Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım!

Bugünlerde ‘Kırım’ denilince beğenerek izlediğim Kızılelma dizisindeki ‘Hasan Kırımlı’ karakteri çağrışım yapıyor. TRT 1’de yeni gösterime giren, senaristliğini ve yönetmenliğini Osman Sınav'ın yaptığı Milli İstihbarat Teşkilatı'nı konu alan ve ‘ülken için yaşa, aşkın için öl’ repliği ile ünlü Kızılelma dizisindeki, 'Hasan Kırımlı’ karakteri bana ilginç geliyor. Kesinlikle rasgele seçilmiş bir karakter ve isim değil. Bilim insanı Hakan Kırımlı ile ilgisi var mı merak ediyorum.

“Ey, Güzel Kırım” türküsünün sözleri, Fatma Halilova tarafından 1966 yılında yazıldı. “Ey, Güzel Kırım” türküsünün müziği ise Şukri Osmanov tarafından bestelendi. Kırım ve Türkiye’de hüzünle dinleniyor. Kırım muhacirlerinin vatan hasretini depreştiren türkü sözleri, sürece ışık tutuyor sanki. Ukrayna’da yaşananlar en çok Kırım Türklerini etkileyecek gözüküyor. Bunun farkında olan Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Kırım Tatarlarını sağduyulu olmaya çağırdı. Açıklamada; “Soydaş Kırım Tatarlarının da yaşadığı Kırım Özerk Cumhuriyetinde bulunan tüm tarafların da itidal ve sağduyuyla hareket etmesini bekliyoruz. Türkiye, Ukrayna halkının meşru talepleri çerçevesinde bulunacak her türlü demokratik çözümü desteklemeye devam edecektir” denildi.

Ukrayna sorunu Avrupa’nın enerji darboğazından çıkış bileti. İşi şansa bırakmaya hiç niyetleri yok. Bu nedenle aç kurtlar gibi saldırıyorlar. Avrupa-Ukrayna ilişkileri Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiğinden Ankara, Ukrayna’da yaşanmakta olan siyasal krizden kaynaklanan gelişmeleri dikkatle takip ediyor. Ankara’ya göre, Ukrayna’da bir hükümet darbesi gerçekleşti ve bu darbenin sonucunda da yasal yollarla seçilmiş olan Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç görevden uzaklaştırıldı. Ukrayna’da yaşananları endişe ve kaygı verici bulan sadece Türkiye değil.

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’de, Ukrayna’daki gelişmelere karışmaması konusunda Rusya’yı uyardı. Chuck Hagel’den sonra Brüksel'deki NATO savunma bakanları toplantısından da paralel açıklama geldi. NATO, Kırım'daki gelişmeleri endişeyle izlerken, Rusya'ya soğukkanlı kalma çağrısı yaptı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Brüksel'de yaptığı açıklamada, gelişmeleri büyük bir endişeyle takip ettiğini kaydetti. Batılı ülkeler de Ukrayna'nın Kırım bölgesinde silahlı kişilerin parlamento binasını ele geçirmesi ve Moskova'nın askeri tatbikatları sürdürmesinin ardından Rusya'ya bölgedeki gerilimi düşürmesi çağırısında bulundu. Bu çağrının nedeni; Rusya Savunma Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in orduya sürpriz tatbikat emrini vermesinin ardından Rusya'nın Batı Bölgesi'ndeki savaş uçaklarının yüksek alarm durumuna geçtiğini açıklamasıydı.

Kiev’de sular duruluyor denildiğinde Kırım’da yaşananlar, dünya kamuoyuna bomba gibi düştü. Kiev Maidan’da (Türkçe meydandan galat) aylardır gösteri yapan Avrupa Birliği yanlısı Rusya karşıtı göstericilerin, Rusya’nın Kırım kartını oynayabileceğini hesap ettiklerini sanmıyorum. Lakin protestocuları meydana süren Avrupa Birliği ajanlarının son gelişmeler karşısında hayal kırıklığı yaşadığı da söylenemez.

Türkiye Kırım Türkleri ile olan tarihi ve kültürel bağlarından dolayı iki arada bir derede. Bu nedenle öncelikli olarak Kırım’da yaşayan Müslüman Tatar nüfusun zarar görmesini engelleyebilecek diplomatik çözümler peşinde. Kırım’da sadece Türklerin değil, Rusların da tarihi ve kültürel bağları bulunuyor. Stalin tehcirinden dolayı günümüzde Kırım’da yaşayan Tatarların, diğer etnik unsurlara karşı nüfus oranı, Kırım’da tek başına söz sahibi olabilecek durumda değil. Karadeniz’e uzanan Kırım yarımadasında 2.3 milyon kişi yaşıyor. Nüfusun çoğu kendisini Rus olarak tanımlıyor ve Rusça konuşuyor.

Kırım’da yaşayan halklar etnik olarak sınıflandırıldığında ortaya çıkan tabloya göre; nüfusun %60’ı Rus, %24’ü Ukraynalı ve %12’si ise Kırım Tatarlarından oluşmaktadır. Reel politik açıdan bakıldığında Kırımın, Ukrayna’dan ayrılıp başka bir ülkeye bağlanması ve bağımsızlığını ilan etmesi durumunda, bu yeni ülke Türkiye değil Rusya olacaktır. Çünkü Kırım’da nüfus açısından baskın olan Rus halk nedeniyle Rusya Federasyonuna bağlılık güdeme gelebilecektir. Zaten Kırım, defacto olarak Rusya yanlılarının çoğunlukta olduğu bir bölge. Rusya’ya duyulan yakınlık, Ukrayna’dan ayrılıp Rusya federasyonuna bağlanmayı öngören ayrılıkçı fikirleri de tetikleyebilir.

Asıl tehlike bu değil! Buradaki asıl tehlike, Kiev’de işbaşına gelmiş olan Rusya karşıtı radikal güçlerin, Kırım Tatarları kartını kullanmak sureti ile Türkiye’yi krizin içinde çekip, Rusya ile karşı karşıya getirmeye yönelik bir provokasyonda bulunabilme ihtimalidir. Bu bağlamda, Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu’nun Avrupa’yı Ukrayna’daki iç çatışmaları kışkırtmakla suçlaması kesinlikle tesadüf görülmüyor. Demek ki Türkiye kendisine doğru atılan oltanın farkında ve kendisine aynalı sazan muamelesi yapılmasından hiçte hoşnut değil.

Sivastopol marşının sözlerini bilenler bu marşın İngiltere, Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Rusya’ya karşı savaştığı 1853–1856 yılları arasında yazılıp bestelendiğini de hatırlayacaktır. Kırım Savaşı Çarlık Rusya’sını Balkanlar, Avrupa ve Akdeniz’den uzak tutma amacını gütmüş, Rusya bu savaşta yenilmişti. Savaş öncesinde İngiliz diplomatlar, Rusların yayılmasına set çekmek amacıyla Türkçe konuşan Türk toplulukların bir mefkûre etrafında ve Osmanlı İmparatorluğunun önderliğinde toplanmasının kendi çıkarları açısından uygun olacağını rapor etmişlerdi.

Ukrayna'daki siyasi krizin sirayet ettiği Kırım Özerk Bölgesi'nde, parlamentonun hükümetin görevine son verdiği de bildiriliyor. Rusya'nın da Karadeniz filosu yine Kırım'da yer alıyor. Kırım'daki Ruslar, Ukrayna eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in azledilmesinden sonra bölgedeki kültürel ve politik etkinliklerini kaybetmekten endişe ediyor. Bu nedenle bölgede artan gerilimde, Rus oldukları öne sürülen silahlı ve maskeli kişiler bölge parlamentosunu kuşatarak, çatısına Rus bayrağı asmışlardı.

Kırım Haber Ajansı, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Rifat Çubarov'a dayanarak yayımladığı haberde, Kırım parlamentosunun kimliği bilinmeyen, üniformalı şahıslar tarafından ele geçirildiğini duyurdu. Haberde, parlamentoyu ele geçiren şahısların sayısının 30-35 civarında olduğu kaydedildi. Rus savaş jetleri Ukrayna sınırında devriye uçuşları yaparken Kırım'da silahlı kişilerin hükümet binalarını işgal ederek Moskova'dan koruma istemeleri bölgede gerginliği arttırdı. Kiev'deki yeni hükümete karşı çıkan Kırımlı Ruslar, parlamentonun alacağı referandum kararını bağımsızlık yolunda atılacak ilk adım olarak görüyor ve bölgenin Rus toprağı olduğunu savunuyor.

Ukrayna'yı içinde bulunduğu ekonomik krizden kurtarmak için Amerika ve Avrupa Birliği kolları sıvadı. Ukrayna’daki geçici liderlere göre, ülkenin borçlarını ödeyemez duruma düşmemesi için 2 yıl içinde 35 milyar dolara ihtiyaç var. Yardım için Türkiye’nin de kapısını çalmayı düşünüyorlar. Rusya, Gürcistan’da olduğu gibi AB ve NATO’nun Ukrayna’yla flörtünden rahatsız oluyor. Ancak AB ve Nato’dan da tırsmıyor. Çünkü daha öncede NATO, Gürcistan’la temasa geçmiş, Gürcüleri Rusya’ya karşı kışkırtmıştı. Sonuçta Rusya Gürcistan’la çatışmaya girdiğinde, NATO Tiflis’in yardımına gitmedi.

Önceki yazımda belirttiğim gibi; Ukrayna konusunda Türkiye’nin milli çıkarları, Avrupa Birliği ile değil Rusya ile örtüşüyor. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı sonrası Azerbaycan’ı ve Bakü petrollerini ele geçirmek isteyen İngilizlere karşı Ankara Hükümeti nasıl Sovyetleri tercih ettiyse, şimdi de benzer gerekçeyle Türkiye, ben Rusya’dan yanayım diyor. Bana karşı çıkan arkadaşlara, Alman istihbaratının gözetimindeki Promete örgütünün, Kırım tutaklarını okumalarını öneririm. Neden mi? Çünkü Ukraynalı direnişçi liderlerin Kırım Türklerine karşı, Ruslardan farklı düşünce yapısına sahip olmadıklarını göreceklerdir. Ağlayanın malı gülene yaramazmış. Kırım Türklerinin mirasına çöken Ukraynalıların da fitil fitil burunlarından geliyor.

Twitter:@oc320c39

[email protected]