Kağıthane Belediyesinin uzun çalışmaları sonucu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 'Haliç - Karadeniz Sahra Hattı' olarak anılan tramvay hattını, Haliç-Kemerburgaz dekovil hattı olarak yeniden hayata geçirecek. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santrali ile şehrin kuzeyindeki linyit ocakları arasında kurulan demiryolu hattı tekrar hayata geçirilecek. Proje ile tarihi öneme sahip demir yolu hattın hizmete alınarak Haliç-Kemerburgaz dekovil hattı olarak toplu taşımaya ve nostaljik turistik gezilerine hizmet vermesi amaçlanıyor. Tarihi hattın yeniden yapılacağı güzergah havadan görüntülendi.
İHALESİ 13 OCAK 2017'DE YAPILACAK
13 Ocak 2017 tarihinde ihalesi yapılacak olan dekovil hattının inşaatı 22 ayda tamamlanması hedefleniyor. Tarihi dekovil hattı geçmiş güzergahı korunarak Silahtarağa bölgesinde yer alan Santral İstanbul'dan başlayıp Kağıthane Deresi ve Cendere yolunu izleyerek Göktürk üzerinden Ayvad Bendi mesire alanında son bulacak. 25 kilometre uzunluğa sahip olacak demir yolu hattında 10 adet istasyon bulunacak.
Hayata geçirilecek Haliç-Kemerburgaz dekovil hattının istasyonları, Santral İstanbul, Kağıthane, Sadabat, Cendere, TT Arena, Hamidiye, Kemerburgaz, Mithatpaşa, Ayvad Bendi ve Göktürk İstasyonları olacak. Güzergah boyunca 2 metre genişliğinde bisiklet ve 2 metre genişliğinde yaya yolu yapılması hedefleniyor.
Ulaşım konusunda da vatandaşlara büyük kolaylık sağlayacak hat, yapımı devam eden Mahmutbey- Mecidiyeköy-Kabataş Metro Hattı ile Sadabat İstasyonu'nda, yapımı devam eden Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı ile Silahtarağa İstasyonu'nda, planlanan İstinye-İTÜ-Kağıthane Metro Hattı ile TT Arena İstasyonu'nda entegrasyonu olacak.
“İSTANBUL'UN İÇERİSİNDEN ANADOLU'YA CEPHANE ULAŞTIRILMAK İÇİN KULLANILMIŞ”
Tarihe vefa duygusu ile proje çalışmalarına başladıklarını belirten Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, "Silahtarağa elektrik santrali kömürsüz kalmasın diye kurulmuş bir demir yolu hattıdır. Hem santrale kömür taşımış hem de İstanbul'un içerisinden Anadolu'ya cephane ulaştırılmak için kullanılmış. Bizim için çok önemli bir demir yolu hattıdır. Tarihe vefa duygusu ile bu hattı hayata geçirmeye çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'a da çok teşekkür ediyorum, 13 Ocak 2017 ihalesi yapılacak ve yapımına başlanacak. Yıllardır peşinden koştuğumuz hayalini kurduğumuz proje gerçekleşmiş olacak" şeklinde konuştu.
DEKOVİL HATTININ TARİHÇESİ
İlk yapıldığı dönemde 'Haliç-Karadeniz Sahra Hattı' olarak anılan tramvay hattı, 1914 yılında İstanbul'da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santrali'yle şehrin kuzeyindeki linyit ocakları arasında kurulan demiryolu hattıdır. Faaliyete geçtiği ilk dönemlerde Zonguldak'tan çıkartılarak deniz yolu ile İstanbul'a getirilen kömürü kullanan Silahtarağa Santrali, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kömür temininde sıkıntı yaşamaya başladı. Bu sebeple, işletmeci kuruluş olan Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi en ucuz ve kısa yoldan kömür bulmak için birtakım çözüm önerileri geliştirdi. Eyüp ilçesi sınırları içinde kalan Ağaçlı köyündeki linyit ocaklarından çıkartılan kömürün yeni ihdas edilecek bir dekovil hattıyla santrale getirilmesi yönünde karar alındı. 1 Şubat 1915 tarihinde hattın ilk ayağı olan Silahtarağa-Ağaçlı arası dekovil hattının inşasına başlanarak Temmuz 1915'te hizmete alındı.
Hat, 1922'de Ticaret Bakanlığına, Cumhuriyet'in ilanından sonra ise İktisat Bakanlığına devredildi. Hattın bazı kesimlerinin kullanımı 1956 yılına kadar devam etmiş ancak zaman içinde bu kullanım da azalmıştır. Günümüzde yer yer hattın ray kalıntılarına rastlansa da hattın çoğu toprağa gömülmüştür. Tarihi demir yolu hattının kalan parçaları Kağıthane Belediyesi önünde sergilenmektedir.
Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektrik Makineleri Anabilim Dalı'nda araştırma görevlisi olan Dr. Hüseyin Erdoğan, yaptığı çalışmalarda elektrikli motorlarda verimi yüzde 10 düzeyinde arttırmayı başardı.
Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektrik Makineleri Anabilim Dalı'nda araştırma görevlisi olan Dr. Hüseyin Erdoğan, doktora tezi olarak elektrikli motorlarda verimi arttırmaya yönelik çalışma yaptı. Yaklaşık 5 yıllık bir çalışmanın ardından Dr. Erdoğan, elektrikli motorlarda verimi yüzde 10 düzeyinde arttırmayı başardı. Dr. Erdoğan'ın şimdiki hedefi, verimi yüzde 20 düzeylerine çıkararak ülke ekonomisine katkı sunmak.
ÇALIŞMA ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA VERİMİ ARTTIRACAK
Yaptığı çalışma ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Dr. Erdoğan, doktora çalışmasının sürekli mıknatıslı motor türlerinin verimini arttırmak, harcadığı enerjiyi azaltmak üzerine olduğunu söyledi. Bunun motorla ya da araçla herhangi bir oynama yapmadan, sadece verilen akım geriliminin optimum şekilde ayarlanmış şekilde verimin arttırılması üzerine bir çalışma olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu çalışma ile verimi yüzde 5-10 arasında arttırabildik. Bu oranda bir arttırılma bize elektrikli araç için konuşursak 100 saatlik bir şarjı 105-110 saate kadar çıkarma imkanı sunuyor. Dünyada yeni bir trend olan elektrikli araçların kullanımı üzerine bunların veriminin arttırılması anlamında Türkiye'de ne yapılabilir diyerek bir çalışma yaptık. Motorların verimin arttırmak bu çalışmada bizim hedefimiz oldu. Çalışmamız elektrik motoru üzerine verim arttırma çalışması. Önümüzdeki süreçte dünyada görünen trend, benzinli araçların bırakılıp elektrikli araçlara geçilmesi şeklinde. Çok uzak bir gelecek değil bu. Yakın zamanda benzinli araçların yasaklanması üzerine yasalar çıkması bekleniyor. Böyle bir trendde, motorda kullanılan enerjinin arttırılması büyük bir öneme sahip” dedi.
“VERİM ARTTIRMA ÜLKE EKONOMİSİNE BÜYÜK KATKI SAĞLAR”
Elektrik motorunun sadece elektrikli araçlarda olmadığını endüstriyel sistemlerde de kullanıldığına dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Elektrik motoru, sadece elektrikli araçlarda değil, birçok sistemde hatta bütün endüstriyel sistemlerin yüzde 90'ından fazlası elektrik motoru ile çalışıyor. Makineler, iş makineleri, kesme, biçme, endüstrinin her yerinde elektrik motoru var. Bizim çalışmamızda verim arttıran çalışma, yüzde 10 diyoruz bunu genel bir endüstriyel boyutta düşünürsek bu megavatlar seviyesinde bir kazanç sağlamış oluyor. Türkiye ekonomisine büyük bir katkı demek oluyor. Uygun imkanlar sağlanması halinde bu yüzde 20 hatta daha fazla seviyelere çıkartılabilir.”