PKK’nın muhtarı Amerikan uçak gemisini döver
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-03-06 09:00:16
Haberin başlığını okuduğunuzda yok artık! Daha neler? der gibisiniz. İki farklı haber, iki farklı coğrafya, iki farklı varlık ve iki farklı vs vs. Ve bu farklılıklardan hareketle, Türkiye’nin geldiği noktayı izah etmeye çalışacağım. 02 Mart 2014 Pazar günü haber ajanslarına düşen ve önce Genelkurmay Başkanlığı sitesinde yayımlanan bilgi notunu detaylandırmak gerekebilir. Bu haberde Genelkurmay Başkanlığı’nın, üç gündür kayıp olan Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne bağlı Çığlı Köyü Muhtarı ve aynı zamanda AK Parti il Genel Meclis üyesi adayı Abdurrahman Ecer'in PKK'lılar tarafından kaçırıldığını açıklıyordu.
Irak sınırının sıfır noktasında bulunan Çukurca'nın Çığlı Köyü'nde 4 yıldan bu yana muhtarlık yapan 50 yaşındaki Abdurrahman Ecer'den cuma gününden itibaren haber alınamıyordu. Konuyla ilgili olarak bugün Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinden açıklama yaptı. Genekurmay Başkanlığı'nın açıklaması şöyle: "Hakkari-Çukurca-Çığlı köyü muhtarı A.E., silahlı üç bölücü terör örgütü mensubu tarafından evinden kaçırılmıştır. Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı'nca konuya ilişkin olarak Çukurca Kaymakamı ve Cumhuriyet Savcısına bilgi verilmiştir. Cumhuriyet Savcısının talimatıyla Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından adli tahkikat başlatılmıştır."
Başlığa konu olan diğer haberimizde; Karadeniz’e çıkmak üzere İstanbul boğazına yaklaşan Amerikan uçak gemisiyle ilgili. Önce Uçak Gemisi ve misyonu ile bilgi vermek daha yerinde olur. Ukrayna'daki kriz nedeniyle ABD ve Rusya arasında gerilim artarken, ABD Atlantik Okyanusu'ndaki donanmasının önemli bölümünü Ege ve Akdeniz'e kaydırmaya devam ediyor. Askeri hareketliliğin arttığı Karadeniz’e geçmek üzere Amerikan donanmasına bağlı bir savaş gemisi yönünü Türk Boğazları'na çevirdi. Montrö Sözleşmesi gereği, boğazlardan geçeceğini önceden Türkiye’ye bildiren geminin birkaç gün içinde Çanakkale Boğazı’nda olması bekleniyor.
Montrö Sözleşmesi, Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin Karadeniz'de kalış süresine de kısıtlama getiriyor, en fazla 21 gün kalabiliyor. Yine sözleşmeye göre, sahildar olmayan ülkelerin Karadeniz’de bulundurabilecekleri askeri gemilerin toplam tonajı 45 bin tonu geçemiyor. Planlı bir ziyaret için Yunanistan’ın Pire Limanı'na 4 Mart’ta yanaşan ABD donanmasına bağlı George Bush uçak gemisi, 333 metre ve 100 bin tonun üzerinde bir ağırlığa sahip. 5 bine yaklaşan mürettebatı bulunan bu geminin Karadeniz’e çıkması Montrö Sözleşmesi'ne göre mümkün değil. Ancak George Bush uçak gemisine eşlik eden küçük tonajlı başka askeri gemiler de var.
Birkaç yıl öncesine kadar Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine veya ajansların geçtikleri haberlere baktığınızda yüreğinizin kan ağlaması işten değildi. Terör örgütü PKK’nın kanlı karakol ve köy baskınlarından, korucularla çatışmalarından, onlarca şehit ve yüzlerce yaralı sayısından başınızı kaldıramazdınız. Hatta bizzat genelkurmay eski başkanlarından birinin Doğan Güreş’in açıkladığı gibi, bu ‘düşük yoğunluklu çatışma’yla ilgili her gün duymaya alıştığımız birkaç şehit haberini kanıksar olmuş, şehit sayısı 10’un üzerine çıkarsa haber değeri olmaya başlar bir hale gelinmişti.
Oslo görüşmeleriyle başlayan süreç, şeytan kulağına kurşun, şimdilik kazasız belasız işliyor. Sınır boylarında birliklerine intikal eden askerlerin trafik canavarına yenik düşmeleri veya doldur boşalt yaparken kaza kurşunu ile kendini yaralayan veya öldürenlerin haricinde, yürek burkucu acı haberler almıyoruz. Yüce Rabbimize binlerce şükür olsun ki; ocaklara ateş düşmüyor, analar ağlamıyor. Taziye evinden başlayıp cenazenin kaldırılacağı camiye kadar güzergâh boyunca binlerce öfkeli adamın; “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları duyulmuyor ve vatanda bölünmüyor.
Oslo görüşmelerine karşı çıkan, görüşmelerin dönemin şartları açısından gizlilikle yürütülmesi gereğini ihlal eden ve görüşme haberlerini kamuoyuna sızdıran paralel yapının, barış sürecine takoz koyma girişimleri, basiretli idarecilerimiz sayesinde atlatıldı. Artık kan dökülmüyor, toplum etnik farklılığından dolayı kutuplaşmıyor. Ölü sevici bir kültür teşekkülünden Allah bizleri korudu, bu teşekkülün içinde aldı çıkardı. Süreç, toplumsal barışa hizmet ediyor, Türkiye’nin istikrarına hizmet ediyor. Kim buna karşı çıkarsa, takoz koyarsa, Vallahi de Billahi de, Amerikan ajanıdır, zalimlerin yardakçısıdır. Paraleldir.
Eğer bugün ülkemizde barış ortamı ve istikrar varsa bu fiili durum, silahlı kuvvetlerin veya askeri tedbirlerin değil, siyasetin başarısıdır. Bu hükümet bu başbakan, elini taşın altına koymuş, riski göğüslemiş, anaların gözyaşlarını dindirmek için gerekli ortamı hazırlamışsa bunun kıymetini bilmek gerekir. Evet, benim açımdan Çukurca'nın Çığlı Köyü muhtarının kaçırılma haberi, Amerikan uçak gemisinin boğazlara yaklaşmasından daha önemli ve daha büyük bir haber. İşte o nedenle, PKK’nın kaçırdığı muhtar, Amerikanın uçak gemisini döver diyorum.
Bu arada siz sevgili okuyucular yani gönül dostları için, sınır asayişiyle ilgili bir haftalık haberleri üşenmeden, hem gazetelerden hem de birinci kaynaktan yani Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden taradım ve ne gördüm biliyor musunuz? İnanın en kayda değer haber muhtarın kaçırılması. Diğer haberler ise kaçakçılıkla mücadele ve sınır ihlalleri ile ilgili. İnanın sınırlarımız, sokaklarında yürüdüğünüz şehrin genelinden daha güvenli.
İki haberi daha sizlerle yorumsuz paylaşmak istiyorum. Birinci haber; Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde gerilim devam ederken, Kırım Tatarları liderlerinden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun, Türkiye’nin kendilerine “Problem çıkarsa Türkiye hemen devreye girer” güvencesi verdiğini açıklaması. Diğeri ise, ‘Irak Kürdistan’ındaki Amerikan karşıtı tutum’un, her geçen gün daha da artması. Haberde yer alan bilgilere göre; Erbil’deki ABD Konsolosluğu’nun kapatılmasını talep eden makaleler yerel basın organlarında yayımlanmaya başladı. Bu durumun altında yatan temel sebep ise bölgenin en büyük iki siyasi partisi olan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) halen terör örgütleri listesinde yer aldıklarının ortaya çıkması oldu. Amerikan yönetiminin ‘‘müttefik’’ olarak adlandırdığı yapılanmalara karşı izlemiş olduğu söz konusu tutum, Kürt aydınların kafasını karıştırmış durumda.
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap