Taşeron El Şebab Türkiye düşmanlarının işi kebap

Somali'nin başkenti Mogadişu'da, Türk Hava Yolları çalışanlarının bulunduğu araca saldırı düzenlendi. Saldırıda Türk Hava Yolları Güvenlik Şefi Saadettin Doğan başından vurularak hayatını kaybetti. Şimdilik saldırıyı üstlenen olmadı. Lakin potansiyel suçlu örgütün El Şebab olabileceği düşünülüyor. Mogadişu’da daha önce de Türk Büyükelçiliği’nin ek binası önünde intihar saldırısı düzenlenmiş, çatışmada polis memuru Sinan Yılmaz şehit olmuştu.

Saldırıyı Türkiye’nin Somali’ye desteğinden rahatsız olan El Kaide bağlantılı El Şebab örgütü üslenmişti. 29.07.2013 tarihli “El Kaide Türkiye’yi Somali’de vurdu!” başlıklı yazımda kısmen konuya değinmiş, “İslam Âlemine liderlik kavgasında önceliği Türkiye’ye kaptırmak istemeyen Suudilerin El Kaide kartına oynamaları söz konusu” belirlemesinde bulunmuştum. Son gelişmelere bakıldığında değişen bir şey olmadığı ortada.

El Şebab Türkiye’den ne ister? Aslında mantar biter gibi çoğalıveren, üniversite bünyelerinde veya taşralı holding patronlarını kafalayarak söğüşlemenin yollarını arayan sözde tink tank kuruluşlarının, tercüme haberlerle yetinmeyip, bu soru üzerinde kafa patlamaları daha popüler deyimle beyin fırtınası yapmaları gerekmez mi? Türk basınında Somali’ye gidip Afrika’yı dolaşıp; bu Şebab neden Türklere takıyor, saplantısının sebebi nedir sorularını cevaplayan bir makaleye rastladınız mı?



Okuduklarınızın çoğu da maalesef tercüme haberler ve analizler. Dolayısıyla oryantalist bakışa açısının oluşturduğu perspektiften konuyu yorumlamış oluyorsunuz. Bakın işte Türk medyasının gündemine. 12 yıldır fiili başbakanlık yapmış Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl Cumhurbaşkanı olamayacağının gerekçelerini üretmekle meşgul.

El Şebab Türkiye’yi nasıl görüyor? Öncelikle bu sorunun kendi ağızlarından cevaplandırılması yerinde olacaktır. El Cezire'ye konuşan Mogadişu'da Türk vatandaşlarına ve kurumlarına da saldıran Somali'deki El Kaide bağlantılı Eş-Şebab örgütünün sözcüsü Şeyh Ali Dheere; Türklere ait yardım kuruluşlarını, okul ve hastaneleri, diplomatik misyonları, "meşru hedef" olarak adlandırıyor.

Şeyh Ali, "Müslümanların en büyük düşmanı NATO ve Türkiye de NATO'nun bir parçası" derken, NATO'nun bir Hıristiyan birliği olduğunu ve örgütün Türkiye'yi Müslümanları ezmek için bir balyoz gibi kullandığını söylüyor. Sözcü Türklerin kendileri için ABD'liler, İngilizler ya da Afrika Birliği askerlerinden farklı olmadığını vurguluyor. Öyleyse vurun abalıya yani Türklere!

Bu örgütü tanımadan hakkında yorum yapmanın doğru olmayacağı malum. Hareket el Şebab el Mücahidin (Arapça: Mücahit Gençlik Hareketi), veya kısaca El Şebab (Arapça:  Gençlik), Somali'de Federal Geçiş Hükümeti'ni ortadan kaldırmak için savaşan bir silahlı örgüt. 2011’de ülkenin güneyinin çoğunu kontrol etmekteydi. 2011’de örgütte fiili olarak yer alan savaşçı sayısı 14,426 olarak tahmin edilmekteydi. Somali'de bir İslam devleti kurmak için savaşan El-Şebab saflarında savaşa katılanların Amerika'dan Dağıstan'a kadar dünyanın farklı yerlerinden geldiği biliniyor.

Boko Haram militanlarının Eş-Şebab militanları ile birlikte Mağrib’te eğitim gördüğü söylentileri mevcut. El-Şebab’ın, Nijerya’daki Bako Haram ve İslami Mağrip’teki El Kaide gibi Afrika’daki diğer radikal gruplarla da bağlantı kurmuş olabileceğine dair ciddi iddialar bulunuyor. ABD’li yetkililere göre Afganistan’da gerilemesinin ve Pakistan’da liderleri Usama Bin Ladin in öldürülmesinin ardından El Kaide savaşçıları Somali’ye sığınıyor. İngiliz güvenlik yetkilileriyse İngiltere vatandaşı radikal İslamcıların İngiltere’ye dönüp saldırılar düzenlemek amacıyla Somali’ye gidip eğitim gördükleri yönünde uzun zamandır uyarıda bulunarak, dünya kamuoyunun dikkatini bu örgüt üzerine çekmeye çalışıyor.

Eş-Şebab’ın bölgedeki tek müttefiki Eritre. Ancak Eritre El-Şebab’a silah sağladığı iddialarını reddediyor. Eritre; El-Şebab’a, ezeli düşmanı Etiyopya’nın etkisine karşı koymak amacıyla destekliyor. ABD tarafından desteklenen Etiyopya, Eritre’de Silahlı mücadele veren Müslümanların yoğunlukta olduğu Eritre Halk Kurtuluş Ordusunu etkisiz hale getirmek için 2006’da Somali’ye girmişti. Ağır kayıplar veren Etiyopya güçleri 2009’da ülkeden çekilmişlerdi.

El Şebab Şubat 2012’de El Kaide’ye katıldı. Ekim 2013’te Somali'nin Barave kentinde, hangi ülkeye ya da ülkelere ait olduğu açıklanmayan yabancı güçler Eş Şebab örgütünün bir liderinin evine denizden baskın düzenlemiş, ancak operasyon başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 2009'da ABD komandoları, Barave'de El Kaide'nin önde gelen isimlerinden Salih Ali Salih Nebhan'ı benzer bir operasyonla öldürmüştü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iki yıl önce Mogadişu'ya giderek Afrika dışından 20 yıldır bu ülkeyi ziyaret eden ilk lider olmuştu. Türkiye, 1991'de dönemin Cumhurbaşkanı Siad Barre'nin devrilmesinden bu yana bilinen anlamıyla bir devlete sahip olmayan Somali'deki hükümetin en önemli destekçilerinden biri. Türkiye ayrıca iki yıl önceki açlık sırasında Somali'ye en çok yardım gönderen ülkeler arasındaydı.

Ankara, Somali'de ülke çapında hastaneler inşa etmeye ve yardım göndermeye devam ediyor. El Şebab’ın Somali’deki Türkiye’ye ait yardım kuruluşlarına, diplomatik misyonlarına yönelik saldırılarının arkasında, Türkiye’yi bölgeden uzaklaştırmak amacı olduğunu düşünmek sanırım kehanet kapsamına girmez. Olsa olsa malumu ilan olur. Saldırılarda taşeron örgüt El Şebab, Türkiye düşmanlarının işleri kebap… Anladınız siz onu!

Twitter:@oc320c39

[email protected]