Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Rusya ve Doğu Akdeniz petrolleri Türkiye’ye ceza kestirdi

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-13 13:30:38

Rusya ve Doğu Akdeniz petrolleri Türkiye’ye ceza kestirdi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kıbrıs kararı, Türkiye’nin Rusya ile sıkı ticari ve dostane ilişkilerine kesilen bir ceza niteliğinde. Bir diğer neden de Doğu Akdeniz'de keşfedilen geniş petrol ve doğalgaz yatakları. Türkiye’yi Doğu Akdeniz'deki geniş petrol ve doğalgaz yataklarının işletilmesinde uzlaşmaya zorlayıcı yaptırımların başında, bu AİHM kararının uygulanması var. Hatırlanırsa, taraflar arası görüşmelerin yeniden başlatılmasında beklenmeyecek derecede aktif bir rol oynayan Washington, bölgedeki geniş petrol ve doğalgaz yataklarının sadece Kıbrıs'ta değil, İsrail ve Türkiye arasında bölgesel istikrar olmadan çıkartılamayacağı açıkça görülünce ağırlığını koymuştu.

İsrail ile Türkiye Mavi Marmara gemisi konusunda anlaşmak üzere. İsrail sadede Türkler için Gazze’den ablukayı kaldırmayı kabul etti. Fars Haber Ajansı bu gelişmeleri; “Başka Dost mu Kalmadı?!?! Türkiye Siyonist İsrail’le yakında kucaklaşıyor” başlığı altında vermeyi uygun görmüş. Yakın zamana kadar hem iş hem de diplomasi çevrelerinde, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz keşfinin Kıbrıs'ta başlayacak görüşmelerde nihai uzlaşmayı daha olası kılacağı görüşü egemendi. Ukrayna krizinin patlak vermesinin ardından enerji kaynakları arayışına giren Avrupa Birliği kısa sürede Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz yataklarını işletmek istiyor. Türkiye’nin izni ve rızası olmadan bu mümkün gözükmüyor.

Karar öncesinde Kıbrıs’a yapılan bir atama dikkat çekti. Birleşmiş Milletler'in (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, 56 yaşındaki Tümgeneral Kristin Lund'ı barış gücü komutanı olarak Kıbrıs'a atadı. BM Genel Sekreterlik Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada, Norveç'li General Kristin Lund'un BM Kıbrıs Barış Gücü (UNFICYP) Komutanlığına atandığı bildirildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi, Kıbrıs'ın 1974 yılındaki işgali ve onu izleyen bölünmesiyle ilgili olarak 90 milyon euro tutarında tazminat ödemeye mahkûm etti. Bu, mahkemenin tarihinde verdiği en büyük tazminat hükmü oldu ancak mahkemenin tazminatın ödenmesi konusunda yaptırım gücü yok. Yorumlara bakılırsa, bu karar siyasi.

Voice of America; “AİHM’den Tarihi Tazminat Cezası.” başlığını tercih ederken, Deutsche Welle, “Kıbrıs sorununa AİHM damgası” başlığını kullanmış. Kararın Güney Kıbrıs’ı tanımak ve Türkiye’ye diz çöktürmek amacını taşıdığı yine bu haberin ayrıntılarında, “AİHM tarihi bir karara imza atarak Ankara’yı, tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne toplam 90 milyon euro manevi tazminat ödemekle cezalandırdı.” ifadeleri ile veriliyor. The Daily Telegraph, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nin Kıbrıs konusunda Türkiye’ye verdiği 90 milyon Euro tazminat cezasına Türkiye’nin “öfkeli şekilde” cevap verdiğini ve kararın adada uzlaşı çabalarına zarar verebileceğini söylediğini vurguluyor. Haberde Kıbrıs Cumhuriyeti hükümet sözcüsü Nikos Christodoulides’in Türkiye’yi karara uymaya çağırdığı belirtiliyor.

The Guardian gazetesi ise AİHM’in kararını University College London’dan uluslararası hukuk profesörü Philippe Sands’e yorumlatıyor. Sands kararın Ukrayna ve Gürcistan’ın Rusya’ya yönelttiği “haksız işgal” suçlamaları için emsal teşkil edebileceğini belirtiyor. Haberde kararın, adada barışçıl çözüm girişimlerinin yeniden başlatıldığı bir döneme denk geldiğine de vurgu yapılıyor. Açıklanan devletlerarası dava kararının Strasbourg Mahkemesi önünde bekleyen benzer devletlerarası davalar için de örnek olacağı yorumları yapılıyor. Mahkeme gündeminde Gürcistan tarafından Rusya’ya karşı 2007, 2008 ve 2009 yıllarında açılmış üç devletlerarası dava bulunuyor. Ukrayna da geçtiğimiz aylarda Rusya’ya karşı devletlerarası dava başvurusunda bulunmuştu. Yani demek oluyor ki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yani Avrupa Birliği yani batı, Türkiye üzerinden Rusya’ya fatura çıkarmak, mesaj vermek, gözünü korkutmak derdinde.

Rum Yönetimi daha önce 1974, 1975 ve 1977 yıllarında Ankara'ya karşı 3 devletlerarası dava daha açmış, ancak bu davalar rapor ve ara karar alınarak tazminata hükmedilmeden sonuçlanmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kıbrıs Harekâtı için Türkiye'yi 90 milyon euro tazminata mahkûm ettiği karar 16'ya 1'le çıktı. AİHM’in Türk yargıcı Işıl Karakaş, karara 7 sayfalık itiraz gerekçesi yazdı.
Hem Rusya’nın hem de Avrupa Birliği’nin desteğini arkalayan Güney Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan’la ilişkilerini de sıkı tutuyor. Hemen her platformda Yunanlı yetkililer destek mesajlarını esirgemiyor. Yunanistan Savunma Bakanı Dimitris Avramopulos, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde iki toplum arasında yürütülen görüşmelerin "karmaşık ve zor" olduğunu söz ederek, Türkiye'nin irade göstererek kapsamlı bir çözüm yönünde müzakereleri kolaylaştırılması çağrısında bulunuyor ve bunun gerek tüm Kıbrıslıların gerekse tüm Doğu Akdeniz bölgesinin barış ve güvenliğinin yararına olacağını savunuyor. Ah aman ne alâ… Görülüyor ki AİHM kararı, Rumları mutlu etmek için alınan siyasi bir karardır.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kararın açıklanmasından önce yaptığı açıklamada, “Uluslararası hukuk bağlamında ne bağlayıcıdır ne de bizim açımızdan kıymet ifade eder” demişti. Kararın ardından Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın gelecek hafta Kıbrıs’ı ziyaret edeceği bildirildi. Biden'ın ziyaret kapsamında KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile de bir araya geleceği açıklandı. Biden'ın adanın "iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olarak yeniden birleşmesi başarmak için kapsamlı bir anlaşmanın güçlü destekçisi olduğunu" vurgulayacağı, taraflara, "bölgenin güvenliği ve barışı adına çalışmalarını yoğunlaştırması ve adadaki halkların, iki toplum arasında mutabakata varılması noktasında bir rol üstlenebileceklerinin önemini" ifade edeceği aktarıldı.

Avrupa Birliği; Güney Kıbrıs Rum Kesimini bünyesine dâhil ederken, Türkiye’nin adadaki askeri varlığını bahane ederek Türkiye’nin birliğe adaylık başvurusunu suya düşürmeyi planlamıştı. Avrupa Parlamentosu'nun 2013 Türkiye Raporu’nda Kıbrıs’la ilgili, Türkiye'ye vakit kaybetmeden BM Deniz Hukuku Konvansiyonu'nu imzalaması çağrısı yapılmış ve Kıbrıslı Rumların meşru ekonomik alanlarının tanınması istenmişti. Türkiye'ye "Adadan askerini çek" mesajı verilmişti. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; 17 milyar Euro dolayında paraya ihtiyaç duyan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, Avrupa ülkelerinde 10 milyar Euro alırken, geri kalan parayı da doğal gaz kaynaklarının bonolarıyla karşılamayı planlandığına dikkat çekmişti.

Euro Bölgesi ülkeleri ve IMF ile "acılı" bir borç anlaşması imzalayan Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin, borç karşılığında teminat olarak gösterdiği yeraltı kaynaklarının, Kıbrıs'ın güneyinden Avrupa'ya nakil yolunun Türkiye'den geçtiğini bilmemesi mümkün değildi. Eninde sonunda Türkiye’nin kapısını çalacaklardı. Çünkü Ukrayna krizi başladı başlayalı Avrupa Birliği, aç kurtlar gibi saldıracağı enerji kaynakları arıyor. Türkiye’nin rızası olmadan bu pastadan dilim kapması mümkün değil. Anladınız mı şimdi AİHM kararı neden verildi?

Avrupa Birliği’nin Avrupa Parlamentosunun ve Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin derdi, bir taşla üç kuş vurmak olsa yine iyi. Bunlar derenin taşı ile derenin kuşunu vuracaklar, derenin suyunda yıkayıp derenin suyunda pişirecekler. Akılları sıra Türkiye’yi bu karar ile korkutup adadan askerini çekmeye razı edecekler, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz yataklarının işletilmesinde Türkiye’nin itiraz etmemesi sağlayacaklar. Tekrar etmek gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yani Avrupa Birliği yani batı, Türkiye üzerinden Rusya’ya fatura çıkarmak, mesaj vermek, gözünü korkutmak derdinde. Birde Doğu Akdeniz petrollerine ve doğal gaz yataklarına çökmek derdindeler. Avuçlarını yalarlar…

Twitter:@oc320c39

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara