İşte o yazı;
Muhammed Bin Zaid: Mekke için ne tür pazarlık yürüttün! Türkiye düşmanısın, kötüsün!
Önceki gün yazdığım “Muhammed Bin Selman, Sayın Prens, bu çağrı size: Kudüs'ü işgal edenlerle Kâbe'yi koruyamazsınız” başlıklı yazı, bölge ülkelerinde derin bir dalgalanmaya yol açtı. Hemen ardından önce Arapça, sonra İngilizce örgütlenen, yıpratıcı bir linç kampanyası, medya operasyonu yürütüldü.
Kampanya Mısır'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) kadar birçok ülke üzerinden organize edildi. Ama merkezin BAE olduğu belliydi. Tepkiler çığ gibi büyümesine rağmen, bir tane bile ciddi eleştiri, kayda değer içerik görmedim. Neden? Çünkü yazıda ifade edilenlerin tamamı doğruydu. Eksikti, fazla değildi.
Bölgede yeni yazılan ve uygulamaya sokulan bir senaryoyu açık ediyordu. Gizlenen ittifakları, o ittifakların hedeflerini, Türkiye karşıtı cephe inşa etme planlarını ifşa ediyordu.
Bütün planlar “Türkiye'yi durdurma” üzerine yapıldı
Yeni bir istilâ dalgası ABD-BAE-Suud-İsrail ekseni üzerinden servis ediliyordu. BAE ve Suudi yönetimi İsrail istihbaratının kontrolüne girmiş, ABD-İngiliz talimatlarını harfiyen uyguluyordu. Hedeflerinde İran varmış gibi gösteriliyordu ama bütün açık ve gizli senaryolar, ittifaklar “Türkiye'yi durdurma” üzerine planlanmıştı.
Şunu not edelim: Suriye'den Irak'a, PKK'dan DEAŞ'a kadar, bölgemizde yeni bir savaş çıkacaksa, iç savaş tezgâhlanacaksa, bir ülke daha parçalanacaksa, çok sayıda yeni terör örgütü kurulacaksa, bunların tamamı bu eksen tarafından yapılacak. Eğer bu eksen ayakta kalırsa, yüz yıl sonra bölgemize yönelen en yıkıcı Batılı istilâ dalgasının taşıyıcısı olacak. Bunu çok yakında göreceğiz.
Sanırım önümüzdeki hafta, bu yeni cephenin Türkiye tasarruflarına, “içeriden operasyon” planlarına kapı aralayacak, o karanlık senaryo üzerine tartışmalar açacağım. Sözünü ettiğim senaryolar geçmişte olanlar değil, yeni başlayanlar, bugün hazırlığı yapılanlar, belki bir yıl içinde etkilerini ve sonuçlarını göreceğimiz ‘operasyon'lar.
Kötülüğün kaynağı Muhammed Bin Zaid
Ama bugün şunu söyleyeyim: O yazıdaki ana hedef BAE Veliaht Prensi Muhammed Bin Zaid el Nehyan'dır. Çünkü kötülüğün kaynağı odur. Türkiye'ye yönelik bütün kirli hesapların karargâhı odur.
Çünkü Muhammed Bin Selman'ı avucunun içine alan, ona “patronluk” yapan, yol göstericiliğe soyunan, ABD, İsrail ve İngiltere ile büyük planı kurgulayan bizzat Muhammed Bin Zaid'dir.
Türkiye'ye yönelik, bölge ölçeğindeki bütün şer hareketlerinin arkasındaki isim odur. Bir kötülük abidesidir. Bugün ülkemizin mücadele ettiği tehditlerin tamamıyla ortak haldedir.
Sayın Prens, kiralık katiller yönetiyorsun, biliyoruz..
Biz seni biliyoruz Sayın Prens, kötülükler ordusu kurduğunu biliyoruz. Vaktini ve paranın büyük çoğunluğunu Türkiye'yi vurmaya ayırdığını, terör örgütleriyle ittifaklar yaptığını, onları finanse ettiğini, silahlandırdığını ve Türkiye'nin üzerine saldığını biliyoruz.
Afrin'den Irak'ın kuzeyine kadar Türkiye'ye saldıran her örgütü beslediğini, Batı başkentlerinin istilâ projelerinin pazarlamacısı olduğunu, Yemen'den Libya'ya kadar binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olduğunu biliyoruz.
“Ilımlı İslâm” adıyla sadece “aptalları kandırma” üzerine kurgulanmış bir senaryoyu Arap dünyasına pazarladığını, tek amacının ABD-İngiliz hegemonyasını yüz yıl sonra bir kez daha bölgede hâkim kılmak olduğunu, İsrail istihbaratının avucunun içinde durduğunu, Yaser Arafat'ı zehirleyip öldüren Muhammed Dahlan üzerinden bütün bölgede suikastler yürüttüğünü, kiralık katiller yönettiğini biliyoruz.
Mekke ve Medine için ne tür pazarlıklar yürüttün!
Senin yüz yıl önce Arap coğrafyasını zehirleyen ve İngiliz sömürgesine sunan Lawrence'ın yüz yıl sonraki versiyonu olduğunu, aynı görevleri üstlendiğini, ABD ve İsrail'le yapılan “Kudüs Pazarlığı”nın ana aktörlerinden olduğunu, Mekke ve Medine için, İslâm'ın kutsalları için de böyle ihanet pazarlıkları yürüttüğünü biliyoruz.
Muhammed Bin Zaid ya da patronlarının söyleyiş şekliyle MMZ! 17-25 Aralık dosyalarında ne kadar payın olduğunu, Dubai üzerinden yürütülen kirli para trafiğinin neresinde yer aldığını, FETÖ ile ne tür anlaşmalar yaptığını, onlara nasıl fon sağladığını, insanlarımızı tankların altında ezenlerle, parlamentomuzu bombalayanlarla, sivilleri kurşuna dizenlerle ne kadar “ortak” olduğunu biliyoruz.
PKK'ya silah ve fon sağlıyorsun, dikkat et!
FETÖ başaramayınca PKK ile nasıl flört ettiğini, PYD ile nasıl çalıştığını, “Türkiye'yi durdurma” amacıyla bu örgüte kimlerle nasıl fon ve silah sağladığını biliyoruz. Sadece Türkiye'ye değil, boydan boya bütün coğrafyaya fitne, fesat ve kötülük saçtığını, gizli örgütler kurup birçok ülkeyi karıştırdığını, örtülü operasyonlar yaptığını, sadece bize değil İslâm'a ve Araplara da savaş açtığını, temsil ettiğin misyonun bir Batılı istilâ ve vesayet inşası çabası olduğunu biliyoruz.
Terörle anılacaksın, bu ülkede neler tezgâhladığını biliyoruz
Sayın Prens!
Sen kazanırsan bütün coğrafya kaybedecek. Sen başarısız olsan bile Suudi Arabistan kaybedecek, bu ülkeyi imha edeceklerin önünü açma. Coğrafyayı büyük bir felâkete sürüklüyorsun, bunu yapma. Bölgeyi paramparça etmeye dönük bütün hesapların temsilcisi haline geldin.
Adın iç savaşlarla, terörle, suikastlerle, örtülü operasyonlarla anılacak. ABD'yi suçlayanlar İsrail'i suçlayanlar, Avrupa'yı suçlayanlar bütün bu ülkelerin ve göçlerin bölgemizdeki kötülüklerinin tamamından seni de sorumlu tutacak.
Türkiye ve Erdoğan'a karşı oluşturulan şer ittifakının içindesin, biliyoruz. STK'lardan medyaya, sermayeden siyasete, güvenlikten istihbarata kadar birçok alanda bu amaç için çalışıyorsun, biliyoruz. Şimdilerde Türkiye'de yeni bir dalga oluşturmaya, birilerini fonlamaya, seçim öncesi bu ülkeyi karıştırmaya çalışıyorsun, seni de ortaklarını da biliyoruz.
Sen bu bileği bükemezsin Sayın Prens, sen ortada kalacaksın!
Bu yeni senaryoyu da başaramayacaksınız. Sen de, ortakların da, İngiliz-Suudi-İsrail ortaklığı ile yürüttüğünün muhafazakar dozlu planlarınız, seçim öncesi hesaplarınız ters dönecek, kaybedeceksin, kaybedeceksiniz..
Sen bu bileği bükemezsin Sayın Prens! Boşuna çabalama… Çabaladıkça batacaksın. Öfke ile hareket ettikçe büyük hatalar yapacaksın. Artık hastalık haline gelen Türkiye düşmanlığı yüzünden bir gün gelecek, arkanda korkunç bir miras bırakacaksın. Belki terör finansörlüğünden belki başka türlü örtülü operasyonlarından suçlu görüleceksin. Arkana aldığın ABD, İsrail ya da İngiltere, seni de kullanıp atacak ya da onlar başaramayacak sen ortada kalacaksın.
Bu coğrafya, öyle uzaktan kurma projelerle inşa edilmiyor. Geleceğin coğrafyası da öyle inşa edilmeyecek. Yatırım yaptıkların kaybedecek, gün gelecek bir coğrafya düşmanı ilan edileceksin. Bu halinle, bu politikalarınla, bu hesaplarınla senin coğrafyaya ait olduğunu söylemek bile ne kadar zor Sayın Prens! Senin Araplara ait olduğunu söylemek bile zor.
Türkiye'yi durduramazsın. Erdoğan'ı deviremezsin. Suç dosyaların önüne serilecek
Yüz yıl önce, İslam yurdunu İngiltere'ye teslim edenler vardı, sen onların yüz yıl sonraki temsilcisi oldun. Onlar İngiltere'ye teslim ediyordu sen ABD'ye, İsrail'e de teslim ediyorsun. Ama şunu bil, Türkiye'yi düşman bellemek en büyük yanılgın olacak. Türkiye'ye bu kadar kötülük yapmak asıl seni tüketecek, bir yere not et.
Sayın Muhammed Bin Zaid, 15 Temmuz'daki rolünü biliyoruz. Şimdilerde, o şer ekseni ile Türkiye'de neyin altyapısını hazırlamaya çalıştığını da, kimleri beslediğini de biliyoruz. Erdoğan'ı devirmek, Türkiye'yi durdurmak seni aşar. Seni değil, efendilerini de aşar, bir yere not et. Bunu bir hamaset, kuru gürültü, tehdit sanıyorsun ama değil. Öyle olmadığını göreceksin çünkü.
Sayın Prens, sen Türkiye'yi durduramazsın. Sen Erdoğan'ı deviremezsin. Bu toprakların ruhuyla beslenmeyen, bu toprakları efendilerine peşkeş çeken, İslâm'ın kutsallarını pazarlık konusu yapan herkes kaybetmiştir.
Sen de kaybedeceksin. Ama suç dosyaların önüne serilecek, göreceksin..