Taha Akyol, dünkü yazısına Yeni Şafak'la başlamış. Diyor ki, ?Başbakan Yeni Şafak'ın bir yalan haberine inanmış olsa gerek ki, 'CNN Türk'ün frekansıyla ilgili bir işiniz mi var, açıklayın, yoksa ben açıklarım' diyerek Deniz Feneri yayınlarını buna bağlıyor.? Taha Akyol'u, Tercüman-öncesi yıllardan beri gıyaben biliyorum. Ankara İstanbul gidiş-gelişlerimde havalimanında, uçakta birkaç kez görmüşlüğüm vardır. Kısacık yolda, onu da kendimi de rahat bırakmayı tercih ettiğim için, oturup iki kelam etmedik. Hizmeti geçmiş bir insandır. Hakkında güzel konuşmak istiyorum. İlk 'mülakat'ımızda onu üzecek bir kelam etmek istemiyorum. Yeni Şafak'ın haberine 'yalan haber' demesini yadırgadım. Çünkü haberin doğru olduğunu Şeref Malkoç biliyor. Yeni Şafak'ın haberi şöyle: ?RTÜK kaynakları, TV5'i satın almak isteyen Doğan Holding'e RTÜK'ten izin çıkmaması ile bu haberler arasında bir bağlantı olabileceğini ileri sürdü.? Neresi yalan bu haberin? Söyleyeyim. 'Olabilirlik' kısmı yalan. RTÜK'çüler çok net konuşuyordu. Yeni Şafak daha mutedil bir üslupla verdi. Haber, Taha Akyol'un 'çok emin' bir dille söylediği gibi 'kurgu' değil. RTÜK'te konuşanlar, gerçek insanlar. RTÜK'ün verdiği bilgi hakkında farklı fikirler ileri sürülebilir. Ama haber doğru. Taha Bey, bir de 'Basın Ahlakı' bahsi açmış. Hem de Milliyet'te! Yine aynı lafla başlıyor: 'Bu yalan haber üzerine?' Arkadaşım Şeref Malkoç, beni aramış. (Doğru, aradı. Bu yüzden, haberin doğru olduğunu Şeref Malkoç biliyor diyorum.) Haberin yanlışlığını anlatmış. Burası yanlış. Şeref Malkoç bana, haberin yanlışlığını anlatmadı. TV 5'in CNN'e satışı ile ilgili bilgi verdi. Malkoç, yönetiminde olmadığı bir gazetenin Deniz Feneri haberiyle RTÜK Başkanı'na niçin saldırdığını bilmek durumunda değil. CNN Türk ve TV 5'in ortak açıklama göndereceklerini söyledi. Ben İstanbul'da değildim. Ankara'daydım. -Şimdi Malkoç kızacak, Ankara'da olduğunu niye söylemedin diye- Malkoç, açıklamanın ulaşıp ulaşmadığını sordu. Ben, ?Gazetede değilim, asistanımla teyidleşsinler? dedim. Teyidleşmişler. Ben, İstanbul'a dönünce bakarım dedim. Ertesi gün, döndüm. Baktım. Açıklamada, Doğan Grubu'nun RTÜK'te henüz sonuçlanmamış bir işi olduğu doğrulanıyordu. Ayrıca, RTÜK'ün, TV5 satışında yetkisi olmadığı, noter gibi onaylaması gerektiği ima ediliyordu. Böyle bir 'ima'nın RTÜK'ü rahatsız etme ihtimali bile vardı. Son olarak, Grubun medya organlarının, lisans devir işlemi sebebiyle yayın yapmadıkları ileri sürülüyor ki, bunu CNN Türk sadece kendi adına söyleyebilir. Hürriyet adına, başka gazeteler adına söyleyemez. (TV 5 öyle yayınlar yapmadı zaten.) Böyle bir açıklamayı, 'RTÜK yetkisiz' gibi bir başlıkla versem, olmazdı. 'Doğruladı' desem, yine olmazdı. 'İlgisi yok' desem, açıklamayı yapanlar buradaki 'ilgi'yi bilecek pozisyonda değildi. Aynı gün, Başbakan Erdoğan Hilton'daki rezidansları söyleyince, bu alışveriş gündemden düştü. Yani, bomba patlayınca, 'çatapat'lar önemini kaybetti. İşte, bizim haberin 2-3 katı uzun ve içinde bir çok tekrarlar olan açıklama. ?TV 5 kanalının karasal yayın lisansını CNN Türk'e devretmesi ile ilgili yasal işlemler sorunsuz devam etmektedir. Nitekim devir sözleşmesi Rekabet Kurulu tarafından uygun bulunmuştur. Zaten lisans devrinin tekel oluşturup oluşturmayacağı, rekabet kurallarına aykırı olup olmayacağı konusundaki tetkik ve karar yetkisi mühasıran Rekabet Kurulu'na aittir. Rekabet Kurulu devir sözleşmemizi tamamen yasalara uygun bularak RTÜK'e bildirmiştir ve RTÜK'te normal işlemler devam etmektedir. Zaten yasalara uygun olarak yapılan, yani olayımızda yasalara uygunluğu Rekabet Kurulu tarafından onaylanmış olan lisans devri işlemleri konusunda RTÜK'ün yetkisi, 16 Mart 1995 günlü ?İdari ve Mali Şartlar Yönetmeliği?nin 10. maddesinde, ?Üst Kurul yayın lisansının devrine izin verir? hükmü ile belirtilmiştir. Yasal durum bu olduğu gibi RTÜK tarafından fiili bir engelleme de söz konusu olmayıp rutin işlemler RTÜK'te normal sürecinde devam etmektedir. Haberinizde iddia ettiğiniz gibi RTÜK tarafından ?kabul edilmemek? gibi bir durum fiilen de hukuken de söz konusu olmadığı gibi, RTÜK'e bir baskı yapma niyeti de asla söz konusu değildir, olamaz da. Sizin gazeteniz gibi başka gazeteler de kendi habercilik anlayışlarına göre yayın yapıyor; lisans devir işlemiyle hayali bağlantılar kurmanız yanlıştır. Bu yayınların lisans devir işlemiyle hiç bir ilgisi bulunmadığı gibi, RTÜK'e ve sayın yöneticilerine karşı kuruluşlarımızın hiçbir ard niyeti söz konusu olamaz, bunun için sebep de yoktur.? Başardım. Benzer kelimeler sarfetmeden, durumu izah ettim. Anlaşıldıysa tabii. Yeni Şafak
Şimdi ben, yalan yazının doğrusu mu demeliyim?
19 Yıl Önce Güncellendi
2008-09-09 04:17:00
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap