Paris sokaklarına ateş düşmesi yakındır..!
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-25 13:01:07
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl Frankfurt'ta bir konferansta bir araya gelen yüzlerce bankacıyla yapılan ankette AB'ye en büyük tehditin Fransa ekonomisi olduğu görüşü baskın çıkmıştı. Bankacılar ve Frankfurt'taki regülatörleriyle (Gerilim sabitleyici) yapılan bir ankette büyümeye çelme takan ve işsizliğin rekor seviyelere çıkmasına neden olan borç krizinden toparlanmaya çalışan Avrupa'ya yönelik en büyük tehditin Fransa ekonomisi olduğu fikri genel kabul görmüştü. Euro Bölgesi'nde toparlanma 3. çeyrekte neredeyse durma noktasına gelirken, Fransa ekonomisi beklenmedik bir daralma gösterdi, Alman ekonomisi ise yavaşladı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, yatırımları yeniden canlandıracak reformları gerçekleştirmekte zorlanırken, ülkedeki vergi oranı dünyanın en yüksek oranlarından birisi.
Resesyon ekonominin küçülmesinin fark edilmesi. Bu terim Fransa’ya bakıldığında daha iyi anlam kazanıyor. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en ağır resesyonu 2009'da yaşayan Fransa'nın aslında 2012'de zaten resesyonda olduğu düşünülüyordu. Ülke ekonomisi 2012 yılının son üç ayında da aynı oranda küçülmüştü. Bir ekonominin iki çeyrekte peş peşe eksi büyüme sergilemesi resesyon olarak tanımlanıyor. Tüm Avrupa'yı etkileyen ekonomik kriz, kıtanın iki büyük ekonomisinden biri olan Fransa'yı da sarsıyor. İşsizlik oranın rekor seviyeye ulaştığı Fransa'da hem iş dünyasında hem de tüketiciler arasında ciddi bir güvensizlik hâkim. Fransa'nın 2013’te gayri safi milli gelirinin % 3,9'una denk düşen bütçe açığının 2014'te % 4,2'ye fırlayacağı tahmin ediliyor.
Avrupa Birliği'nin ikinci büyük ekonomisi Fransa'da resmî tahminlere göre işsizlik, yılın ilk çeyreğinde, 1998 yılından bu yana en yüksek seviye olan yüzde 10,8 oranına ulaştı. Fransa modelini kaybetmekten korkuyor. Kendine güvenini kaybeden her sistemde olduğu gibi tartışmalar sığlaşıyor ve sertleşiyor. Fransa’da son açıklanan işsizlik rakamları göreve geldiğinde işsizliği azaltma sözü veren Hollande’ı zor durumda bıraktı. İşsizlik geçtiğimiz yıl da artarak yüzde 10,9’a yükselerek yeni bir rekor kırdı. Fransa’da 2012 yılında 3 milyon 125 olan işsiz sayısı geçtiğimiz ay 0,3 oranında arttı. 2013 yılında yaklaşık 200 bin yeni kişi işsizlik aylığı için başvuru yaptı.
Fransa’da ülke nüfusunun %73’ü kentlerde. Ülkenin en büyük kentsel yerleşim merkezi Paris havzasında, ülke nüfusunun %16’sı yaşıyor. Fransa’da çalışan nüfusun tarım kesiminde oranı %11 olmasına ve ulusal gelirin %13’ünün tarım kesiminden sağlanmasına karşın toplam ihracat gelirleri içinde tarım ürünlerinin oranı %22. Enerji kaynaklarında dağılım: %7 kömür, %43 petrol, %20 tabii gaz ve %30 elektrik enerjisi oranında. Görüldüğü gibi enerjide dışa bağımlılık oranı çok yüksek, çünkü ülkede petrol az üretilir.
T.C. Dışişleri Bakanlığının 2012 yılında hazırladığı Fransa raporunda, Fransa’nın sorunlarına dikkat çekiliyor. Raporda yer alan değerlendirmelere göre; 2012 yılının ilk altı aylık dönemine bakıldığında Fransa, ekonomik göstergeler açısından 2008 krizi öncesi dinamizmini henüz yakalayamamış gözüküyor. Satın alma gücü 2007’den beri sabit kalmakta ya da düşme eğilimi göstermektedir. İşsizlik oranı %10 seviyesinde.
Bu durum, Avrupa genelinde egemen olan kriz ortamı ve genel tasarruf politikaları ile açıklansa da Fransa açısından yapısal problemler de ekonominin içinde bulunduğu durgunlukta önemli rol oynuyor. Kamu ve bütçe açıkları öncelikli konular arasında yer almakta. Fransa’nın dış ticaret açığı son beş yıllık dönemde giderek artıyor. 2011 yılında, dış ticaret açığı rekor seviyeye ulaşarak, askeri malzemeler hariç tutulmak üzere 87,1 Milyar Avro olarak gerçekleşmiş. Fransa’nın dış ticaretindeki ilk üç ülke Almanya, İtalya ve Belçika olup, Fransa’ya en fazla doğrudan yatırım yapan ülke de Almanya.
Fransa’yı bekleyen en büyük sosyal tehlikenin başında göçmen nüfus görülüyor. Fransa’da vatandaşlık alma bile yeterli olamayabiliyor, yeni ve sert koşullar göçmenler için hayatı giderek zorlaştırıyor; etnik istatistikler de zaten ihtilaf konusu. Göçmen nüfusun çoğunluğunu Kuzey Afrikalılar oluşturuyor. Fransa’daki vatandaşlarımızın nüfusu, 2010 yılı sonu itibariyle 553.979’dur. Onları da unutmamak lazım.
Türkiye’nin Fransa ile ekonomik ilişkileri ve bazı önemli ihaleleri Fransa şirketlerine vermesi karşılığında Avrupa Birliği’ne tam üyelik başvurusunun kabul edilmesi, AB müzakere sürecinde Fransa’nın desteğini almak düşünülmüştü. Ben bundan şunu anlıyorum, Türkiye Fransa’yı oldukça iyi tahlil ediyor, zaaflarını biliyor, açmazlarını biliyor, sıkıntılarını biliyor. Paris sokaklarına ateş düşüren bizzat Fransa’nın kendisi olacaktır. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen, tecavüz edilen, cayır cayır yakılan Müslümanların ahı tutuşturacak Paris’i. Sömürgelerin kömürleşen kaderi Fransa’nın istikbali olacak gözüküyor…
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap