şelalesiyle ilgili yörede anlatılan efsane şöyle: "Seydibaba Köyü çobanı, kendi kendine sürüyü otlatıyormuş. Öğlen saatlerinde sürüyü götürüp ıssız yerde yatırıp, abdestini alır, namazını kılarmış. Köylü, sürüyü susuz bırakıyor diye çobanı, dava etmiş. Bir gün, çobanı gizlice takip etmişler. Tam öğle zamanı çoban yine sürüyü aynı ıssız yere indirmiş. Elindeki değneğini toprağa vurmuş. Çıkan sudan kendisi abdest alıp namazını kılmış, sürü de suyunu içmiş. Çoban namazını kıldıktan sonra bakmış ki köylü kendini seyrediyor. Buna çok kızan çoban kavalını bir tarafa, bıçağının kılıfını bir tarafa savurmuş. Biri düşmüş Tomara Şelalesi'ne, diğeri de Çamoluk ilçesinin Mindaval köyüne. Kaval ile bıçağın kınının düştüğü yerden sular fışkırmış. Kırk ayrı yerden su çıkan Tomara Şelalesi'nin diğer bir adı da 'Kırk Gözeler' olarak günümüze kadar gelmiş."