Dolar

34,9544

Euro

36,7154

Altın

3.000,35

Bist

10.009,65

Arınç'ın Mavi Marmara açıklamasına yanıt

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir TV programında Suruç’taki bombalı saldırı olayı ile Mavi Marmara’yı karşılaştırarak yaptığı açıklamalar ciddi tepki görmüştü. İHH'dan bu açıklamalara cevap verdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-22 12:39:47

Arınç'ın Mavi Marmara açıklamasına yanıt

İHH Genel Sekreteri Yavuz Dede, Mavi Marmara saldırısındaki suçluluğunu bilen İsrail'in, Türkiye ile yeniden ilişki kurabilmek için her yolu denediğini belirterek, "Ancak yine aynı İsrail, diplomatik kıvraklık ve ülkemizdeki bir kısım siyonistsever diplomat, bürokrat, medyacı, sanatçı, sporcu, STK, cemaat ve benzerleri üzerinden Türkiye'den bazı taleplerde bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.

Dede, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın katıldığı bir televizyon programında Mavi Marmara'ya ilişkin açıklamalar yaptığına değinerek, Mavi Marmara'nın tüm dünya halklarının desteğini aldığını, uluslararası kuruluşlar ve mahkemelerin de Mavi Marmara ve filonun uğradığı haksızlığa karşı mağdurların yanında durduğunu belirtti.

adde

Satın alınmadan önce ulusal sularda seyahat eden Mavi Marmara gemisinin uluslararası sularda bayrak dalgalandırabilmesinin Türkiye denizcilik mevzuatıyla mümkün olmadığının Türkiye'nin denizcilik işletmeleri bürokratlarınca taraflarına bildirildiğini aktaran Dede, gemiye mevzuatı uygun olan ve o sırada kiralanmak üzere hazır bulunan bayraklardan Komorlar Birliği devletinin bayrağı ile uluslararası sulara çıkma izni alınabildiğini bildirdi.

Dede, İsrail'den dönülmesinin hemen ardından başlatılan "Mavi Marmara hukuk mücadelesi"nin savcılık iddianamesinin kabul edildiği güne kadarki sürecinde, İstanbul Adliyesi'nde ve Adalet Bakanlığı'nda birçok engellemelerle muhatap olduklarını savunarak, şunları kaydetti:

"O dönemde Mavi Marmara davasına engel olmaya çalışan ve dikkatini çektiğimiz Adalet Bakanlığı içerisindeki yapılanmalar, 17-25 Aralık sürecinde açığa çıkmıştır. Bu yapılanmalarla da o dönemde ayrı ayrı mücadele etmek zorunda bırakıldık."

Dede, İHH olarak, Türkiye'nin İsrail ile anlaşmasını asla istemediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ayrıca Mavi Marmara saldırısındaki suçluluğunu bildiği için İsrail, Türkiye gibi güçlü bir ülkeyle yeniden ilişki kurabilmek için her yolu denemektedir. Ancak yine aynı İsrail, diplomatik kıvraklık ve ülkemizdeki bir kısım siyonistsever diplomat, bürokrat, medyacı, sanatçı, sporcu, STK, cemaat ve benzerleri üzerinden Türkiye'den bazı taleplerde bulunmaktadır. Bu taleplerin başında da 'Mavi Marmara davalarının düşürülmesi, katil askerlerinin hukuken korunması' gelmektedir. Maalesef Türkiye de tüm haklılığına rağmen bu taleplere boyun eğmektedir. İsrail, aynı teklifler ve taleplerle 5 senedir bizlere ve avukatlarımıza da ulaşmaya çalışmaktadır."

Yavuz Dede, tazminat konusunda İsrail'in tavrını şöyle açıkladı:

"Tazminat konusunda da İsrail, adeta diplomatlarımızla dalga geçmektedir. Kamuoyunda çok konuşulduğu üzere, 'Davaların uzun vadede tedricen düşürülmesi' şartıyla, 'En az 1 milyar dolar tazminat ödeyeceğini ve Mersin Limanı'nda tarafların oluşturacağı yeşil hat ile Gazze'ye uyguladığı ablukayı tedricen kaldıracağını' mağdur avukatlarına beyanda bulunmuştur. Türkiye ile İsrail arasında 'gizlilikle' devam eden müzakerelerde ise basına yansıdığı kadarıyla tazminat miktarı 21 milyon dolardır. Başta Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılmaması ve nihayetinde tazminat bedelleri arasındaki çelişki, mağdurlar açısından kabul edilemezdir."

Devleti yönetmek gibi bir çaba içerisinde olmadıklarını ve hiçbir zümre, grup, cemaat, sivil toplum kuruluşu yapılanmasının da böyle bir çaba içerisine girmemesi gerektiğine inandıklarını belirten Dede, "Ancak şehitlerimizin haklarını, kendi haklarımızı, başta Filistin olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki halkların haklarını savunmak için bir STK olarak hükümetlere sözümüzü esirgemeden söylemek de en tabii hakkımızdır" ifadesini kullandı.

Haber Ara