Dolar

42,5148

Euro

49,6029

Altın

5.770,62

Bist

10.918,51

Peygamberimizin cenazesi neden bekletildi?

Peygamber Efendimiz, hicrî 11'inci yılın Safer ayının son Çarşambası rahatsızlandı. Rahatsızlığını bir hafta ayakta geçirdi. Bir hafta sonraki Perşembe günü akşam namazından sonra rahatsızlığı daha da arttı...

5 Yıl Önce Güncellendi

2021-03-23 19:48:22

Peygamberimizin cenazesi neden bekletildi?

Peygamberimiz, Medîne'de, Hicretin 11'inci yılının Rebîülevvel ayının 12'sinde pazartesi günü öğleye doğru vefat etti. Sahâbe-i kirâm, önce bu vefat olayını kabul edemediler. Hz. Ebû Bekir gelip bu gerçeği ilan ettikten sonra herkes O'nun vefat ettiğini kabul etti.

HZ. Aişe'nin odasında vefat etti

Hz. Ebû Bekir, peygamberimizin kayınpederi. Peygamberimiz, onun kızı Hz. Âişe'nin odasında vefat etmişti. Bu odaya herkes giremiyordu; buradan çevreye yayılan vefat haberine kimi sahâbîler inanıyor, kimileri bu acı haberi kabul edemiyorlardı.

HZ. Ömer durumu kabullenemedi

Acı haberi kabul edemeyenlerden biri de Hz. Ömer. O, Hz. Peygamber'in vefat etmediğini, Hz. Mûsâ'nın bayıldığı gibi bayıldığını iddia ediyor. Hz. Ebû Bekir, bu acı gerçeği îlân ettikten sonra HZ.Ömer de boynunu büktü ve Durumu kabul etti.

Ateşi artınca bayıldı

Peygamber Efendimiz, hicrî 11'inci yılın Safer ayının son Çarşambası rahatsızlandı. Rahatsızlığını bir hafta ayakta geçirdi. Bir hafta sonraki Perşembe günü akşam namazından sonra rahatsızlığı daha da arttı. Ateşi artınca baygınlık geçirdi ve yatsı namazına gidemez.

"Ebubekir imam olsun"

“Ebû Bekir imam olsun ve cemaate namaz kıldırsın!” diyen Peygamberimiz, perşembe günü yatsı namazından itibâren HZ. Ebubekir'i imamlığa tâyin etmiştir. Hz. Ebû Bekir, Pazartesi sabah namazı da dâhil olmak üzere 17 vakit namaz kıldırdı. Pazartesi sabah namazını kıldırdıktan sonra, Sunh mahallesindeki evine gitmek için peygamberden izin ister. Hz. Peygamber de istenilen izini verir. Perşembe günü yatsı namazı vaktinden beri rahatsızlığı gittikçe ağırlaşan peygamber, pazartesi sabah namazından sonra kendini çok iyi hissediyordu. Öylesine iyi hissediyor ki, rahatsızlığından evvel, Suriye'ye doğru gönderilmek üzere hazırladığı ama rahatsızlığından dolayı gitmesini ötelediği Üsâme ordusuna hareket etme emri dahi verir.

HZ.Ebubekir, alnından öper ve...

Hz. Ebû Bekir, peygamberin iyileştiğine kanaat getirerek kendisinden izin alıp ev işleri ile meşgul olurken vefat haberiyle birlikte sarsılır ve hızla mescide gider. Devamında
Hz. Ebû Bekir kızının odasına girer. Hz. Peygamber'in yüzüne örtülen yüz örtüsünü açar ve ağlayarak alnından öper.

"Babam anam sana feda olsun"

“Vallâhi, Rasûlullah vefat etmiş! İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. Babam, anam sana fedâ olsun. Allah'a yemin ederim ki, Allah sana hiçbir zaman iki kere ölüm acısı tattırmayacak. Sen, bir kere ölmüş ve mukadder olan ölüm geçidini geçmiş bulunuyorsun. Bundan sonra senin için bir daha ölmek yoktur. Vâh benim peygamberim.” der (İbn Sa'd, et-Tabakât, II, 266)

Odasına kokular yayılır

Peygamberimizi yıkayanlar iç elbiselerini çıkarmazlar. Bedenindeki durum şudur; Karnı şişmez, çenesi düşmez, yüzü morarmaz, vucudunda değişiklik görülmez. Vefat ettiği odaya güzel koku yayılır. Yıkama bittikten sonra cenazeye kefen sarılır. Salı günü öğleye doğru yıkama ve kefenleme işi biter. Evdekiler bu işleri bitirdikten sonra cenâzeyi odanın içinde bir divanın üzerine koyarlar.
Hz. Aişe'nin daha önce gördüğü bir rüya ve gerekse de Hz. Ebu Bekir'in peygamberimizden "Peygamberler öldükleri yere gömülürler" sözünü nakletmesi üzerine vefat ettiği odada gömülmesine karar verilir.

HZ. Ali yıkıyor

Peygamberimiz pazartesi vefat etmişti. Müslümanlar öğleden sonra akşama kadar işlerini yürütecek bir halifenin seçimiyle meşgul olduklarından, Peygamberimizin yıkanması, techiz ve defin işlemleri salı gününe kalır. Yıkama işini Hz. Ali (ra) yapar. Zirâ, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz sağlığında ona,"Vefât ettiğim zaman beni, sen yıka."diye vasiyet etmiştir, Hz. Ali eline sarmış olduğu bezle gömlek üzerinden oğuşturarak yıkar.

Huzurunda namaz kıldılar

Odasında sedirinin üzerine konuldu. Bundan sonra hanenin kapıları açılır ve insanlar gruplar halinde girerek peygamberimiz üzerine namaz kıldıktan sonra çıkıyorlar.
Önce erkekler, sonra kadınlar, daha sonra çocuklar bu son vazifelerini yaparlar. Çevre kabilelerden de insanlar gelerek cenaze namazını kılmışlardır.Bu nedenlerden dolayı Peygamberimizin defni uzun sürmüştür. Cenaze namazını kim kıldıracak konusu gündeme gelmişti. Hz. Ali, "O bizim dünyada imamımız, ahirette de imamımızdır. Kimse onun cenazesine imamlık yapmayacak" dedi. Ve buna uygun olarak önce ehli beyt erkek, çocuk, kadın ve yakınları tek tek girdiler içeriye ve tekil olarak -imamsız- namaz kıldılar.

 

ahmed
m.zeki aras; bize miras olarak Allah'ın Kitabı,Rasulunun sünneti, İnsanların peygamberlerden sonraki en üstünleri olan 4 raşid halifesi ve yine bizler için örnek olan Allah'ın kendilerinden razı olduğu ashab kaldı.bunun dışında bir şeyleri kaşımak şeytan işidir.
M. Zeki Aras
Selam ve Dua ile 01 Hz peygamberin vefatında ki hakikat bunlar değildir. biliyorsanız üstünü örtmek istiyorsanız Allah af etsin demekten başka bir dua elimden gelmiyor. Bilmiyorsanız bu gafletle yazmanız daha fecaat. Müslümanlar Hl afetle meşgul cümlesinden neyin gizlenmekte tabi ki niyet okuyarak bir zannı kanat belirtmek istemem. Bir kısım Müslüman oda Medineli iki kabile temsilcileri 'hani yangından mal kaçırırcasına' bir telaş içinde Hilafet haki bizimdir diye bir hakikati Müslümanların tümünü temsil eden istişareden uzak gerçeği gizlemek hakkaniyet uygun değil..
M. Zeki Aras
Selam ve dua ile 03Ve hilafet seçimlerinden vuku bulan hatalardan Ashabı kiramı niyetleriyle ve Rableriyle baş başa bırakarak Tevbe 100 ayeti kerimenin manası içinde mesele bakmak gerek.
M. Zeki Aras
Selam ve dua ile 02Ve içlerden Hilafeti kaybedecek aşiretten biri Hz Ömer haber verir ve Hz Ömer'de Hz Ebubekir alır gider. Ve oradaBir muhacirlerin çoğu ve 'Ekli Beyt' orada bu haberi alırken Hz Vallahi Resulullah'ın cenazesi ortadayken Hilafetle meşgul olmam derArtık o gün bitmeyen ve ümmetin Hilafet konusunda ikiye ayrıldı Halife kimin hakkıdır gibi Ehli Sünnet ve Şia gibi iki an kola ayrılmış ve bitme tükenme tartışmaların kötü mirası bize bırakıldı. Hakikatimizden kaçmayalım bu bizi küçültmez bu bizim gerçeğimiz beze düşen hiç bir tarafı yücelmeden hakkâktı da ifade etmektir.
Siraç
M.zeki Aras, çok yerinde bir tespit yapmışsınız..aynen katılıyorum...

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Mevsim normalleri değişti, ayılar hâlâ uyanık

Haber Ara