Şimdin bakıyorum DolgusalTürkKöşecileri lafı nerden getiriyorsa getiriyor (Fizan Basmacılar Çarşısı'ndan) 'Issız Adam'a bağlıyorlar.
Çokçok beğenmişler: özdeşşlerden özdeşş beğen olmuşlar bu filmle.
Benim aklıma 'Closer' filmi düştü, bunca Romontik Köşe Başında'yı okuyunca.
O feci feci filmi; 'pretentious' mı 'tentious' filmi DE beğenmelere doyamamışlardı.
Hâlâ da fırsatını buldukça sözü, 'Closer' filmine getirir; ortaya bi dolgusal attırırlar.
RomontikTürkKöşelemecileri; o basith 'romantik' kelimesinden daha ıssız bir adada (hepsinin tıkış tıkış hep birlikte ikâmet ettiği Ada de Banalite) ve hatta odada, tepiştiklerinden-
Onlar için 'romantik' kelimesini kullanmıyoruz yani. Kısaca 'romontik' diyoruz.
Ki, zaten 'Romantik' 1 Sinan Çetin dellenmesi. Turkmax'ta gösterilirken 10'ar dakikalık hasılalarla seyretmiştim. Zira toptan seyredildiğinde filmi havale geçirerek, Yoğun Bakım'a havalelemeniz olasılığı, mevcut. Ve hatta çok yüksek.
?Bunca zırvalıkla David Lynch mi oldum/olucam sanıyo. Ne sanıyo?? olup dona kalıyorsunuz filmin Deli Açması kıvamı karşısında.
Deli Açması: Deli bile olmayan birilerinin yufka açar gibi açtığı bir börek çeşidi.
Her nesye; Bir Arkadaşım 'Turist Ömer Beyoğlu'nda' adıyla müthiş cevizledi 'Issız Adam' filmini. Bana yetti.
Başka Bir Arkadaşım da 'Mustafa'ya gitmiş oğluyla. ?Doğru düzgün bi belgeseldi.
ne istediler filmden, anlamadım? dedi.
Yalnız oğlu, Atatürk çok sigara içiyor diye çok üzülmüş. StarHaber de bir sınıf çocuğu götürdü geçen hafta gilme, kobaysal olarak.
O sınıf çocuklar da çok üzüldüler. ?Atatürk habire içki, sigara içiyormuş? diye.
Allahtan Tanju Okan'ın belgeseli yapılmıyor 'Tanju' diye. Kimbilir ne kadar üzülürdü miniminnacık yavrular, bizim yavrularımız.
Maddi ve manevi yetersizlikler yüzünden gidemiyorum her iki filme de.
Zira Doğan Grubu yazarlarına maaş ödemeyi kesti!
Harbiden, Köşelemecilerin maaşı kesilse şakkadanak; sizi temin ederim Bu Gazete'nin Köşegenlerinin yüzde sekseni parasız yazmaya devam eder. Eminim. Eminim!
Zira bi 'identity' sorunu köşenden seslenmek. E, identity-tisiz kalacağına, parasız
yapmaya devam et: Ayrıca pek çoğunun yan işi Köşesellik.
Akşam Oğlan Sanat'da filan hoca, pek çoğu.
Bir Vitrin Düzenlemesi olarak da mühim yani, görüşsüzlüklerini sessslendirmeleri.
Burda Türk Sanat Musikisi'nin ölümsüz eserlerinden 'O bir gölgedir/Varlık sanırsın'ı ithaf ediyorum Köşelencilerimize.
Tabii CHP'de olanlar da bizi ilgilendiriyor. Nasıl birden bire türbanlılarla olsun, karaçarşaflılarla olsun kucaklaşıverdiler?
Alevi Oyları artık Hazreti Ali'nin reenkarnasyonu olan Atatürk'ün partisine gidemeyecekse; nereye gidecek?
MHP olabilir mi acaba? Alevi oylarının yeni oy deposu? Çok daha tutarlı bir çizgi izlediği muhakkak. En azından üniversitelerimizde türbanlı kızlarımızı görmekten muazzep olmuyorlar. O 'muazzep'i 'kezzap'a çevirip Anayasa Mahkemesi'nden medet ummuyor.Lar.
CHP halkımızı bütün renk ve titreşimleriyle kucaklayadursun, ben kendilerine ?Yok aslında birbirimizden farkımız: Ama biz Osmanlı Bankasıyız? sloganının yeniden doğmuş halini (Yok aslında birbirimizden farkımız: Ama biz Atatürk'ün partisiyiz) önermek isterim.
Ama 'Closer' filmine duyduğum ulvi antipatiden de, Çağan Irmak'ın ?Taşralı Küçük Yönetmen Kuledibi'nde? eserine olan önyargısal alerjiden de anlayabileceğiniz üzre ?İnsana dair herrrr şey bana yabancı?dır.
Onun için yazımızın Esas Konusu'na gelmek istiyorum.
Ki; böyle mühim mevzular varken yok CHP kimi kucakladı, küt IMF ümüğümüzü tam da nerden sıkacak mevzularına girmek istemeyişimi anlarsınız. Siz anlarsınız.
Evet efem (Ayı Yogi böyle derdi; hatırlar mısınız? 'efem' derdi): Dünyanın en yaşlı kutup ayısı, maalesef ve maalesef sizlere ömür.
?Yetkili, birkaç defa felç geçiren ve organ yetmezliği bulunan 42 yaşındaki Debby adlı kutup ayısının önceki gün uyutulduğunu söyledi.?
Oysa vahşi doğada taşşş çatlasa 20 yıl yaşayabiliyorlarmış. Kutup ayıları.
Yani Debby'ninki (longevity) bir rekor! Kutup ayılar arası Hirakawanava (Japonya'nın çok nadide bir köyü) gerçeği.
Osman Müftüoğlu keşke gidip yerinde araştırsa: Debbyciği çok yaşatan nedir? Vahşi Doğa'daki bi Paul, bi Sue, bi Rıza, bi Cleaver (ordaki 'random' ayılara yuvarladığımız isimler) neden yalnızca 20 yıl (max.) yaşayabiliyorlar da, hatta başka hayvanat bahçelerinde bi Nathan, bi Skylar, bi Donna, bi Cevriye (yine isim dağıttık) maksimum 30 yıl yaşayabiliyor da; Debby bu kadar uzun yaşadı? Neydi Debby'yi Debby yapan?
Bi kere Debby seviyordu. Seviliyordu.
Kötü kötü filmlerle özdeşşleşip efkâr basmıyordu üstünü başını.
Kendini öksüz ve yetim kutup ayılarına adamıştı. Yani hayatının ulvi bir amacı vardı.
Debby'i yaşatan buydu- diyemiyoruz.
Yerinde incelenip tespit edilmeli.
Yorum Yap