Dolar

42,8493

Euro

50,6489

Altın

6.182,73

Bist

11.358,98

Suç sonrası etkin cayma-ı

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-12-08 10:00:00

Suç sonrası etkin cayma-ı

Daha önceki yazılarda Yeni Türk Ceza Yasasının (YTCY) 36. maddesinde öngörülen, ancak “kalkışma”nın (teşebbüs) olanaklı bulunduğu suçlarda ve kalkışma evresinde gerçekleşebilen iki kurumdan söz edilmişti.

Birincisi, “kalkışma” (eksik kalkışma) evresinde, “edilgin gönüllü vazgeçme”.

İkincisi,  “eksik suç” (tam kalkışma) evresinde”etkin gönüllü vazgeçme”.

Eylemin etkin öznesi (fail), böyle bir niteliği taşıdığını bilmese, hatta öğrendikten sonra “Ben bir suç işledim. Vicdan azabı duyuyorum. Beni cezalandırın” dese bile hakkında bu maddenin uygulanacağı belirtilmişti.

Çünkü bu maddenin uygulanması için, nesnel saptama yeterliydi ve suç hukuku, kamu hukukuydu; kişisel pazarlıklara konu yapılamazdı.

 Son çözümlemede etkin özne, koşulları varsa “ edilgin gönüllü vazgeçme”de cezalandırılmayacak; “etkin gönüllü vazgeçme”de ancak o ana dek yapılan davranış bir başka suçu oluşturuyorsa, sadece o suçtan sorumlu olacaktı.

Bu kurumların temelinde, hukuktan çok, izlenen “suç politikası” ı. Sağlıklı bir suç politikası izleyen sağduyulu ve sağgörülü bir yasa koyucu, özneyi başladığı suç davranışını bitirmeden dönmeye ya da bitirdiği davranışın sonuç doğurmasını, altın köprüler döşe(y/t)erek, önlemeye özendirmek zorundaydı.  

Şimdi inceleyeceğimiz üçüncü kurum ise, ancak suçun işlenmesinden sonra gerçekleşebilen etkin bu tutuma vurgu yapmaktadır.

 Yasa  koyucu, iki amaçtan birini gerçekleştirmek için bu kuruma yer vermiştir.

Birinci amaç, suç tipi ihlal edilip sonuç gerçekleştikten sonra etkin öznenin (failin) yanlışını anlayarak yol açtığı haksızlığı gidermesini sağlamaktır.

Sözgelimi, etkin özne, hırsızlık suçunu işlemiştir. Ancak çaldığı eşyayı sahibine geri vermiş ya da zararı ödemiştir. Zarar giderilmiştir, ama suç da gerçekleşmiştir. Sadece cezadan indirim yapılacaktır. Zira işlenmiş bir suçun cezalandırılmaması düşünülemez. Tersi durumda suç hukuku, toplumu koruma işlevini yerine getiremez, varlık nedenini yitirir. Önüne gelenin bir suç tipini çiğnedikten sonra ortaya çıkan zararı gidererek cezadan bağışık tutulması, düzen değil, düzensizlik/karmaşa olur, toplum yaşamını tehlikeye düşürürdü.

İkinci amaç, suç tipindeki sonuç gerçekleşmiş olmakla birlikte yeni eylemlerin daha büyük haksızlıklara yol açabileceği kaygısıyla cezadan indirim yapılarak ya da cezalandırılmamayı öngörerek etkin öznenin daha ağır suçlar işlemesin i engellemektir.

Bu yönteme çoğu kez kişilere, topluma ya da devlete karşı suç işlemek için örgütler oluşturulduğunda başvurulur. Gerçekten bu tür örgütler, gelecekte suç işlemek düşünce ve amacında olduklarından, çok daha ağır suçların işlenmesinde bir ön davranıştır. Henüz bir suç işlenmemiş olsa bile, böyle bir örgüt oluşturma, yasalarda bir suç tipi olarak öngörülür. Bu durumu ile bir ihlal, bir suç söz konusudur.

Bu ikinci durumda dikkati çeken nokta şudur. Hazırlık davranışları suç hukukunda kural olarak suç oluşturmaz. Ancak yasa koyucu kimi durumlarda hazırlık davranışlarını bağımsız bir suç olarak düzenler. Bunlara öğretide “ kalkışma suçları” denir. Amaç, ileride gerçekleşmesi olanaklı ağır sonuçları, erken bir evrede enerjik biçimde bastırmak, sokmadan önce yılanın

başını ezmektir. Bu amaçla her yasa koyucu, henüz hazırlık evresindeki bu tür davranışları cezalandırmaktadır. Ancak, yasa koyucu bu suç tipini gerçekleştiren kişileri yine bu ön evrede etkin biçimde caydırmaya da çabalar. Bunun için de her yasa koyucu, bu tür örgütler oluşturulmasını bir suç tipi olarak kabul etmekle birlikte, geleceğe yönelik bir   “suç politikası” da izler. Bu politikayla ileride gerçekleştirilmesi olası çok daha ağır suçların işlenmesini engellemek, suç örgütünü çökertmek ister. Bu amaçla örgüt üyelerinin örgütten kendiliğinden ayrılma, örgütle ilgili bilgi verme gibi davranışlarını ödüllendirerek özendirir.

Sözgelimi, trenlerin seyri sırasında demiryollarını havaya uçurma eylemleri için oluşturulan bir örgüt, bu durumuyla suçtur (YTCY, m. 220). Böyle bir topluluğun üyesi, herhangi bir suçun işlenmesine katılmaksızın, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirirse cezalandırılmayacak, hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik önlemi uygulanacaktır (YTCY, m. 221/2 ve 5) .

Kolayca kestirileceği üzere yasa koyucu, değerler çatışmasının gündeme geldiği bu noktada, bir tercih karşısındadır: Ya örgütün bombayı patlatmasına ve ağır sonuçların doğmasına, haksızlığın büyümesine göz yumacak ya da böyle bir sonucun doğmasını, güdeceği politikayla önleyecek. Akılcı tercih elbette ikincisinden yana olmayı gerektirir.

Demek gizli örgüt kurma davranışı hazırlık evresinde olsa bile suçtur. Ancak oluşan suç tipi, ileride gerçekleştirilecek suçlar için sadece bir başlangıçtır. Zira gelecekte çok daha ağır, vahim suçların işlenmesi söz konusudur. Öyleyse en doğru, en akılcı suç politikası; ortaya çıkan haksızlığın büyümesini engelleyici, hatta örgütü çökertici davranışlar sergileyen etkini özneyi, hazırlık evresinde oluştuğu benimsenen bu tür suçlarda cezalandırmayarak ö düllendirmektir.

O zaman bu kurumun adı ne olmalı?

Her şeyden önce etkin özne, her iki durumda da zararı giderme ya da bilgi verme, teslim olma gibi etkin ve bir  “suç sonrası etkinlikte/davranış”ta  (comportamento postdelittuoso) bulunmak zorundadır.

Kurum, suç işlenip bittikten sonraki bir evreyle ilgilidir.

 Kurum, öznel değil, nesnel niteliktedir. Kurumun  uygulanması için, nesnel belirleme yeterlidir. Böyle bir nitelik taşıyan etkin özne, bu kurumdan yararlanacaktır. Yeter ki, özgür iradesiyle davransın.

Gerçi çoğu durumlara “pişmanlık”, “nedamet” gibi sözcükler uygun düşmektedir. Ancak bu sözcükler, suç öznesinin iç dünyasıyla ilgilidir; öznel değerlendirmelere, ayartıcı yorumlara ve uygulamalara yol açmakta, kurumun varlık nedeniyle ve özüyle çelişmektedir.

YTCY, kurumu Türk öğretisi doğrultusunda “etkin pişmanlık” (faal nedamet) olarak adlandırmıştır. (Sırasıyla Fransızca, İspanyolca, İtalyanca’da adlandırma şöyledir: “Repentir actif”, “arrepentimiento activo eficaz”, “ravvedimento post delictum”).

Yukarıda belirtilen nedenlerle ve özellikle İspanyolca ve İtalyanca adlandırmalar karşısında kurumun adının “suç sonrası etkin cayma” olmasında yarar vardır.

Konu önemli. Bitmedi.  

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara