PKK Kolombiya’da Kandilleri yakıyor
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-05 13:00:52
Benim durumum da bu ne yapacağını şaşırmış bu zavallı deve gibi. Ne olmadığımızı anlatıncaya kadar sel köprüyü yıkıp geçiyor. Bazı okuyucular genelleme yaparak bazen beni yazılarıma konu olan örgütlerin adamı sanıyor. Mısırdaki Sisi dahi duydu ki Ömür Çelikdönmez hiçbir örgütün, derneğin, ocağın, vakfın, teşekkülün adamı değildir. Böyle biline!
23.05.2014’te yayınladığım “PKK Tuareglerle birlikte Fransızlara kök söktürüyor!” başlıklı makalemi okuyan bazı dostlar “-yok daha neler PKK’nın Afrika’nın göbeğinde işi ne?” kabilinden tepki verdiler. Anlamakta zorlandıkları husus, PKK’yı sadece mahalli bir örgüt statüsünde görmelerinden kaynaklanıyordu. Bu yazdıklarım bazı çevrelerin ve mihrakların hatta bazı kamu kurum ve kuruluşlarının hoşuna gitmese de PKK, bölgenin gerçeği olduğu kadar Türkiye’nin gerçeğidir ve bir o kadar da dünya gerçeğidir.
PKK ne kadar Türkiye ise Türkiye o kadar PKK’dır. Tuereglere; emperyalist Fransa lejyonerlerine karşı gerilla savaş taktiklerini öğreten, Kandil’den gönderilen veya gönüllü olarak Tuereg saflarına katılan PKK’lı gerilla komutanları, yaşadıkları coğrafyayı, mensubu oldukları kültür iklimini temsil ediyor. Asya’nın kızıl yıldızını temsil ediyor. Hilali temsil ediyor. Mayınlı tarlaya, ayrıntıya girmeden sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır umuyorum.
15.04.2014 tarihli “Latin Amerika’da Müslüman olmak!” başlıklı yazımda; “Türkiyeli Müslümanların Latin Amerika’da tebliğ faaliyetleri birkaç koldan sürüyor. Nur cemaatleri Risalei Nur merkezli irşad ekseninde faaliyet gösteriyor. Gülen grubunun okulları diğer cemaatlerin çalışmalarından farklı bir metodla hareket ediyor. İstanbul merkezli Nakşibendi dergâhlarının Latin Amerika’da hizmetleri var. Türkiye’den giden bazı iş adamları adeta kolonizatör Türk dervişleri gibi Meksika, Brezilya, Arjantin, Bolivya gibi ülkelerde İslam’ın anlaşılması ve yaşanması için ellerinden geleni yapıyor.
Yerli halktan kadınlarla evlenip o ülkelere yerleşen Türkiyeli mübelliğler var. Hatta yerli halkın kurduğu örgütlere katılıp emperyalist güçlere karşı savaşan Türkiyeli mücahitlerden söz ediliyor. Ferdi tebliğ için Latin Amerika’ya giden Türkiyeli gezginlerin yanı sıra Pakistan ve Mısır’dan gelen mübelliğler de bu topraklarda İslam için gayret sarf ediyor. Evet, bir İslam âlimin dediği gibi; “şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ İslam’ın sadâsı olacaktır.” Her şeye gücü yeten yüce Rabbimiz, çağdaş Firavunun merkezinde nice Musaların yetişmesine Türkiyeli Müslümanları vesile kılıyor.” demiştim.
Dışişleri Bakanlığı’nın Kolombiya dosyasında, “Kolombiya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde herhangi bir siyasi sorun bulunmamaktadır. İkili ilişkilerimiz hiçbir olumsuz etki ya da önyargıdan etkilenmemektedir. Bu olumlu ortamda iki ülke arasında zamanla gelişen dostluk ve karşılıklı anlayış geleneği oluşmuştur. Siyasi şiddet, zaman içinde nitelik değiştirse de, Kolombiya siyasetinde her zaman etkin olmuştur.
Siyasi şiddet, ülkenin demografik yapısı ve gelir dağılımındaki eşitsizlik gibi çeşitli nedenlerle açıklanmaktadır. Nedeninden bağımsız olarak siyasi şiddet temelde zengin kaynaklara ve köklü bir eğitim sistemine sahip olan ülkenin sosyo-ekonomik kalkınmasının önündeki en büyük engeli oluşturmuştur.
Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) ve Ulusal Kurtuluş Ordusu’na (ELN) karşı yaklaşık 50 yıldır devam eden silahlı mücadele istikrarsızlık ortamı yaratmıştır. Gerilla örgütleriyle savaşmak üzere ortaya çıkan sağ eğilimli yasadışı paramiliter grupların varlığı, gerginliğin iç savaş ortamına çok yakın bir boyuta ulaşması sonucunu yaratmıştır.
Dünyanın önde gelen koka yaprağı üreticisi olan Kolombiya’da zamanla yasadışı kokain ticaretinin yaygınlaşması ve buna bağlı olarak kartellerin oluşması ülkenin sosyal yaşamı ve dirliğini büyük ölçüde tehdit eden bir unsur haline dönüşmüştür. Şiddetten dolayı yerlerinden edilmiş kalabalık bir toplum kesiminin varlığı da sorun teşkil etmektedir.” bilgileri yer alıyor.
İlginç olan bir şey, PKK’nın Kandil üssü, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri - Halk Ordusu (FARC-EP) ile dirsek temasında. Orta Amerika ve ya Latin Amerika ülkelerindeki tam bağımsızlık talep eden devrimci hareketlere Kandil’in yani PKK’nın yani HPG’nın ilgi duyması, diyalog kurmasının ne amaca yönelik olduğunu tahmin etmek zor.
Ancak PKK’nın gerek Afrika Tuareglerle gerekse Latin Amerika’daki Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleriyle olan ilişki biçimi, PKK’nın küresel bir güç odağına dönüştüğünü, küresel bir aktör statüsüyle önümüzdeki yıllarda kendisinden çok söz ettireceğini gösteriyor. Strateji uzmanlarına göre Kandil’in küresel devrimci hareketlerin merkezi olmasında, Karayılan’ın İran ordusu tarafından gözaltına alındığı iddiası var. Kandil’in İran’la ilişkilerinin bu sürece etki edebileceği üzerinde duruluyor. Yani demek isteniyor ki PKK, İran adına taşeronluk yapıyor. Bende acaba diyorum?
Gelelim konunun esasına. Konu aslında bir kutlama mesajı. Sembolik bir gösterge. Ancak bize düşen bu haberin arka planına ışık tutmak. Perde arkasına vakıf olmak, kodlarını çözmek. Lütfen bu bakış açısını muhafaza ederek yazının bütünlüğünü göz önünde bulunduralım. Üzüm yemeden bağcıyı dövmeye kalkışmanın kimse beş kuruşluk faydası yok.
Habere gelince, Kandil’de bulunan Kürdistan Halk Savunma Güçleri (HPG) Merkez Karargâh Komutanlığı, 50. kuruluş yıldönümünü kutlayan Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri - Halk Ordusu (FARC-EP)’ye görüntülü olarak bir kutlama mesajı gönderdi. Hepsi bu işte, bize düşen ezber bozan akıl kriterleri ile olayları yorumlamak. Yoksa klasik Aristo mantığının cenderesinde suyu sıkılmış limona döneriz, Allah korusun!
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap