PKK Tuareglerle birlikte Fransızlara kök söktürüyor!

PKK bağlantılı Ajansa Nûçeyan a Firatê yani Fırat Haber Ajansında okuduğum bir haber beynimde şimşekler çaktırdı. Tuareglerin Mali’yi işgal eden Fransız ordusuna karşı savaştıkları ve ağır kayıplar verdirdiklerinden söz ediliyordu. Aklıma ilk düşen kim oldu biliyor musunuz? İtalya’nın diktatörü faşist Mussolinin ordusunu Habeşistan’da bozguna uğratan Mehmet Vehip Paşa!

İtalyan ordusunun 1935’te Habeşistan’ı yani Etiyopya’yı işgaline karşı Habeş savunmasını Vehip Paşa üstlenmişti. Vehip Paşa, Çanakkale’de, Mustafa Kemal’in kolordu Komutanı Esat Paşa’nın kardeşiydi. İtalyanlar, Habeş savunmasını kıramayınca, tarihte ilk defa, İperit gazı kullanmışlardı. Şimdide benzer bir durum Tuareglerin vatanı Azavad için söz konusu. Bu sefer Tuareglerin yardımına giden Kürt savaşçılar ve komutanları. İşgalciler ise Franszılar…

Tuaregler, Burkina Faso, Cezayir, Libya, Mali ve Nijer arasında geniş bir alanda yaşayan ve Berberi dillerinden birini konuşan halk. Nijerya’da Agadez bölgesinde yaşayan Tuaregler kendilerinin Türk soylu olduğunu iddia ediyor. Osmanlı arşivlerinde ‘Tevarık‘ olarak bahsedilen Tuaregler, Hagarlar ve Ezgarlar olarak iki topluluktan oluşuyor.

İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının lider. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou'nun soyu Osmanlı'ya dayanıyor. 1405 yılında, tahta Yıldırım Beyazıt varken Tuareglerle Osmanlı arasında da bir akrabalık bağı kurulmuştu. Şöyle ki; o tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur.

Bu durum karşısında 300 kişilik bir heyet İstanbul’a gelerek adaletiyle meşhur Sultan Beyazıt’tan kendilerine aynı zamanda hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Rivayete göre, Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur. Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine bu nedenle ‘Sultan’ unvanı ile hitap edilir. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Ömeri, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. Agadez bölgesi Tuaregleri kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.

Tuareglerin toplam nüfusu yaklaşık 1,2 milyona ulaşıyor. İsimlerini oluşturan Tuareg kelimesi Arapçadan gelen bir kelime ve anlamı ‘Tanrı’nın terk ettiği’. Böyle bir ifadenin nedeni ise, bu toplumun katı inanışlara mesafeli durmaları ve de İslamiyet’e dönmekte gecikmiş olmalarından gelmekte. Tuaregler ağırlıklı olarak Müslüman. Maliki mezhebindeler. Ancak yerel berberi inanışlardan da etkilenmişler. Zahiriye mezhebina bağlı olanları da var. Tuaregler ‘Tamaşek’ dilini kullanıyor. Libyalıların eski el yazılarına (tifinag) benzer alfabeleri var. Çoğunluğu okuma yazma bilmiyor. Şavaşçı bir topluluk olan Tuareglerin bu özelliklerinden en çok yararlanan Libya’nın devrik mevta lideri Muammer Kaddafi olmuş.

Tuareglerin yaşam tarzları, Fransızların bölgeye gelişiyle değişti. Sömürgeci Fransızlar ilkel silahlarıyla kendilerine direnen Tuaregleri ancak 40 yıl sonra kontrol altına alabildi. Petrol, uranyum ve altın madenleri açısından zengin olan bölgede özellikle silahlandırılan Tuaregler, Çin gibi ‘karşıt güçlerin’ bölgeye girmesinin engellenmesinde kullanılıyor. Yaşadığı bölgede zengin uranyum, petrol, altın madenleri bulunuyor. Bölgedeki en büyük uranyum madeni Fransızların elinde. Agadez’den çıkan uranyum, Fransa’daki nükleer santralleri çalıştırıyor.

Fransa ordusu Mali’de siyahi olanları daha açık tenli olanlara karşı örgütlüyor ve tahrik ederek ölümcül kitlesel katliamlara göz yumuyor. Mali’nin kuzeyindeki büyük şehirlerde beyaz tenli olanlarla, Arap ve Tuareg ırkından olanlar bölgeyi terk etmiş durumda. Mali'deki savaş, Arap ve Tuareg halklarının etnik tasfiyesi. Şubat 2013’te Fransız ordusunun baskısı ile bölgedeki Tuareg ve Arap halkları göçe zorlandı.

Mali'nin kuzeyinde çölde yaşayan Tuareg isyancılarının önemli bölümünü oluşturan Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi, Nisan 2012’de bağımsızlık deklarasyonu yayımlayarak ülkenin kuzeyinde Azavad adlı bir devlet kurduklarını ilan etti. Bu ilan sırasında dikkat çeken nokta; Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir’in aralarında binlerce fersah mesafeye rağmen kendilerini Kürt ulusuna, savaşçılarına yakın hissettiklerini açıklamasıydı.

Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) sözcüsü Musa Attahir; 'Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Coğrafi uzaklığa rağmen onurlu ve özgür yaşam gibi ortak hedeflerimiz ve duygularımız var.” Sözleriyle açama kime ne mesajı vermek istemişti? Müfit Yüksel’e göre; Mali'de örgütlenmiş, Tuvaraklardan oluşan Azavad Ulusal Özgürlük Hareketi (MNLA), ( Ensâruddîn ve El-Kâide'ye yakın olduğu söylenen bazı katı selefî örgütleri gerekçe göstererek) bölgede İslam karşıtı, laik sistemi esas alan bir Tuvarak devletini talep etmekte.

19 Mayıs 2014 tarihli Anadolu Ajansı’nın haberinde; Mali'de muhalif grupların kontrolündeki Kidal kentinde askerler ile Tuareg isyancılarının oluşturduğu Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi (MNLA) arasında çıkan çatışmalarda 8'i asker 36 kişinin öldüğü, 87 kişinin yaralandığı, Savunma Bakanlığı da hükümetin Kidal kenti sakinlerinin mal ve canlarının korunması için gereken tüm tedbirleri alacağını duyurduğu belirtilmiş, MNLA tarafından yapılan açıklamada ise Kidal kentinde Mali askerlerinin bulunduğu askeri kışlanın kuşatıldığı, 4 askerin öldürüldüğü, 2 zırhlı askeri araç ve çok sayıda mühimmata el konulduğu bildirilmişti.

Habere göre Mali'deki olaylar, muhalif grupların kuzeydeki Kidal, Timbuktu ve Gao şehirlerinin kontrolünü ele geçirmesi ve ardından Bamako'daki geçici hükümetin Fransa'dan yardım talep etmesiyle başlamıştı. LNA, Ensaruddin, Mağrib el-Kaidesi (AQMI), Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi (MOJWA) ve diğer silahlı grupları hedef alan Fransız ordusunun, Mali'ye askeri müdahalesi sonucu, kuzeydeki kentlerin kontrolü Fransız güçlerin eline geçmişti. MNLA ile birlikte Ensaruddin, AQMI, MOJWA ve diğer silahlı grupların Fransız ve Mali ordusuna yönelik saldırılar düzenlediği haberde yer almıştı.

Ajansa Nûçeyan a Firatê yani Fırat Haber Ajansı ise aynı haberi “Fransa destekli Mali ordusu Tuarek halkına savaş açtı” başlığı ile abonelerine geçmişti. Aynı ajans 23.05.2014 tarihli yani bugünkü servisinde “Tuarekler Mali ordusuna geçit vermedi” başlığıyla “MNLA ise, çatışmalarda 40 kadar ordu mensubunun öldürüldüğünü, kendi kayıplarının ise iki olduğunu savundu. MNLA sözcüsü Musa Ag Attaher, çatışmalarda ayrıca 50 askerin yaralandığını, 60’nın ise esir alındığını duyurdu. Sözcü, Anderamboukane, Ménaka, Aguelhoc, Tessalit ve Anefis kentlerinin de çatışma olmadan kontrolleri altına geçtiğinin altını çizdi. MNLA, iddiaların aksine orduya karşı İslamcı örgütlerle değil, Azawad için Yüksek Konsey (HCUA) ve Azawad Arap Hareketi (MAA) ile birlikte savaştıklarını bildirdi.” malumatını veriyor.

İşte görüyorsunuz sömürgeciliğin modern uzantıları insan hakları emperyalistleri, sözde kara Afrika’nın bahtı kara, kendi kara insanlarını kurtarmak bahanesiyle, zengin uranyum ve petrol yataklarına çökmek için, dünya kamuoyunun gözü önünde Orta Afrika’yı, Mali’yi, Nijerya’yı işgal ediyor. Tam bir paylaşım savaşı bu. Batının bu hoyrat işgallerine ne Çin sesini çıkarıyor, ne Rusya. İran dahi sus pus olmuş durumda. Ne Arap Birliği ne İslam Konferansı örgütü bir harekette bulunuyor!

Kim derdi ki Afrika’nın ortasındaki bir topluluğa, PKK umut versin? Size bir şey söyleyeyim mi? muhtemelen PKK’nın Kandil kadrolarından deneyimli bir gerilla komutanı birkaç yardımcısı ile Tuareglerin safında, tıpkı Osmanlı Paşası Mehmet Vehip Paşa’nın 1935’te Habeşistan’da faşist İtalyanlara savaştığı gibi, insanlıktan nasibini almamış Fransız ordusuna karşı savaşıyor. Ha aklıma gelmişken, bu Tuaregler var ya bu Tuaregler, bakın görürsünüz ya da duyarsınız, Fransa’nın toplama lejyonlarını Paris’in kanalizasyonlarına kadar kovalayacaklar. Sahi TİKA neler yapıyor bu coğrafyada duyan bilen var mı? Kuyu mu açıyor, hayvan mı çiftleştiriyor?

Twitter:@oc320c39

[email protected]