Her iki yaylada 250 yılı aşkın 120'nin üzerinde yöresel ahşap ev bulunurken, geniş çam ormanlarıyla çevrili Pokut ve Sal Yaylası'nı doğa ve fotoğraf tutkunlarının yanı sıra son yıllarda yerli ve yabancı turistler yoğun ilgi gösteriyor. Özellikle Pokut Yaylası'nın eşsiz manzarası turistleri bu yaylaya çekerken, Sal Yaylası da bu ilgiden nasibini alıyor.
Pokut Yaylası'na gelenleri Pokut Kitabesi karşılıyor
Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler ilk olarak Pokut Yaylası'nı gezerken, yaylanın girişinde turistleri 'Biz Pokutlular' diye başlayan kitabe karşılıyor. Kitabede "Atalarımızın nesiller boyu yayla olarak kullandığı, doğal ve kültürel bir miras olarak bize bıraktığı Pokut'u gelecek nesillerimize de bozulmadan devredebilmek amacıyla, Pokut'un korunması gerektiği bilincini taşıyarak Pokut Yaylası'nın bir değişim sürecinde olduğunu ve kullanım amacının çeşitlendiğini görerek Pokut'ta birlik ve beraberlik içinde yaşamayı arzulayarak aşağıdaki esasların uygulanması gerektiğini savunuyoruz. Pokut'un meşru sahibi Pokutlulardır. Pokutlular, geleneksel olarak bu yaylayı kullandığı herkesçe bilinen köy ve mahallelerden gelen ailelerdir. Pokut'un yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız Pokutlularındır. Pokut, doğal ve kültürel varlıkları ile bir bütündür. Pokut'un doğal ve kültürel varlıklarına zarar verebilecek faaliyetlere izin verilemez. Her Pokutlu'nun özgürlüğü komşularının haklarının başladığı yerde biter. Pokut'a ilişkin kararlar çoğunluğun rızası ile alınır. Pokut'un ortak sorunlarının çözümünde ve kararların uygulanmasında her birey sorumluluk taşımalıdır. Bu sorumluluk, çevreyi kirletmemek, yaylayı doğası ve gelenekleriyle yaşatmak için çaba göstermektir. Pokut kadim zamanlarda olduğu gibi sevgi, saygı, sorumluluk ilkeleri yönetim modeli ile gelecek nesillere aktarılacaktır" ifadeleri yer alıyor.
" 'Burası babanın yeri mi tapusunu göster' diyorlar"
Yörede son yıllarda yaşanan turizm hareketliliğinin ardından yaylanın girişine uyarı levhaları astıklarını ancak bu uyarılara uyulmadığını belirten Pokutlular, yaylalarının doğallığının bozulmasından ve kirlenmesinden endişe ediyor. Yayla sakinlerinden Yaşar Ataman, yaylalarının güzelliğinin son yıllarda bozulduğunu belirterek "Herkes geliyor, pisliğini bırakıp gidiyor. Biz kimsenin pisliğini toplamaya mecbur değiliz. Söylüyorsun, uyarıyorsun. Bu sefer de bize 'Burası babanın yeri mi tapusunu göster' diyorlar. Ben de diyorum ki tapusu benim hayvanlarım, hayvanlarımın bu yayla. Benim babam, dedelerim 300 senedir buraları korumuş bu günlere getirmiş. Geliyorlar burada bizim namahremimize giriyorlar. Herkes gelsin ama pisliğini bırakıyor. Adam üniversitede öğretim görevlisi elinde pompalı ile burada silah atıyor. Allah korusun ormanda insanlar var hayvanlarımız var. Bunlardan birisi ölse bunun hesabını kim verecek ? İnsanlar gelsin gelmesin değil ama insan gibi gelsin. Son yıllarda çok bozuldu buralar. Ben yaylamda huzursuz olduktan sonra bunun bir kıymeti yok. Yaylanın girişinde yazılan uyarı levhaları var. Bunlara uysunlar. Gelip evlerimizin yanında çadır kurmak istiyorlar bunlar ayıp. Ayder gitti sıra Pokut'ta mı ? Yolu kötü diyorlar daha kötü olsun kimse böyle gelecekse gelmesin. Pokut'un girişine bir demir kapı yapmak lazım. Elini kolunu sallayan herkese bu yaylaya gelip istediği gibi hareket etmemeli" diyerek tepkisini dile getirdi.
Bir diğer yayla sakini Hanife Hacaloğlu ise yaşadığı kötü bir olayı paylaşarak "Evimize girmişler. Ortalığa zarar vermişler. İç çamaşırlarımıza kadar ortalığı dağıtmışlar, tavalarımızı kırıp dökmüşler. Eskiden böyle şeyler yaşanmazdı" ifadelerini kullandı.
Pokut 'Sis', Sal 'Düz'
Pokut Yaylası'ndaki turistik tesis işletmecisi İlker Süleyman Kutlu ise hemen yakınlarında birer kardeş olarak duran Sal Yaylası ile Pokut Yaylası'na son yıllarda yoğun bir turist ilgisi olduğunu söyledi. Kutlu "Sal Yaylası ile önceleri bir takım problemler olsa da şimdi Sal ile burası birer kardeş yayla. Pokut Yaylası'nda 60 hane var. Mayıs başından Ekim sonuna kadar buralar böyle hareketli. İlgi son yıllarda adeta patladı. Herkes bu güzelliği görmek için buraya geliyor. Burası Allah'ın bizlere bir lütfu. Bize armağan ettiği bir güzellik" dedi. Kutlu, Pokut'un isminin 'Sis' anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
Pokut Yaylası'na giden yol üzerinde bulunmasına rağmen turistlerin Pokut Yaylası'ndan sonra uğradıkları Sal Yaylası ise bölgede son yıllarda artan turizm hareketliliğinden pay almaya çalışıyor. Pokut Yaylası'nı ziyaret eden turistler, yürüme mesafesi 20 dakikalık bir yolcuğun ardından Sal Yaylası'na geçerek burada doğal yayla hayatını yakından tanıma imkanı buluyor. Sal Yaylası'na gelen turistlere birer misafir gözüyle baktıklarını belirten turistik tesis işletmecisi Ali Sarsılmaz ise yaylalarının isminin 'Düz' anlamına geldiğini ve düz yaylalarına son yıllarda Pokut Yaylası ile birlikte ilginin arttığını söyledi.
Sarsılmaz, kendi işletmelerinde yaylaya gelen turistlere kendi yaptıkları yöresel ürünleri ikram etmeye çalıştıklarını ifade ederek "Amacımız yaylaya gelen turistlere unutmuş oldukları tatları yeniden tattırmak. Bir nebzede olsa bunda başarılı olabilmişsek kendimizi mutlu addediyoruz. Yöreye yoğun bir turist ilgisi var. Ancak buraya gelen misafirlerimizin yayla usullerine göre burada gezip dolaşması gerekiyor. Buraların birer yayla olduğu unutulmamalı. Şehirdeki gibi lüks aramanın veya davranmanın doğru olduğuna inanmıyorum" diye konuştu.
Yaylalarında 62 hane bulunduğunu ancak son yıllarda yörede hayvancılığın azalması ile birlikte yaylaya gelen aile sayısının 7'ye kadar düştüğüne dikkat çeken Sarsılmaz "Son senelerde yaylaya çıkan yok. 3. nesil artık yaylaya yaz tatiline geliyor. Günübirlik gelmeyi tercih ediyor, pek kalmıyorlar. Eskiden her evin ineği vardı hayvancılık vardı o yüzden buralar kalabalıktı ancak hayvancılığın azalması ile yaylaya çıkan nüfus da azaldı" ifadelerini kullandı.
Pokut Yaylası'na Gaziantep'ten arkadaşları ile gelen ve Ispartalı bir öğretmen olan Ömer Faruk ise yaylanın doğal görüntüsü ve manzarasının muhteşem olduğunu belirtirken, yaylayı çok beğendiğini söyledi.