Etyen Mahçupyan, bugünkü yazısında Avrupa Birliği'nin vize anlaşması için Türkiye'den istediği 72 şartın arasına 'terörle mücadelenin yumuşatılması' maddesini eklemesini kaleme aldı.
Mahçupyan, AB ile mültecilere ilişkin ‘geri kabul' anlaşması çerçevesinde gündeme gelen vize kalkması konusunda başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, AK Partili bazı Bakanların vizenin kalkmasına karşılık 'AB yeni bir koşul öne sürmüş gibi' yazıp konuştuklarını ifade etti.
'Bu olmayan koşulun Davutoğlu'nun AB'ye verdiği bir taviz sonucu eklendiğini öne sürebilenler bile oldu…' diyen Mahçupyan, şöyle devam etti:
'Hatırlanmak istenmeyebilir, ama birçok kişinin hatırlattığı üzere bu anlaşmanın tarihi 16 Aralık 2013, içinde 72 adet karşılanması gereken kriter var ve altında da zamanın Başbakanı Erdoğan'ın imzası bulunuyor.
Vizenin kalkması bu kriterlerin tatmin edilmesini gerektiriyor ve onlardan biri de Türkiye'deki Terörle Mücadele Yasası'nı ilgilendirmekte. İstenen, bu yasanın AB'deki normlarla uyumlu hale gelmesi... Yani yasanın AB'deki bir ülkenin yasasıyla aynı kılınması gerekmiyor. Zaten her ülkede farklı formüle edilmiş yasalar var. Ancak normun ortak olması kaçınılmaz. Çünkü eğer sizin terörist dediğiniz kişi AB açısından terörist yaftasını taşıyacak bir eylemde bulunmamışsa, AB ülkeleri bir anda kendilerini yığınsal bir siyasi iltica talebiyle karşı karşıya bulabilirler ve o noktada artık ‘geri kabul' anlaşması çalışmaz. Anlaşma çalışmazsa vize de haliyle kalkmaz… Dolayısıyla AB'nin ‘uyum' talebi gerçekçi ve sıradan…'
Ama bu işin ‘Batı ile ilişkiler' kısmı. Biz işin içeriğine bakalım:
AB “terör örgütü konusunda tavrınızı yumuşatın” demiyor. ‘İstersen sert ol, ama insan haklarına uygun hale getir' demiş oluyor. Çünkü bizdeki Terörle Mücadele Yasası'na göre, bir ‘örgüt' tanımı yaptığınızda onunla ilişkili kıldığınız herkesi silahlı/silahsız ayrımı yapmadan ve herhangi bir eyleme karışmasa bile ‘terörist' ilan edebiliyorsunuz. Bu anlayışı 90'larda devlet, 2005 sonrası Cemaat insan haklarını ihlal ettiğini bilerek kullandı… Şimdi AK Parti aynısını mı yapmak istiyor? Bu yöntemle Kürt meselesinin gerçekten de çözüleceği mi sanılıyor? Pek inandırıcı değil…
Yazının devamı için tıklayınız