Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye'de çocuklara yönelik kamu kurum ve kuruluşlarınca yürütülen koruyucu ve önleyici politikaların ele alınması ve yeni bir yol haritasının oluşturulması amacıyla düzenlenen "Türkiye'de Çocuklara Yönelik Koruyucu ve Önleyici Politikaları Değerlendirme Çalıştayı"nın sonuç raporunu yayımladı.
Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin çocuk koruma ve araştırma merkezlerinden temsilcilerin katılımıyla düzenlenen çalıştayın sonuç raporunda, var olan çalışmalar, detaylı bir şekilde ele alınırken, çocuk koruma sisteminde yapılması gereken değişiklikler ve hayata geçirilecek yeni uygulamalara ilişkin öneriler sıralandı.
Raporda, çocuklara ilişkin koruyucu ve önleyici politikalarda karşılaşılan en önemli sorunun koordinasyon eksikliği olduğu tespitinde bulunularak, bu konuda yaşanan aksaklıkların giderilmesi gerektiği ifade edildi.
Çocuklara yönelik kurumların verilerini paylaşabileceği ortak bir sistemin kurulmasının önemli olduğu belirtilen raporda, kurumların uyguladığı farklı şekillerdeki psikososyal müdahale programlarının içeriği ve etkinliğinin değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
İnternet uyarısı
Çocuklar için koruyucu-önleyici politikaların yanında riskleri önlemek açısından "yönlendirici" politikaların da hayata geçirilmesinin önemli olduğu ifade edilen raporda, "Teknolojinin çocuk bakıcısı olarak kullanıldığı günümüzde, ebeveynler çocuğun tabletlerde, televizyonlarda, telefonlarda nelerle meşgul olduğunu denetlememektedir. Çocuklara yapılan müdahale programları yetişkin eğitimleri ile koordineli olmalıdır." değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, çocukların internet kullanımı ve burada karşılaştıkları risklere ilişkin şu öneriler gündeme getirildi:
"İnternette çocukların nelerle meşgul olduğuna ilişkin anne ve babaların bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Güvenli İnternet Hizmeti bu alanda önleyici bir tedbirdir. Devletin özellikle internette yayılan ihmal/istismar içerikli sosyal medya paylaşımlarında proaktif önlem alması gerekmektedir. Medya okuryazarlığı eğitiminin erken yaşlarda verilmesi, anne babaların da eğitilmesi gerekmektedir."
Ayrıca internette çocukların gelişimini olumsuz etkileyebilecek içeriklerle ilgili önleme mekanizmalarının yaygınlaştırılması amacıyla sivil toplum kuruluşlarının projeler üreterek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) sunması, BTK'nın da İnternet Yardım Hattı'nın bilinirliğini artırması gerektiğine işaret edildi.
"Ailelere broşürler gönderilsin"
Raporda aile eğitim programlarının da çocukların gelişim özellikleri ile ihtiyaçlarını içeren bütüncül bir şekilde oluşturulmasına vurgu yapıldı.
Aile eğitim programlarının davranış değişikliği oluşturabilmesi için uzun süreli planlanması gerektiği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Aile eğitim programları tek taraflı bilgi aktarımından ziyade karşılıklı etkileşim oluşturacak şekilde tasarlanmalıdır. Farklı kurumlar tarafından verilen aile eğitim programlarının içeriklerinin değerlendirilmesi ve herkesin ulaşabileceği şekilde planlanması gerekmektedir. Aile eğitim programlarındaki görseller, Türk kültürüne uygun olmalıdır. Yaş gruplarına göre çocukların özelliklerini içeren broşürler ailelere posta yoluyla iletilmeli ve broşürlerin herkese ulaşması sağlanmalıdır."
Koruyucu-önleyici çalışmaların çocuğun doğumundan itibaren başlayan bir süreç olduğu ve bu süreçte çocuğun bakımından sorumlu kişiler başta olmak üzere, çocukla muhatap olan herkesin çocuğun korunmasından sorumlu olduğu vurgulanan raporda, "Çocuk Koruma Kanunu kapsamında koordinasyon kurulları daha etkin hale getirilmelidir. Bu kanun kapsamında verilen tedbir kararlarına yönelik veri tabanı oluşturulmalı ve elektronik sistem üzerinden takip edilmelidir." önerisinde de bulunuldu.
Çocuğa yönelik cinsel istismarı önleme rehberi
Öte yandan, Bakanlık tarafından, "Çocuk Bakım Kuruluşlarında Çalışan Personele Yönelik İstismar ile Mücadele Rehber Kitapçığı" da hazırlandı.
Kitapçıkla koruyucu ve önleyici mekanizmaların hızlıca harekete geçirilmesi, mağdura nasıl yaklaşılması, adli süreç dahil her aşamada neler yapılması gerektiğine ilişkin bir yol haritası belirlendi.
Kitapçıkta, istismara ilişkin şüphenin oluşmasından, değerlendirme ve müdahaleye kadar farklı aşamalara ilişkin kilit noktalar hakkında pratik bilgilere yer verildi.
Çocukları korumanın ve refahlarını sağlamanın ortak sorumluluk olduğu bilinciyle hazırlanan, erken ve doğru müdahale için temel bilgileri içeren kitapçıkta, şu başlıklar bulunuyor:
"Çocuklara Yönelik İstismar Nedir? İstismarın Türleri, Aile İçi Cinsel İstismar, Çocukların Ticari Cinsel Sömürüsü, Çocuğun Cinsel İstismara Maruz Kaldığını Açıklaması, Çocukların Yaşadıkları Cinsel İstismarı Açıklayamamalarının Temel Nedenleri, Cinsel İstismarın Belirtileri, Çocuk İstismarı ile İlgili Duyum Alındığında veya Çocuk Tarafından İstismar Vakası Anlatıldığında Neler Yapılmalı? Türkiye'de Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar."
Çocuklara, kendilerini cinsel istismardan nasıl koruyabilecekleri ve riskleri önceden fark ederek ne tür önlemler alabileceklerine ilişkin farkındalık kazandırmak amacıyla verilecek eğitimlere ve bilgilendirme çalışmalarına ilişkin örnekler de öne çıktı.
Kitapçıkta personelin çocuklara vereceği farkındalık eğitimlerinde yapacağı uyarılar şöyle sıralandı:
- Yeni tanıştığınız kimselerin sizi eve ya da gideceğiniz yere bırakma tekliflerini kabul etmeyin.
- Alkol ve uyuşturucular sağlıklı düşünmenizi ve iletişim kurmanızı engelleyebilir. Alkol ve uyuşturuculardan uzak durun.
- Arkadaşınız, sürekli sizin yerinize karar vermeye çalışan, size nasıl davranmanız gerektiğini söyleyen, sizi sürekli kendi istekleri doğrultusunda zorlayan bir kişi ise bu tip durumların ona karşı dikkatli olmanız konusunda uyarı işaretleri olabileceğini unutmayın.
- Aynı kişi ya da kişiler tarafından yinelenen tarzda laf atma, takip edilme, telefon sapıklığı gibi cinsel taciz ve saldırılara maruz kaldığınızda -bu durum sadece sözel de olsa- savcılığa dilekçe ile başvuruda bulunun. İşlem sizin için karmaşık veya zor ise bir yetişkinin desteğini alın.
- İnternette oyun, müzik, sinema, alışveriş veya başka türden bir siteye girmeden önce sitenin güvenilirliğini araştırın. Sohbet odalarında kişisel bilgilerinizi, telefon ve adresinizi paylaşmayın. Burada tanıştığınız biri ile buluşmayın. İnternet sitelerinde pek çok insan kendisi hakkında gayet inandırıcı şekilde yalan söyleyebilmektedir, bunu göz önünde bulundurun.
- "Hayır" demekten çekinmeyin. Birden fazla "hayır" deme şekli bulunuyor. 'Hayır, teşekkürler', 'Hayır, acelem var, gitmek zorundayım', 'Hayır, belki daha sonra' denebilir. 'Hayır' kelimesi birkaç kere tekrarlanabilir, 'Hayır' deyip ortamdan uzaklaşılabilir.