Dolar

32,2458

Euro

34,6783

Altın

2.399,63

Bist

10.336,50

'Milli Gençliğin Adnan Ağabeyi...'

Adnan Demirtürk, 16 yıl önce bugün Samsun'un Havza ilçesinde geçirdiği bir trafik kazası sonucu iki dava arkadaşıyla birlikte ahirete irtihal etti. 15 Mayıs 1999'dan sonra Adnan Demirtürk artık Milli Gençliğin 'Şehid Genel Başkanı' idi ve hiç unutulmadı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-15 03:14:02

'Milli Gençliğin Adnan Ağabeyi...'

TİMETÜRK | HABER MERKEZİ

"Milli Gençliğin Adnan Ağabeyi" ve 28 Şubat'a karşı dimdik ayakta duran gençliğin 'Reisi'ydi. Adnan Demirtürk'ün ardından hayatını bir videoyla anlatan Milli Gençlik Vakfı'ndaki 'kardeşleri', o videoyu 'Vefakar gençlik sunar' ibaresiyle takdim edeceklerdi. Aradan geçen on altı yıla karşın Adnan Demirtürk, Talha Özcan Eyüpoğlu ve Ahmed Zahid Turan unutulmadı.

"Milli Gençliğin Adnan Ağabeyi"ni Hatırlamak

1965 yılında Trabzon'un Vakfıkebir ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Sonrasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde üniversite eğitimini tamamladı. Milli Görüş kurumlarında çeşitli kademelerde görev aldı. Vakfıkebir ve Trabzon'da Refah Partisi ve Milli Gençlik Vakfı'nın değişik kademelerde yöneticilik yaptı. 6 Eylül 1997de Millî Gençlik Vakfı Genel Başkanlığına seçildi. Rabbiyle vuslata erdiği 15 Mayıs 1999 gününe kadar, bu görevi 20 ay boyunca başarılı bir şekilde yürüttü.

“Mücahidler ayakta ölür”

"Güle sevdalı başkan"ın 54 ilde yaptığı toplantılardan sonra, durağı Samsun'du.  Adnan Demirtürk kürsüde şu sözleri dillendiriyordu: “Gelirken Havza civarındaki kayalıkları gördünüz mü? Kim bilir, o mekanlarda kadrolarımızdan kimler şehit olacak”

Sanki ölümün kendisini bulacağı yeri hissetmişti. 15 Mayıs 1999 günü 21.45'te yola çıkan kervan, 23.30'da Rabbine kavuştu. Güle sevdalı başkanın yanında yardımcısı Talha Özcan Eyüboğlu ve Özel Kalem Müdürü Ahmed Zahid Turan da aynı kaza sonucu Hakka yürüdü…

“Ağız tadıyla çalışmak”

Adnan Demirtürk'ün Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanı olmasıyla birlikte vakıf hızlı bir yükselme sürecine girdi. O “kader birliği, gönül seferberliği ve ağız tadıyla çalışmak” sözleriyle çalıştığı döneminin sırrını adeta özetliyordu. Çalışma prensibini ise şöyle koymuştu Adnan Demirtürk: “Benim en cana yakın ve övmeye layık bulduğum adam, başında bir denetleyici yok iken de işini dürüstçe yapan adamdır”

“Önce ahlak ve maneviyat” diyen Milli Gençlik kadrolarının edeb timsali ağabeyiydi O. Siyer, tefsir, hadis ilimlerinde kendi iyi yetiştirmiş, ibadetlerine hep dikkat etmişti. Milli Gençliğin genç neferlerine sürekli olarak “Genç inancı ve ideali uğruna fedakârlık yapabilendir” diyor ve hedef gösteriyordu.

Gençlere hedef gösterirken kendisinin hedefsiz kalması düşünülemezdi elbet. Demirtürk MGV'yi 2003 yılında Türkiye'nin, 2008 yılında da dünyanın en büyük gençlik teşkilatı yapmayı amaçlıyordu.

Ardından…

Kardeşi Ali Demirtürk “Örnek dava insanı idi” derken, kayınbiraderi insanları mıknatıs gibi çektiğinden bahsediyor…

“Bizim davamız şehitlerin manası üstünde yükselir” diyen Adnan Demirtürk'ün büyük bir sadakatle bağlı olduğu Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan, Demirtürk anısına düzenlenen bir programda şunları söylüyordu: “Adnan Demirtürk kardeşimiz, gençlerimize örnek olacak bir yaşam sürdü. Şuurun en güzelini gösterdi. Davasına olan bağlılığı ile her zaman ön plana çıktı. Ne mutlu Ona! İnşaallah Rabbimiz kendisine şehit muamelesi yapar…”

İhsan Şenocak ise şöyle anlatıyordu Adnan Demirtürk'ü: 


(...)

Hayatın son kapısında Azrail'i tebessümle karşılamak ne güzel. Ölümü köprü yapıp üzerinden dosta yürümek ne güzel.

Havza'da Metin Yüksel'e haber gitti, öteden gelen var dendi. Mekke'den Medine'den güller döküldü Vakfıkebir'e... Komşu dağlardaki şehidler imrendi bu manzaraya... Çağın ızdırabını Millî Gençliğin ağabeyi rapor edecek şimdi Peygambere...

Gözyaşlarının ıslattığı yollar büyük oluşun önünü açacak. Daralan yürekler vuslata giden kapıyı aralayacak. Ötedeki buluşma buraya da yansıyacak, kucağına aldığı Adnan'larla, Metin'lerle dönecek dünyamıza peygamber. Bir kapının kapandığı yerde bin kapı açılacak, bir ölüm bin diriliş armağan edecek bize.

Millî Gençlik “Reis”in tabutunu taşırken şöyle diyordu:

“Bize ne uzak ölüm, bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”

(...)

Haber Ara