Türkiye’den dünyayı seçimlerle okumak…
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-04-08 09:40:09
Yaşadığımız coğrafyada seçimler birbirini takip ediyor. Türkiye’de muhafazakâr demokrat Ak Parti, seçimi kazandı. Ak Parti’nin seçimi kazanması, birçok ecnebi siyasi gözlemciyi, düşünce kuruluşlarını şoke etti. Amerika büyükelçisi bozuntuya vermeden biz zaten bu sonucu bekliyorduk dese de, 17 Aralık sonrası açıklamasından dolayı bırakın şoke olmayı kalp krizinden adres değiştirmemesine şaşmak lazım.
Bölgede politik dengelerin değişmesine umut ve bel bağlayanlar bir kez daha avuçlarını yalamakla yetindi. Ak Parti’nin rotasını doğudan batıya/batıla çevirme teşebbüsleri böylelikle akim kaldı. Ak Parti rüzgârı sadece kendi ülkesinde değil, Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu’da ve Afrika’da esmeyi sürdürüyor. Ak Parti’nin küresel kraliyetçilere meydan okumasından cesaret alan diğer uluslar kendi ayakları üzerinde bağımsızlık mücadelesi verirken Ak Parti örneğinden besleniyor.
Macaristan’da da benzer durum var. Avrupa Birliği’ni zora sokan seçim sonuçları çıktı ortaya. Merkez sağ Fidesz partisi Türkiye yanlısı ve Turancı fikirleriyle tanınıyor. Macaristan’da genel seçimleri merkez sağ Fidesz partisi kazandı. Macaristan'da 2010 yılında üçte iki çoğunluğu kazanarak iktidara gelen Orban'ın merkez sağ partisi Genç Demokratlar (Fidesz), seçimlere birlikte girdiği sembolik güce sahip Hıristiyan Demokratlarla birlikte kesin olmayan sonuçlara göre oyların %45'ini topladı. Macaristan'da pazar günü yapılan genel seçimlerin galibi Viktor Orban oldu. Orban, dört yıl daha Macaristan’ı yönetecek. Orban, vergi ve enerji fiyatlarında indirime giderek, oylarını artırmayı başarmıştı. Ancak Orban’ın (Fatih’in toplarını döken Urban Usta ile aynı ismi taşıyor) bu politikaları nedeniyle AB içinde tartışmalara yol açıyor.
Sosyalistler ise 25,8'lik oy oranıyla ikinci sırada yer aldı. Yahudi aleyhtarı söylemleri ve azınlıktaki Romanlara yönelik ayrımcı politikalarıyla tanınan Jobbik Partisi ise yüzde 20,8 oranında oy aldı. Parti 2010 yılı seçimlerinde 16,7 civarında oy almıştı. Irkçı söylemlerin Macar toplumunda kabul gördüğü anlaşılıyor. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Macaristan’da dün yapılan genel seçimlerin iktidar partisine ölçüsüz bir avantaj sağladığını açıkladı. Macarlar hem Slavlara hem de Avusturya/Almanya ikilisine yem olmadan ulusal kimliklerini korumaya çalışıyor. Bu nedenle kendilerini Türki ulusların akrabası sayan görüşleri mevcut. Bu amaçla Türkoloji kongreleri düzenleniyor ve Türkiye ile ilişkiler sıcak tutulmaya çalışılıyor.
Irak’ta yaklaşan seçimler yeni müttefikler ortaya çıkarıyor. Irak'ta iki büyük Şii hareketinin lideri Mukteda el Sadr ve Irak Yüksek İslam Konseyi Başkanı Ammar el Hekim başkent Bağdat'ta bir araya geldi. Başbakan Nuri el Maliki'nin üçüncü kez başbakan olmasına karşı çıkan iki lider, 30 Nisan'da yapılacak seçimlerde güç birliğine gitme kararı aldı. Bu arada Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Avrupa Parlamentosu'nun en büyük ikinci grubu Sosyalistlerin lideri Hannes Swoboda ile Erbil'de bir araya geldi. Kürtlerin kendi rızası ile Irak'ta eşit şartlarda yaşamayı tercih ettiğini ifade eden söyleyen Barzani, ancak birileri tarafından Kürtlerin dışlanmak istendiğini ve bunu kabul etmeyeceklerini belirti. Onun bu sözleri Kürtlerin blok olarak Maliki karşıtı cephede yer aldığı şeklinde yorumlanıyor.
Yaklaşan Irak seçimlerine güçlü girmek isteyen Barzani, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet yürüten 4 Kürt partisini, "Suriye Kürdistan Demokrat Partisi" adı altında birleştirdi. Abdülhakim Beşar liderliğindeki Suriye Kürt Demokrat Partisi (El-Parti), Mustafa Cuma başkanlığındaki Azadi Partisi, Mustafa Oso liderliğindeki Azadi Kürt Partisi ve Abdülhamit Hemo liderliğindeki Kürdistan Birliği'nden oluşan 4 parti, kongre ile kendini fesh ederek yeni partiye katıldı. Uzun bir zamandır Rojava'da Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile sorun yaşayan 4 partinin, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin isteği üzerine tek parti çatısı altında birleştiği ifade ediliyor.
Gülbeddin Hikmetyarsız, Ahmet Şah Mesutsuz, Burhaneddin Rabbanisiz seçim yaşayan Afganistan’da, Türkiyeli Müslümanların bir zamanlar teklifsiz sevda duydukları cihad günlerinden eser kalmadığı anlaşılıyor. Afgan dağlarında can veren onlarca Türkiyeli Mücahidin hatıraları yaşatılmaya çalışılsa da nostaljiden öteye gidilemiyor. Yeri gelmişken Hindukuş dağlarında Abdulhamid Muhaciri mahlas ismiyle tanınan ve birkaç yıl önce Afganistan’da uçak kazasında şehit düşen Türkiyeli Müslümanların önde gelen isimlerinden Sivaslı fakat İzmirlde ikamet ettiği için daha çok İzmirli bilinen Baheddin Yıldız’ı rahmetle anmak lazım. Ödemişli Bilali ve diğerlerini unutmak mümkün değil. Mekanları cennet, ruhları şad olsun..!
Afganistan'da halk, gelecek beş yıl boyunca ülkeyi yönetecek ve Hamid Karzai'nin yerine geçecek yeni ismi belirlemek üzere sandığa gitti. Yoğun güvenlik önlemleri altında geçen seçim süresince 20 kişi hayatını kaybetti, 89 Taliban savaşçısı etkisiz hale getirildi. Seçim materyallerini ücra köylere taşımak için 3.473 eşek kullanıldı. Seçimlerin maliyeti 121, 5 milyon dolar olarak hesaplandı. Bu da her seçmene 9 dolar düştüğü anlamına geliyor. Devlet Başkanı Hamit Karzai, bu görevi 12 yıldır yürüttüğü için anayasa uyarınca bir daha seçimlere katılamıyor.
Yılsonunda NATO güçlerinin ülkeyi terk etmesi gerektiği göz önüne alındığında bu seçimler daha büyük önem kazanıyor. Afganistan Bağımsız Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, ülke genelinde kayıtlı 12 milyon seçmenden 7 milyonunun oy kullandığının tahmin edildiği belirtildi. Sekiz adayın mücadele ettiği yarışta, oy kullananların yüzde 64'ünü erkekler, yüzde 36'sını ise kadınlar oluşturdu. Eski bakanlardan Abdullah Abdullah ile Eşraf Gani’nin ikinci tura kalmasının beklendiği aktarılan habere göre, yeni Devlet Başkanı’nı, diğer 6 adayın kimi destekleyeceği belirleyecek.
Cumhurbaşkanı adaylarından Eşref Gani ülkede tanınmış bir ekonomist. Eşref Gani, Türkiye’nin 100 yıldan fazladır Afganistan’ın önemli bir dostu ve müttefiki olduğunu söylüyor. Türkiye’nin, kendilerine Müslüman bir ülkenin demokratik ve ekonomik olarak dinamik olabileceğini kanıtladığını belirtiyor. Pakistan ile işbirliği yapmak taraftarı. Ekibinde Özbek General Abdül Reşid Dostum’da var. Özbeklerin kendisini desteklediğini kaydediyor. Türk firmaların doğalgaz konusunda Kuzey Afganistan’da fevkalade çalışmalar yaptığını, teknik işbirliğinin devam edeceğini, 3 binden fazla Afgan öğrenci Türk üniversitelerinden mezun olduğunu, şuanda da binlercesinin Türkiye’de okuduğunu söyleyen Eşref Gani, bu açıklamaları Türkiye’ye göz kırpıyor ve Türkiye’nin desteğini aldığını ima ediyor.
Sonuçların ancak birkaç hafta sonra alınmasının beklendiği Afganistan’da iki turlu yapılacak seçimlerde sekiz adaydan biri yüzde 50’nin üzerinde oy alamazsa, ikinci tur en çok oy alan iki aday arasında yapılacak. Sekiz başkan adayı arasında eski maliye bakanı ve Dünya Bankası yetkilisi Eşref Gani, eski dışişleri bakanı Zalmay Resul ve yine bir eski dışişleri bakanı olan Abdullah Abdullah şanslı görünüyor. Afgan Diasporası Merkezi Başkanı Gulam Celal, Afganistan’da önceki gün gerçekleştirilen seçimlerde pek çok kural ihlali yaşanmasına rağmen, seçim sonuçlarının geçerli sayılacağını belirtti.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Afganistan’da yapılan cumhurbaşkanı seçimleri için, “Tarihi bir an” dedi. NATO lideri, seçim sonuçlarının tüm Afganlar tarafından kabul edilmesi umudunu dile getirmiş. Seçimlere katılım oranının yüksek olduğunu kaydeden NATO Genel Sekreteri, her bir oyun önem taşıdığını ve Afganistan halkının “ülkelerinin geleceğinde rol oynama kararlığını ve demokrasinin temel ilkelerine dayanan geleceğe bağlılığını sergilediğini” söylüyor.
Gelelim Hindistan’a. Dünyada bundan büyük bir seçim yok. Dünyanın en büyük ve en uzun süreli seçimi, Hindistan'da başladı. Yaklaşık 815 milyon seçmenin oy kullanacağı, 9 aşamada yapılacak seçim, 12 Mayıs'ta sona erecek. Seçim Komisyonunun açıklamasına göre bir aydan uzun sürecek seçimin ilk aşamasında ülkenin kuzeyindeki Assam ve Tripura eyaletlerinde bulunan 6 seçim bölgesinde oy kullanılacak. Geçimini çay üretiminden sağlayan Assam eyaleti ile komşusu Tripura'daki seçimlerde iktidardaki Kongre Partisi ile muhalefetteki Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) yanı sıra çok sayıda küçük bölgesel parti yarışıyor.
Ülkenin kuzeydoğu bölgesinde eylemlerde bulunan silahlı ayrılıkçı gruplar, şimdiye kadar seçimleri boykot edeceklerine dair herhangi bir açıklama yapmadı. Bölge, daha önceki seçimlerde ayrılıkçı grupların boykotlarına sahne olmuştu. Muhalefetteki milliyetçi Hindu partisi Bharatiye Janata ve müttefiklerinin en çok milletvekilini çıkarması bekleniyor. Ancak son kamuoyu yoklamaları Bharatiye Janata Partisinin tek başına hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor.
Umarım öyle de olur, yoksa Hindistan Müslümanlarının başı daha fazla ağrımaya devam eder. Zaten Keşmir, Pakistan ve Hindistan arasında sorun olmayı sürdürüyor. Pakistan ve Hindistan'ın bir türlü paylaşamadığı Orta Asya’daki sorunlu bölgeyi en son 1977'de Pakistan kazandığı askeri zaferle topraklarına kattı. Fakat masa başında batılı ülkelerin yoğun diplomasi ve propagandalarıyla geçmişten bu yana Pakistan'a ait Keşmir toprakları hala iki ülke arasında paylaşılamamakta. Avrupa Birliği ve ABD için Hindistan, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş gibi Müslüman devletlere karşı baskı, ayrıca Kızıl Çin’e karşı güvenlik unsuru. Yani Hindistan Uzakdoğu Asya’da Avrupa ve ABD’nin ileri karakolu. Sahi üzerinde güneş batmayan krallık acaba Hindistan seçimlerine nasıl bakıyor?
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap