Birkaç aydır, bir 'diş kâbusu'yla meşgulüm. İnsanın ağzına yapılabilecek her türlü eza ve cefaya maruz kaldım. Prof. Dr. Bülent Katipoğlu ve eşi Dr. Gülay Hanım, biraz da benim zorumla takvimi sıkıştırdılar. Pazartesi günü iftardan 1-1,5 saat sonra bitti. Yani Genelkurmay'daki toplantıya gitmeden önce üzerimde 'acemi diş' tedirginliği var. Konuşurken hafif 'sss'ler çıkıyor. Çok konuşmasam iyi olur. Sadece dişlerim değil, ben de acemiyim. Brüksel'deki NATO karargahında bir programa katılmıştım. Aşırı bir güvenlik vardı ve o binalar baraka gibiydi. Yani bir tuhaftı. Bizim Genelkurmay Karargahı, doğrusunu isterseniz daha derli toplu. NATO karargahında, beş-on gazeteciyle birlikte Genel Sekreter Scheffer'ı hem dinlemiş hem sohbet etmiştik. Bizim Genelkurmay Karargahı'na yeni siftah ediyorum. (Benim için yeni, ama Yeni Şafak, Mustafa Karaalioğlu tarafından daha önce 'temsil' edilmişti burada.) Şimdi 'merak giderecek' konulara değinmem 'ilk defa akredite oldun ne hissediyorsun' sorusuna cevap olabilecek cümleler kurmam bekleniyor olabilir. Yazıya yeni başladım. Merak giderebilecek miyim, bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, sıcak bir yüz ifadesiyle karşılıyor gazetecileri. Oturma düzeni, bizi salona alan subayın ifadesiyle 'serbest.' Gerçekten de serbest. Ortam 'mümkün olduğu kadar sivil' ve 'olması gerektiği kadar askeri.' Salondaki 3 saat 45 dakikanın tamamı sohbet havasında geçiyor. Orgeneral Başbuğ toplantıyı 'Medya İle Diyalog Toplantısı' diye adlandırıyor. Bundan böyle 28 Eylül Cuma gününden itibaren haftada bir savunma muhabirleriyle 'basını bilgilendirme toplantısı' yapacaklarını söylüyor. Burada bir şey dikkatimi çekiyor. Bir tür 'kendine güven' havası yansıtan bir şey. Bir arkadaşımız, benzer bir mekanizmanın Güneydoğu Anadolu'daki gazeteciler için düşünülüp düşünülmediğini soruyor. 'Konuyla ilgileniyoruz' diyebilirdi Başbuğ. Demiyor. 'Evet düşünüyoruz' da diyebilirdi. Onu da demiyor. Bunun güzel bir fikir olduğunu söylüyor. Daha önce düşünülmediğini saklama ihtiyacı duymuyor. Ve bölgedeki gazeteciler için de mutlaka bir iletişim yolu kurulması gerektiğini söylüyor. Sohbet süresince sadece iki yerde sesini yükseltiyor. Bir, 'Kimse Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapmasın' derken. Bir de, 'Kimse şehitler üzerinden siyaset yapmasın' derken. Bu iki cümle birbiri ardına sarfedilmedi. Aralarında bir saat vardı. Ama iki cümle de hemen hemen aynı ses tonuyla söylendi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gündelik tartışmaların içine çekilmesinden rahatsız olduğunu söylüyor hatta bunun üzerinde biraz duruyor. «Türk Silahlı Kuvvetleri'ni lütfen günlük olayların içine çekmeyin» diyor. Başbuğ, 'tuzak' sorulara rağmen, içinden 'hard-politik' yorumlar çıkacak ifadeler kullanmıyor. Ergenekon zanlısı generaller Eruygur ve Tolon'a yapılan ziyaretle ilgili sorulara bile, bazı 'tiryaki' gazetecilerin derdine merhem olacak cevaplar vermiyor. Israrla, bunun 'insani' bir ziyaret olayı olarak görülmesini istiyor. Dikkat çekiyor: 'Bu ziyaretten Türk yargısının etkileneceğini düşünmek, yargıya hakarettir.' Orgeneral Başbuğ'un bu 'net' ifadeleri, askerin niyeti yargıyı etkilemek olmasa bile, ziyaretin, 'Ergenekon sempatizanı' çevrelerde farklı bir etki yapmış olması ihtimalini bence ortadan kaldırmıyor. İlk iki bölümden sonra verilen 5 dakikalık arada Enis Berberoğlu, 'nasıl buldun?' diye sordu. Ben, 'Scheffer'dan daha iyi' dedim. Enis, Başbuğ'u harekatta da görmüş, 'Böyle sakin değildi' diyor. Tabii ki en çok merak edilen konulardan biri 'akreditasyon.' Genelkurmay Başkanı, 'akreditasyon'un, gidişata göre, genişleyebileceğini ya da daraltılabileceğini belirtiyor. Ne düşündüğüm, bana da çok soruldu. Ben, olumlu bir adım olarak gördüğümü söyledim. Eğer dişlerim müsait olsaydı da sıcağı sıcağına televizyonların sorularına cevap verebilseydim, akreditasyon çerçevesinin daha da genişletmesinden yana olduğumu söylerdim. Özet olarak, dünkü toplantı ve Orgeneral Başbuğ'un verdiği işaretler, sağlıklı, 'normal' bir ortamın işaretleri. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, cemaatlerden terörle mücadeleye, uluslararası güvenlik sorunlarından laikliğe, daha birçok konuda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşlerini, yaklaşımını dile getirdi. Kayda değer başka önemli noktalar da vardı. Toplantının ayrıntılarını, Abdülkadir Selvi haber olarak yazdı. Eminim tatminkardır. Ben şimdilik bu kadarla yetineceğim. Yeni Şafak
İlk defa akredite oldun ne hissediyorsun?
19 Yıl Önce Güncellendi
2008-09-17 05:32:00
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap