AK Parti Düzce Teşkilatı tarafından düzenlenen “Medya ve Algı Yönetimi” paneli, Düzce Belediye Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak katılan Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, sinevizyon eşliğinde iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik yapılan haberlerden izleyicilere örnekler gösterdi. Değirmenci, illegal yapıların sosyal medya paylaşımlarıyla kaosa nasıl zemin hazırlamaya çalıştıklarını da anlattı.
TERÖR MEDYASINA KURU SIKI BENZETMESİ
27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinde medyanın cunta tarafından kullanıldığını ifade eden Değirmenci, Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık küresel operasyonu, 15 Temmuz Darbe girişimi sürecinde de bazı gazetecilerin FETÖ'cülerle birlikte hareket ederek dezenformasyon yaptıklarını ifade etti. 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinin yargıya taşındığını, ancak cunta karargâhına destek veren medya mensuplarından hesap sorulmadığını belirten Değirmenci, “Özellikle 28 Şubat darbesi sadece bir askeri darbe değil, aynı zamanda medya darbesidir. Darbe sürecine psikolojik harekât desteği veren medya, son 6 yılda FETÖ ile omuz omuza vererek ulusal ve uluslararası arenada psikolojik harp merkezlerinde üretilen haberlerle milli iradenin tecellisini engellemeye yeltendiler, ulusal güvenliği tehdit ettiler. Yalan haber, manipülasyon, fitne ve fesat ile iktidarı hedef aldılar. Medya güçlerini bir silah olarak kullandılar. Sağduyulu medyanın ve Ak Parti iktidarının dik duruşuyla silahları etkisiz hale getirildi. Halen denemeleri var. Ancak şuan milletimizde her şeyin farkında; ve illegal yapılar kuru sıkı kadar etkisizler” dedi.
GRİ PROPAGANDA İLE İKTİDARI HEDEF ALDILAR
“Toplumu etki altına almak, Türkiye'nin iradesini sorgulamak için en sinsi propaganda türünün gri propaganda” olduğunu belirten UMED Başkanı Aslan Değirmenci, “Gri propaganda yönteminde; kaynak belli değildir, haberler rivayete bağlıdır, gerçek dışı bilgi üretilir, çabuk yayılması sağlanır. Bu yöntemi kullanan illegal yapılar, Cumhuriyet mitingleri, Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık küresel operasyonu, 15 Temmuz Darbe girişimi sürecinde sosyal medya üzerinden Sosyo-psikolojik manipülasyon olarak bilinen algı operasyonu ile terör örgütlerini meşrulaştırmaya, Türkiye'nin iradesini sorgulamaya kalktılar.. Materyallerini ise yalan, ajite etme, acı yarıştırma, yok sayma üzerine inşa ettiler” dedi.
PİYASA DOLANDIRICILARI İLE BİRLİKTE HAREKET EDİYORLAR
Son süreçte ise Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ekonomik savaşa karşı attığı adımları, bir takım çevrelerin etkisiz hale getirmek için bir takım manipülasyon denemelerinin olduğunun altını çizen Değirmenci, “Bu operasyonları yapanlar sadece piyasa dolandırıcıları değil, sosyal medya kullanıcıları ve bazı medya organları. Bu sosyal medya kullanıcıları ve medya organları, yapay yollarla menkul kıymet piyasa fiyatlarına müdahale edenlerle birlikte hareket ederek, yanıltıcı bir piyasa meydana getirmek; yatırımcıları olumsuz etkilemek peşindeler. İstikrar istemiyorlar” şeklinde konuştu.
SOSYAL MEDYA KULLANICILARINA UYARI
“Bir bilgiyi ve fotoğrafı teyit ettiremiyorsak, doğrulatamıyorsak sosyal medyada paylaşmayalım” diye uyaran Değirmenci, “Psikolojik savaş için açılan sahte hesapların algı operasyonlarına gelmeyelim. Resmi olmayan hiçbir sayfa ve profile itibar etmeyelim” dedi.
Seminerlerde Aslan Değirmenci sinevizyon eşliğinde iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik yapılan haberlerden izleyicilere örnekler gösterdi. Değirmenci, illegal yapıların sosyal medya paylaşımlarıyla kaosa nasıl zemin hazırlamaya çalıştıklarını da anlattı.