Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

Nureddin Yıldız'a okuyucu sorusu: Neden tarikatları eleştirdiğiniz kadar Selefileri eleştirmiyorsunuz?

Türkiye'nin önde gelen davetçi alimlerinden Nureddin Yıldız, takipçilerinden gelen soruları cevaplandırdığı Fetva Meclisi isimli internet platformundan bir okuyucudan gelen 'Neden tarikatları eleştirdiğiniz kadar Selefileri eleştirmiyorsunuz?' sorusunu cevaplandırdı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2016-04-06 15:44:15

Nureddin Yıldız'a okuyucu sorusu: Neden tarikatları eleştirdiğiniz kadar Selefileri eleştirmiyorsunuz?

TİMETURK I HABER MERKEZİ

Tarikat çevrelerine mensup bazı isimler tarafından dönem dönem İbn-i Teymiyye başta olmak üzere kimi çağdaş Müslüman mütefekkirlerle ilgili görüşlerinden ötürü eleştirilen Nureddin Yıldız, soruya karşılık muhatabına verdiği cevabı sitesinin "Mektuplar" bölümünde yayınladı.

İşte Nureddin Yıldız'a sorulan o soru ve Yıldız'ın cevabı:

Sitenizden Selefilik – Vehhabilik ile ilgili, Tasavvuf – Tarikat konularıyla ilgili fetvaları okudum. Lakin, bu iki -birbirine göre- uç kavramlara bakışınızın -haddimi aşarak- adaletli olmadığını düşünüyorum. Selefilik ve Vehhabilikten bahsederken iyi yönlerini ele alıyor ve böyle yapılması gerektiğini tavsiye ediyorsunuz. Maalesef ki aynı tutumu Tasavvuf – Tarikat konusunda göremiyoruz… Şeyhlerin, sistemin yanlışlığından bahsediyor, sert ve ironik eleştiriler yöneltiyorsunuz. Bu tutumunuzu yanlış mı algıladım? Yok doğru anladım ise bu tutumunuzun amacı nedir, sizce tutumunuz adaletli midir?

Güzel kardeşim:

a- Yazınızı bir kardeşin kardeşine ikazı, sorusu olarak anladım. Ortada kırılıp küsmeyi gerektirecek bir durum göremedim.

b- Ben de elbette yanlış yapmış olabilirim. Sorunuz üzerine bir nevi iç muhasebe yaptım. Allah senden razı olsun. Hatamız olsun ama ihanetimiz olmasın. Belirttiğin hususta ise bariz bir hata hissedemedim (En doğrusunu Allah bilir). Sen de zaten genel çizgiler çizmişsin; ‘şu ifadende, şurada' dememişsin. Buna göre de ben sana, genel hatları ile cevap vermek durumundayım.

c- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Refik-i A'lâ'ya yükselirken bize İslam'ı bırakıp gitmiştir. İslam içinde bize ‘İslam gibi kutsal kurumlar' bırakmamıştır. Tasavuf, selefilik, mezheb ve benzeri mevcut kurumların tamamı için bu ilke geçerlidir. Hiç biri bizatihi İslam değildir. Ancak “İslam'ın içinde önem verilebilecek kurumlar” olarak görülmeleri mümkündür. Daha ileri götürülmesinin tehlikeli sonuçları olur. Bu belirttiğimiz ‘İslam'ın içinde' kaydı da neticede o kurumların İslam'a kazandırdıkları ve kaybettirdikleri ile dengelenerek haklarında hüküm verilmesini gerektirmektedir. Kim bu kurumlardan birini maazallah İslam'dan daha değerli ve öncelikli duruma getiriyorsa, onu İslam'dan kabul edemeyiz. Öyle bir kurumu da lanetleriz.

Zannedersem bu ilkede bir ihtilafımız yoktur.

d- Binlerce konuşmam ve yazımda ‘Vahhabiliği' öven ve ön plana çıkaran bir tek kelime bulunduğunu hatırlamıyorum. Zihnimde öyle bir boşluk bulunmamaktadır. Siz sehven yazmış olmalısınız onu.

Selefilik hakkında ise özellikle tekit ettiğim husus, defalarca yazılı ve sözlü olarak benden sadır olmuştur. O da şudur:

Selefilik, kavram olarak her mü'minin güzergâhıdır. Kimse bu ümmetin selefinin dışında bir güzergahta mü'min olarak yol alamaz. Ancak mevcut Selefilik ile selef arasında bariz farklılıklar vardır. Mübarek bir kavram kolay ve hoyrat bir mantıkla eskitilmemelidir.

Benim, Selefilik ve Selefiler hakkında defalarca açıkladığım budur. Bu hususta da inşaallah yakın bir zamanda bir ders dizisi yapmayı planlıyorum.

Tasavvuf hakkında ise TARİKATLARIN DÜNYASI isimli dersim, halen internette mevcuttur, izlenebilmektedir. O dersimde ne söyledi isem onun arkasındayım biiznillah. Tasavvuf, İslam'ın ince ayarlarının yaşatılmasıdır. Holdingleşmiş, taassuba, bid'ata, gösterişe ve politikaya râm olmuş tarikatların elindeki değildir. Tarikatı şeriattan öncelikli gören, haramları helalleştiren, Rasûlullah'ın ve selef-i sâlihîn'in yolundan sapan sözde tarikatları ise kökünden reddederim. Tasavvufu kötülemekten Allah'a sığınırım. Tasavvufun en büyük imamlarından İmam Rabbânî hakkındaki dersim de internette RABBANİ İMAM adı ile mevcuttur. Açın izleyin. Tasavvufu kesinlikle yok sayamayız. Tasavvuf, ümmetimize değer katmış kıymetli bir kazanımıdır. Fakat tasavvuf üzerinden dinimin sömürülmesini nasıl kabul ederim? Şeriat'ımdan değerli gibi lanse edilebilecek bir anlayışı neden kabul edeyim?

e- Tahmin edebileceğiniz gibi bir denge üzerinde durmaya çalışıyor, o denge üzerinden de dinimin aslını ihya etmek istiyorum. Ayrıntılara takılmıyorum. Ayrıntıların dinimin aslı gibi olmayacağını haykırıyorum. Şahısların değil dinimin baki olması gerektiğini söylüyorum. Allah, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve Ashab-ı Kiram dışında ‘şartsız, kayıtsız' bir isim peşinde olamayacağımızı söylüyorum. Dinimin tarihinde adı ve emeği bulunan herkesin ağırlığı kadar takdir edilmesini, tartışmalı bölümlerinin yok sayılıp hayırlı bölümlerinin alınarak amellerinin ihya edilmesini tavsiye ediyorum. Daha ötesini ise, bu zaman açısından israf olarak görüyorum.

f- Yazılarımda ve konuşmalarımda, bu belirttiğim ilkelere aykırı bir husus tespit ederseniz hiç tereddüt etmem biiznillah ve onu tashih ederim.

Umarım anlatabilmişimdir. Allah'a emanet olunuz.

Müslüman müslümanla kavga etmez diyanetide tarikatlarıda seviyorum benim sevmedigim ALLAH VE PEYGAMBER düşmanlarıdır.
Ebuzer Omaç
Allah Böyle Muhteşem ve İtidallı Hocalarımızı Başımızdan Eksik Etmesin...VESSLAM
murre
Tarikatların bir çoğu Ehli Sünnet çizgisinden Batini formata kaymıştır. Kuran meali veya Buhari-Muslim okunmalarını bu yapılarda görmek mümkün değil. Hele başka bir Hoca'yı dinlemek ğayrı mümkün. Hadisin zayıfı-şişmanı olmaz diyen bir tarikat nasıl Ehli Sünnet olur. Ehli sünnet; hem akide hem ameli içeren ve her adımında Kuran ve Sünneti baz alan bir yoldur.
ismail ay
Tarikatlarda köşeli selefilere gelince yuvarlak kelimeler seçmiş saygıdeğer hocamızUmarım ileriki günlerde günümüz selefiligini tekfircileri anlatırken tarikatlarda olduğu gibi köşeli keskin kelimeler kullanir
ali
tasavvuf yok hükmündedir.
mahmut
tarikatçılık ve sufilik islam dışı bir oluşumdur. kuranda ve sünnette yoktur. olmayan şeyler kendini zaten müslüman olarak adlandırmıyor. adamlar kendilerine sufiyim diyorlar. madem sufisin itiraf etmişsin, demekki müslüman değilsin.
M. Emin
'tasavvuf üzerinden dinimin sömürülmesini nasıl kabul ederim?' diyorsun fakat selefilik uzerinden sömürülmesine sesin çıkmaz? Bir bardak sütün içine bir damla idrar damlasa tamamı necaset olur. Sende bizim için öylesin nurettin yıldız..!
murre
Mert Kutlu'ya; senin Müslüman olduğunu zannederek bir kaç cümle yazacağım. Gönderilmiş tüm Nebilere, müşrikler karşı çıkarken 'biz atalarımızı bu yol üzere bulduk' cümlesiyle karşı çıkmışlardır. Selefimiz ise 'İşittik ve itaat ettik dediler O kutlu Nebi'ye'. Şimdide, bizden önceki Kuranda övülmüş olan O nesli hayata nakşetmeye hazır erler yetişiyor. Siz kerih görsenizde. Vesselam
Batuhan avcı
Elhamdulillah faydalı bir konu
Musa kazim
Allah razı olsun
Selami
Peki İslamı mezhep ve imamlara göre anlamayacak isek neye göre anlayacağız ?Kendisine göre mi kendime göre mi ?Şunu anlamamız gerekiyor eğer mezhep ve büyük imamları takip etmezsek ya kendimizi veya küçük insanları onların yerine koyuyoruz demektir. Bu ise asıl sapkınlığa yol açar. Nureddin Yıldız bey kusura bakmasın her şeyin en iyisini bilen bir hal içinde ama öyle değil kendileri....
hüseyin
ne sufisi ne sünnisi ne şiisi... ben dibine kadar müslümanım.''Allah için hakkıyla savaşın. O seçti sizi ve dinde bir güçlük vermedi size; babanız İbrâhim'in dini. O mâbuttur daha önce ve bu Kur'ân'da size Müslüman adını takan, Peygamber, size tanık olsun, siz de insanlara tanıklık edin diye...'' hacc 78. ayeti kerimesi
mert kutlu
Demirtaş, PKK aleyhine yorum yapabilir mİ? Nurettin Yıldız da Suudiler aleyhine yorum yapamaz. Ancak yuvarlak sözlerle geçiştirir. Slefilik iyi birşeymiş de selefilerin yanlışları varmış, hadi oradan selefiliğin kendisi sapkınlık, dalalet!Zehiri nasıl da yutturuyorlar balın arasına katık edip! Edep ve durüstlük hoca!
B SITKI
Tasavufu yok sayan hata sufiyi musluman saymayan tekfirci ve harici kafa muslumanlarin basina bela acan kafa afganici resit riza vb nediyelim allah ehli sunnet yolundan ayirmasin
Cemal Yılmaz
Allah razı olsun hocam
mehmet
Allah razı olsun hocadan gerçekten ümmetin böyle güzel ve mutedil davetçi hocalara ihtiyacı var.Rabbim sayılarını arttırsın.
Muhsin KUL
Ve gerçekten bizden, (Allah’a) teslim olanlar da var ve bizden kasitun (kalpleri kasiyet bağlamış) olanlar da var. Artık kim (Allah’a) teslim olmuşsa işte onlar, irşad olmayı (nefsin ve iradenin teslimini) arayanlardır (dileyenlerdir). Ve lâkin, kasitun olanlar (kalpleri zikirsizlikten kasiyet bağlayanlar), işte onlar cehenneme odun oldular.Ve eğer onlar, tarikat üzere olarak (Allah’a) yönelselerdi, onları mutlaka bol su (rahmet) ile sulardık (bol bol rahmet ulaştırırdık) ki. (Cin 14-15-16)
murre
Müslüman adını kullanıp buna yakışmayan davranışlarda bulunanlar yüzünden bu isme sataşmak ne kadar batıl ise; Selefiyim dediği halde Selefin menhecine zıt görüş ve davranışlarda bulunanlar yüzünden de koca bir yapıyı tenkit etmek doğru olmaz. Suçun şahsiliği çok önemli. Hele ki, Ensar Vakfı üzerinden tüm müslümanlara vurulduğu bu zamanda. Adaletli davranmak isteyen bir Alime 'sen neden adilsin' denir mi?

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara