Önce Ukrayna sonra Türkiye şimdi de Rusya!

Aslında olup bitenler birazda Ukrayna’da yaşananların rövanşı. 17 Aralık’tan bir gün önce 16 Aralık’ta Timetürk’te yayınladığım ‘Ukrayna’da petrol kavgasını Türkiye seyrediyor’ başlıklı yazımda, “Türkiye bu güç savaşını soluksuz izliyor. Çünkü Türkiye toprakları üzerinden AB ve ABD’ye ulaşan petrol boru hattı yani enerji nakil hatları, kısmen Ukrayna’da yaşananlar ile benzeşiyor. Şimdilik askeri hedeflere saldırmayan terör örgütü ile sağlanan kısmi saldırmazlık anlaşması her an tersine işleyen bir sürece dönüşebilir. Türkiye’ye rağmen Suriye sınırlarının dibinde hatta burnunun ucunda yaşanan savaş, her an Türkiye’nin göreceli istikrar ortamını alt üst edebilir. Hatta Gezi olaylarının allanıp pullanıp üniversitelerde tez konusu olması dahi, Ak parti iktidarına karşı aba altından sopa gösterilmesi şeklinde yorumlanabiliyor. Afrika’nın adı bilinmedik ülkelerine gösterilen ilgi ve alâka lütfen Ukrayna’ya da gösterilsin.” demiştim, ne kadar haklıymışım..! Yazımın son cümlesine kafayı takan bazı okuyucular, beni bilgilendirmek için TİKA’nın çalışmalarından örnekler vermişti. Umarım bir nebze olsun yiğidin hakkını yiğide teslim etme erdemini gösterirler.

Ukrayna’daki Avrupa Birliği yanlısı gösteriler ve Türkiye’de 17 Aralık’ta patlak veren darbe girişiminin ardından Rusya’da terör olaylarının yaşanması bazı terör uzmanlarına göre birbirleriyle bağlantılı. Sebebine gelince Türkiye ve Rusya Federasyonu’nun enerji anlaşmalarında birbirlerine destek vermeleri, uluslar arası arenada partner olmaları. Petrol ve doğal gaz rezervi açısından kıt kaynaklara sahip bir ülke olan Türkiye, bu anlaşmalarla enerji naklinde enerji geçiş merkezi konumunda. Bundan dolayı Türkiye Rusya için önemli bir ülke, çünkü Rusya AB’nin başlıca petrol ve doğalgaz sağlayıcısı kalmak istiyor. Ayrıca Türkiye, Avrupa Birliği’ni, pek çok petrol ve doğalgaz yatağının bulunduğu Ortadoğu ve Orta Asya’ya bağlayan bir köprü olarak ta ortaya çıkıyor.

Bu işbirliği Rusya ve Türkiye’yi kader arkadaşı yapıyor. Her iki ülkenin de dış kaynaklı ve küresel operasyona maruz kalmasının nedeni, petrol tröstlerinin, kartellerinin deyim yerindeyse çanına ot tıkamaları. Her iki olayın bir ucunda merkezi hükümetler diğer ucunda dış mihrakların maddi manevi destek verdikleri sözde Müslüman teşekküller var. Türkiye’deki operasyonu üstlenen ve yürüten taşeron yapı ılımlı Müslümanlığı, Rusya’daki taşeron yapı ise radikal ve marjinal İslami hareketi temsil ediyor. Türkiye’deki taşeron örgütün yol açtığı yolsuzluk skandalı borsada dalgalanmalara yol açarken Türk Lirası, Dolar ve Euro karşısında geçtiğimiz günlerde rekor düzeyde düştü. Amerikanın Sesi’ne yazan Dorian Jones, gözlemcilerin değerlendirmelerinden yola çıkarak, hükümetin geleceğinin, yargıyla arasındaki savaş kadar ekonomik duruma da bağlı olduğunu söylüyor. Demek ki taşeron örgütün hangi yöntemleri hangi kurumları tetikçi olarak kullandığını iyi biliyorlar.

Türkiye’deki olayda darbe teşebbüsünden bulunan taşeron örgütün kullandığı yöntem tamamen asimetrik ve yumuşak sert bir yöntem. Bu açıdan bakıldığında demokrasi soslu post modern bir darbe görüntüsü veriyor. Rusya’daki olayda ise tam tersi bir durum söz konusu. Terör unsurları devrede. Demode intihar saldırıları, patlayıcılar ve onlarca ölü var. Her iki ülkeye de haddinizi bilin mesajı veriliyor. Ortodoks Hıristiyanların çoğunlukta olduğu Rusya’da terör saldırısında taşeron örgüt olarak bazı radikal ve selefi örgütlerin kullanılması aynı zamanda terör olaylarının yılbaşına rastlaması sizce de dikkat çekici değil mi? Aklıma gelen ne biliyor musunuz? Acaba diyorum Suudiler Türkiye’nin enerji kaynaklarında batının ambargosunu ve tekelini kıran ataklarından rahatsızlıklarını böyle mi belli ediyor?

Rusya, bir gün arayla düzenlenen bombalı saldırılardan İslamcıları sorumlu tuttuğunu açıkladı. Moskova yönetimi, Volgograd kentinde düzenlenen ve en az 30 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırılardan, Kuzey Kafkasya'da faaliyet gösteren İslamcıları sorumlu tuttuğunu açıkladı. ABD, Rusya'ya olimpiyatlar öncesi güvenlik desteği teklifinde bulundu. Volvograd'da son iki günde düzenlenen saldırılar sonrasında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nden Rusya’ya destek açıklaması geldi. Komite Soçi'deki kış olmipiyat oyunlarının güvenli bir ortamda geçeceğinden emin olduğunu bildirdi. Kuzey Kafkasya'daki Çeçen Doku Umarov liderliğindeki "Kafkas Emirliği" örgütü uzun yıllardır bir İslam Devleti kurulması için mücadele ediyor. Umarov, temmuz ayında, Soçi Kış Olimpiyat Oyunları'nı yaptırmayacaklarını ilan etmişti.

Moskova yönetiminin iddiasına karşılık, henüz saldırıları üstlenen olmadı. Ancak öldürülen İslamcı militanların eşleri ya da akrabaları olmaları nedeniyle “karadullar” adı takılan kadın intihar bombacıları, zaman zaman bu tür saldırılar düzenliyor. Bir milyon nüfuslu Volgogda sık sık şiddet olaylarına sahne olan nüfusun çoğunluğu Müslüman Kuzey Kafkaslar bölgesinin yakınında bulunuyor. Rusya'nın Volgograd kentinde arka arkaya meydana gelen bombalı saldırılar, şubat ayında başlayacak olan Soçi Kış Olimpiyatları'nın güvenliği konusunda akıllarda soru işaretleri oluşmasına neden oldu.

Putin güvenlik sözü verirken, çeşitli Alman gazeteleri bunun siyasi yansımalarını ele alıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, herhangi bir grubu suçlamadı fakat saldırıları ABD, Suriye ve diğer ülkelerde militanların düzenlediği eylemlere benzetti. Bombalı intihar saldırılarının hangi terör örgüt tarafından düzenlendiği belli olmadığı halde BBC ısrarla Müslümanları hedef gösteriyor. BBC Moskova muhabiri Daniel Sandford, iki saldırıyı gerçekleştirenlerin de Dağıstan ve Çeçenistan'da Rus yönetimine karşı savaşan İslamcı gruplarla bağlantısı olduğuna inanıldığını söylüyor. Böyledir bunların işleri tavşana kaç tazıya tut derler..!

[email protected]