Dolar

32,5248

Euro

34,8975

Altın

2.442,55

Bist

9.915,62

Hakan Albayrak'tan 'Ankara' uyarısı

Hakan Albayrak, 15 Temmuz'da bir grup asker tarafından gerçekleştirilen darbe girişimini ele aldı...

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-18 05:59:44

Hakan Albayrak'tan 'Ankara' uyarısı

Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, bugünkü "Zırhlı birlikler Ankara'dan uzaklaştırılmalı" başlıklı yazısında, halkın seçilmiş Cumhurbaşkanı ve hükümete yönelik darbe girişimini ele aldı. Uzun vadede yepyeni bir ordu kurulmalı. Kısa vadede ise mevcut ordunun darbecilik potansiyelini mümkün mertebe zayıflatmaya ve zayıflatılmış halini de dengelemeye matuf radikal adımlar atılmalı, ifadelerini kullanan Albayrak, "Her şeyden evvel zırhlı birlikler başkentin en az 100 kilometre uzağına gönderilmeli. Ankara'da tankın ne işi var? Askerî darbede milli iradeye karşı kullanılmaktan başka ne işe yarar? Büyük bir terör furyasından lazım olursa, çağrılır gelir. Yunanistan'daki albaylar cuntası tasfiye edilip demokrasiye geçileli beri tankların başkent Atina'ya en az 100 kilometre mesafede olması gerekiyor. Bizde oncağız akıl yok mu?" dedi.

İşte Hakan Albayrak'ın yazısından bir bölüm:

15 Temmuz gecesi başlayan ihanet furyası devam ediyor ve o kadar çok hain var ki…

Hava Kuvvetleri ve Jandarma'daki hainlerin, bu komutanlıkları kendi dümen sularına sokabilecek kadar çok oldukları anlaşıldı. Dün, Konya'daki hava üssünde de yükseldi ihanet bayrağı. Daha doğrusu, tam yükselecekken yırtılıp atıldı. Öte yandan, adı batasıca Sabiha Gökçen Havaalanı'ndaki jandarma komutanı, hakkındaki soruşturma sebebiyle kendisini gözaltına almaya giden polislere ateş açtırarak, hainliğini tescil etti.

Yahu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı zincire vurup ölümle tehdit eden ihanet şebekesinin içinde kendi emir subayı ve özel kalemi de var... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başyaveri de hainler arasında sayılıyor… Var mı bunun ötesi?

Son askerî darbe teşebbüsünün sorumluluğunu tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tümüne mal edemeyiz, ama darbecilik potansiyelinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapısal bir sorun olduğu gerçeğini kabul etmemiz lazım. Öyle bir yapı ki bu,anakroni filan demeden 27 Mayıs 1960'ı yeniden üretmeyi makul gösterebiliyor ve bu manyaklığın her an kuvveden fiile çıkabilme ihtimalini ‘teminat' altına alabiliyor. Sene olmuş 2016, köprünün altından akan suların haddi hesabı yok, ama birileri hâlâ cunta kurabiliyor ve o cunta Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her kademesinde destek bulabiliyor işte. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları esir alınabiliyor, başkent hava bombardımanına uğrayabiliyor, asker kılıklı teröristler İstanbul'u kan gölüne çevirebiliyor…

Uzun vadede yepyeni bir ordu kurulmalı. Kısa vadede ise mevcut ordunun darbecilik potansiyelini mümkün mertebe zayıflatmaya ve zayıflatılmış halini de dengelemeye matuf radikal adımlar atılmalı. Her şeyden evvel zırhlı birlikler başkentin en az 100 kilometre uzağına gönderilmeli. Ankara'da tankın ne işi var? Askerî darbede milli iradeye karşı kullanılmaktan başka ne işe yarar? Büyük bir terör furyasından lazım olursa, çağrılır gelir. Yunanistan'daki albaylar cuntası tasfiye edilip demokrasiye geçileli beri tankların başkent Atina'ya en az 100 kilometre mesafede olması gerekiyor. Bizde oncağız akıl yok mu? Tankları uzaklaştırmak yetmez, potansiyel askerî darbe teşebbüslerini bastırmak için polise -başta tanksavar olmak üzere- gerekli silahların ve sair araç gereçlerin verilmesi de lazım. Bunları söylemekle askere saygısızlık etmiş olmuyorum. Asker kılıklı teröristlere, generalinden erine kadar hepsinin mahvına görmek istediğim millet düşmanı katillere zaten saygı borcum yok, kin borcum var. O radikal adımların atılmasını, herkesten evvel, en yakınındaki subayların boğazlamaya kalkıştığı Genelkurmay Başkanı'nın savunması gerekir. Ordunun ‘prensipte olduğu şey' tabii ki güvenilir bir şey, ama pratikte karşılaştığımız sorunlar orta yerde dururken samimi olarak ‘Ordumuza güvenimiz tam' diyebilecek durumda değiliz. Astlarının ihanetine uğrayan Genelkurmay Başkanı'na ve kuvvet komutanlarına sorun bakalım, diyebiliyorlar mı? Kendimizi kandırmayalım. 66 senedir askerî darbelerin üstesinden gelebilmek için akla karayı seçen bir ülke değilmişiz gibi davranmayalım. Hele şu günlerde; eskilerinden daha ilkel, Meclisi bombalayacak kadar aşağılık bir cuntayla mücadelenin orta yerinde, darbeci asker kurşunuyla şehit düşen vatandaşlarımızı ebediyete yolculamak için cenazeden cenazeye koştururken!

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara