Rusya Avrupa’yı Balkanlardan vuracak!

Rusya Çarlık günlerine geri dönüyor tartışmaları eşliğinde, Türkiye’ye yönelik ‘Rusların amacı sıcak denizlere inmek bunun yolu da Türkiye’den geçiyor. Aman çok dikkatli olun!’ kabilinden sözde masumane propagandalar da hız kesmiyor. Moskof düşmanlığını yeniden kolektif bilinçaltında hortlatılmaya çalışanların gayesi, Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirip, Türkiye’yi yeniden ABD ve AB yörüngesine oturtmak.

Heritage Vakfı güvenlik ve savunma uzmanlarından Luke Coffey’in “Rusya, imparatorluk günlerindeki gibi davranıyor, o dönemde de, küçük toprak parçalarını tek tek ele geçirip büyüyordu, Kırım ise bunun 21. Yüzyıl’daki son örneği” sözleri de bu türden. Ancak bunu doğrulayan bazı gelişmelerde yaşanıyor. Örneğin Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayınlanan ve Alaska’nın Rusya’ya bağlanması talebinin yer aldığı dilekçenin iki gün içinde 7 bin 500 imza toplanması gibi.

Ukrayna’dan sonra Kırım’da ortaya çıkan süreç, Amerikalı ve Avrupalı yetkilileri şimdiden kara kara düşündürüyor. Rusya’nın yeni hamlesini tahmin etmeye çalışıyorlar. Bu aşamada, Amerikalı Hava Orgenerali Philip Breedlove Ukrayna'nın doğu sınırına büyük kuvvet yığan Rusya'nın Kırım'dan sonra Moldova'nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesini ihlal etmesinden kaygı duyduğunu açıklaması dikkat çekici.

Çünkü NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı General Breedlove Rusya'nın Kırım'la yetinmeyip Moldova'nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesini ele geçirebileceği uyarısında bulundu. Philip Breedlove; ABD düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'nun düzenlediği Brüksel Forumu'ndaki konuşmasında, "Karar verildiğinde Transdinyester'e yürüyebilecek Ukrayna'nın doğu sınırına mevzilenmiş muhakkak yeterli (Rus) gücünün mevcudiyeti çok kaygı verici" dedi.

Breedlove, Ukrayna sınırına kaydırılan Rus gücünün sayıca çok kalabalık ve hazırlıklı olduğunu ifade etti. NATO Komutanı Breedlove, İttifak'ın Rusya'yı ortak ülke haline getirmeye çalıştığını fakat şimdi Rusya'nın bir ortaktan çok hasım gibi davrandığının açıkça görüldüğünü söyledi. Moldova'dan tek yanlı olarak bağımsızlığını ilan eden çoğunluğu Rus yarım milyonluk Transdinyester bölgesinin yöneticileri Kırım gibi Rusya'ya bağlanmak istediklerini belirtiyorlar. Rusya’nın Transdinyester bölgesini ilhak etmesinin en önemli nedenleri arasında Moldava ile AB arasındaki ilişkiler gösterilebilir.

Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye olan Moldova’da, 2009 yılında Avrupa ile Entegrasyon İttifakı’nın iktidara gelmesi, komşusu Romanya’nın 2007 yılında AB üyesi olması ve diğer komşusu Ukrayna’nın dış politikasında AB yöneliminin ağırlığının artması gibi etkenler dolayısıyla, AB ile bütünleşme eğilimi güç kazanmıştı. Bu çerçevede Moldova, 28-29 Kasım 2013 tarihlerinde Vilnius’ta düzenlenen Doğu Ortaklığı Zirvesi’nde AB ile Ortaklık Anlaşması’nı paraflamıştı.

Moldova’nın 1991 senesinde Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, bu bağımsızlık ilanına tepki olarak, Rus nüfusun yoğun yaşadığı Dinyester nehrinin doğu kıyısını bir şerit halinde kapsayan bölgede bulunan Transdinyester (TD), tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. Transdinyester ihtilafının çözümüne yönelik olarak AGİT şemsiyesi altında “5+2” (Moldova, TD, Ukrayna, RF, AGİT+ AB ve ABD) formatında müzakereler sürdürülmekte.

Ukrayna'yı hafta sonu ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Kırım krizinin "Avrupa'nın bölünmesi" tehlikesini gündeme getirdiğini söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, tarafları krizin daha da büyümesi ihtimaline karşı uyardı. Kırım krizinin Avrupa'nın bölünmesi tehlikesine yol açtığını ifade eden Bakan, “Geçen hafta Kırım'da yapılan referandum ve Rusya Federasyon Konseyi'ndeki hazırlıklarla Kırım'ın Rus toprağı olması için gereken koşullar uygun hale getirilmiş oldu.

Bunlar uluslararası hukukla örtüşmemekte ve Avrupa'nın bölünmesi tehlikesinin oluşmasına neden olmaktadır. Yıllar içerisinde edindiğimiz tecrübe ile bu duruma izin vermemek, her şeyden önemlisi de yeniden kan dökülmesini engellemek zorundayız” şeklinde konuştu. Steinmeier, Ukrayna'nın doğusundaki durumun istikrarlı olmadığına da işaret ederek Rusya'nın Ukrayna'daki müdahalesinin Kırım'ı aşması durumunda, ekonomik dezavantajlar göze alınarak, Avrupa'nın gereken tedbirleri alacağını söyledi.

Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik yıkıcı terör örgütlerini destekleyen Avrupa, şimdi aynı akıbetin kendisinin kaderi olmasından korkuyor. Korkunun ecele faydası yok! Ukrayna’da aklı sıra Rusları çuvallatan AB, Rusya’nın Kırım atraksiyonu ile şokları yaşıyor. Bununla kalsa iyi ya. Rusya'nın Kırım'dan sonra Moldova'nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesini ihlal edebileceğinin dillendirilmesiyle birlikte tam bir teyakkuz durumu yaşamaya başladı. Avrupa deyim yerindeyse diken üstünde. Bu gidişle Rusya, Kırım ve Transdinyester ile yetinmeyecek! Soğuk savaş döneminin Demirperde sınırlarına geri dönüyor, Amerika’yı taa Avrupa’dan kuşatmanın yollarını arıyor.

Öldürücü sözümü bekleyin. Rusya Avrupa’yı Balkanlardan vuracak! Balkanlarla Amerika’yı vuracak! Romanya ve Bulgaristan’a yönelik Rus operasyonları kapıda. Romanya ve Bulgaristan’ın etnik yapısı ve yakın geçmişlerindeki Rusya ile bağları, Rusya’nın müdahale şansını ve başarısını yüksek kılıyor. Bulgaristan ile Romanya tıpkı Kırım gibi, Türk kökenli nüfusun yoğun yaşadığı ülkeler arasında bulunuyor. Türkiye’nin Romanya ve Bulgaristan ile siyasi ve ekonomik ilişkileri had safhada. Rusya’nın Türkiye’yi hesaba katmadan buralarda iş çevirmesi çok zor. Nasıl Kırım’da Türkiye Rusya’ya zorluk çıkarmadıysa, Kırım Tatarlarını sağduyuya davet ettiyse, Balkan Türklüğünü de Rus saldırılarına kurban etmeyi düşünmez. Benin anlamak istediğim, ABD ve AB’nin Türkiye’yi bu denli kızdıracak ne yaptığı?

Bulgaristan Mart 2004'te NATO'ya tam üye oldu. Ayrıca, 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren de AB üyesi. Bulgaristan Türkleri her dönem iktidar partisi ile koalisyon yaparak Mecliste temsil ediliyor. Bazı bakanlıklar Türklere veriliyor. Romanya’da yaşayan yaklaşık yetmiş bin soydaşımız da, resmi olarak tanınan diğer 16 azınlık gibi kurdukları Birlikler aracılığıyla kendilerine tanınan anayasal haklardan yararlanmaya çalışmaktadır. Romanya'da azınlıklara ait birlikler, bir siyasi parti statüsünde kabul edilmekte ve her azınlık belirlenen nüfuslarına göre Romanya Parlamentosu'nda temsil edilmekte. Türk ve Tatar Türklerinin Parlamento'da birer temsilcisi bulunmakta.

Twitter:@oc320c39

[email protected]