Tasfiye furyasında yaş kuru ayrımı yok..!
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-06 09:31:02
Tasfiye trafiğinin en iyi takip edilebileceği birinci dereceden haber kaynağı Resmî Gazete. Atamalarla ilgili üçlü kararnameler burada yayımlanıyor. Geçen Milli Eğitim Bakanlığı’ndan görüştüğüm bir üst düzey yetkili, bakanlıklarında bu tür olayların yaşandığını, hatta F tipi olmamasına rağmen görevden alınan bir daire başkanının kalp krizi geçirdiğini söyledi. Bu konuda araştırma yapılsa belki yüzlerce örnek olay tespit edilebilir.
Bizzat Başbakanın ağzından bu gruba yönelik iddia ve ithamların, kamuoyunda hedeflenen etkiyi yapması için, bir kriz yönetimi mantığı ile hareket edildiği biliniyor. İktidar olmanın dayanılmaz avantajları, algı yönetiminde fazlasıyla kullanılıyor. Birde buna neredeyse 12 yılı bulan tek başına hükümet olma tecrübesi de eklendiğinde, daha şimdiden bu mücadelede Ak Parti açık ara birinci ilan edildi. Merak ediyorum bu algı yönetimi operasyonunun Goebbels’i kim?
Bu yazacaklarım bazı işgüzar yalakaların hoşuna gitmese de, hükümetin durumu, çıktığı ringde daha ilk raunda ağzı burnu dağılan boksörün, rakibini göstererek nasıl dövdüm ama demesi gibi. 17 Aralık operasyonunda üç bakanın istifasına yol açan depremin nasıl yaşandığını hep birlikte gördük. Hakkında fezleke hazırlandığı iddia edilen bakanlarla birlikte kısmi kabine değişikliğine gidilmesi, F tipi yapının iktidara yönelik darbesi gibi anlaşıldı.
Cemaatlerin bir dönem birlikte hareket ettikleri, destek verdikleri siyasi partilerle yollarının ayrılması durumunda zarar gördükleri misalleriyle yakın tarihimizde gayet iyi hatırlanıyor. Şimdi her ikisi de Hakkın rahmetine kavuşmuş Prof Dr Necmettin Erbakan ile Prof Dr Esad Coşan arasında yaşananlara bakıldığında, bir zamanlar Milli Görüş hareketinin adeta yarı resmi tarikatı olan İskenderpaşa cemaati’nin çatışma sonrasında eski popülerliliğini, tartışılmazlığını ve gücünü yitirdiği gibi tabanını da kaybettiği ortaya çıkıyor.
Hatta öyle ki o zor ve olumsuz şartların aktif olduğu dönemde 100 binin üzerinde tirajı olan İslam Mecmuası, Kadın ve Aile, Bilim ve Sanat gibi çok okunan ve çok satan dergiler dahi kaybolup gitti. Bu dergilerin bazı yönetici ve yazarçizer kadrosu, Esad Coşan’ı Erbakan’la olan mücadelesinde yalnız bıraktılar, Erbakan Hoca’nın yanında saf tuttular. Kimi mebus, kimisi bürokrat oldu. Gökten düştü üç elma durumu yani.
Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarından bavul dolusu gönderilen veya getirilen paraların hesabını sorarken merhum kaimpederi Mehmet Zahid Kotku Hazretlerinin neşvünema bulmasında gayret gösterdiği Milli Görüş hareketinden ayrı düşen/düşürülen rahmetli Esad Coşan Hocaefendi, defnedildiği Piyerloti tepesinden Eyüp Sultan Camisine inen tarihi yolda ki mezarında neler hissediyor bilemiyorum, belki de kendisini yanlış bilgilendiren simsarlara hakkını helal etmemiş olabilir.
İskerderpaşalı bürokratlara Erbakan Hoca eğer yanlış hatırlamıyorsam, dokunmadı. Sadece Esad Hocaefendiyi konuşmalarıyla parti tabanından uzak tuttu, etkisizleştirdi. Hatta Ak Parti iktidarında Hakyol Vakfı veya İskenderpaşa cemaatinden yetişen isimlere bürokraside görev verildi, mebus yapıldı. Halen kabinede yer alan birkaç ismin İskenderpaşa grubundan olduğu sanılıyor.
Esad Coşan Hocaefendi, Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarından bavul dolusu gönderilen veya getirilen paraların hesabını Erbakan’dan sormuştu. F tipi yargı ve emniyet mensupları da okyanus ötesinden gelen talimatlarla, sözde Halk Banka akan kara para kaynağının peşine düştü. İnsanın aklına şu soru takılıyor, acaba hem önceki hem de sonraki olaylarda paraların akıbetini soranlar kendilerine pay verilmediği için mi bunca mazarratı çıkarıyor? Eğer öyleyse lütfen bizleri bu işe alet etmesinler. Dini ve ahlâki değerlerin suyunu çıkarmasınlar.
F tipi insan kaynaklarını şimdilik kendi iktidarında beklemeye alan siyasi irade, bir başka cemaatin insan kaynaklarını bürokraside tevzi ediyor, mevzilendiriyor. Bana kalırsa önceki yanlış tekrarlanıyor. Siyasi irade bütün dini gruplara eşit mesafede durmalı. Tasavvuf eğer nefis terbiyesi ise, bürokraside at koşturan muhterisler bunu ranta dönüştürmek şeklinde idrak ediyor. Dolayısıyla görevlendirmelerde veya vazife taksiminde, kendi tarikinden olmayan nitelikli iş gücü yerine kendi tarikinden ama niteliksiz iş gücüne şans tanınıyor, torpil geçiliyor. Kul hakkına riayet edilmiyor.
Ahiret inancı olan kadroların böylesine süfli bir yanlışa duçar kalmalarına gönlüm razı olmuyor. Birilerinin çıkıp bunu söylemesi gerekiyor. Emri bil marufcular nerede? Hangi ihalenin manevi hazzıyla tamamen duygusallığa kapılıverdiler? Nerede köktendinci radikal Müslümanlar? Yoksa onlar da deri döşemeli koltukların büyülü havasına mı aldanıyorlar? Hani nerede ‘zalimler için yaşasın cehennem’ diye haykıran zamane mücahitleri? Gel de güpegündüz elde fener sokakları arşınlayan Diyojen’i anımsama! Sormuşlar Diyojen’e ya üstat hayırdır güpegündüz elde fenerin işi ne? Cevap vermiş ünlü filozof; - adam arıyorum adam..! Vallahi billahi bende arıyorum, bulanların insaniyet namına haber vermeleri rica olunur.
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap