Okmeydanı Cemevi’nde Berkin Elvan’nın cansız bedeninden yüzlercesini kolonlamak için Drakula’nın görse yüzlerine tüküreceği felaket tellalları iş başı yapacak. Kimse yeni Berkinler ölmesin demeyecek! Faşist Polis hakaretleri eşliğinde ‘devrim şehitleri ölümsüzdür’ sloganları atılacak. Kırılmadık cam, indirilmedik çerçeve kalmayacak. Kaldırım taşları sökülecek, banka atm’leri tahrip edilecek, belki hiçbir şeyden habersiz yurttaşların arabaları ateşe verilecek. Zaten dün gece boyunca yaşananlar bunu yeterince özetliyor.
Öfkeli genç insanları anlamak lazım, dinlemek lazım. Güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı konusunda tehlike eşiğine kadar daha sabırlı olmaları gerekir. Sıkılan her mermi, atılan her gaz bombası, indirilen her cop, katma değeriyle geri dönüyor. Sokaklara boşalan bu kin ve nefret söylemini besleyenler neden teşhir edilmiyor? Neden ölenler hep Alevi? Neden cemevlerine ateş düşüyor? Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım’ın ölümleri neden sorgulanmıyor? Binlerce insanın içinden ölüm, neden gelip hep Alevileri buluyor?
Ukrayna Maidanda konuşlanan keskin nişancılar gibi, Türkiye’nin sokaklarında, meydanlarında konuşlanan yabancı sniperlar mı var? Bu adrese teslim kurşunları, kim servis ediyor? Hangi polise hangi hain emir veriyor Aleviye vur diye? Acaba Alevi kesimi tahrik etmek, alanlara dökmek için hayatının baharını yaşayan daha kaç çocuğun daha kaç delikanlının canına kıyılacak? Eyy kanaat önderleri, eyyyyyyyy Kültür Bakanlığının kontenjanından umreye giden Dedeler Babalar; sizin söylenecek sözünüz, edilecek niyazınız, tutulacak nefesiniz yok mu? Yol düşkünlerine hani çağrınız? Dem bu demse bu dem hangi dem?
Ey Pensilvanyadaki Hocaefendi; gazetelerinizde, televizyon kanalarınızda Berkin Elvan için taziye mesajı yayınlarken hiç mi burnunuzun direği sızlamadı. Devlete çıkardığınız faturada sizin payınıza düşen nedir? Neden mi Sayın Hocaefendi? Çünkü siz; Berkin Elvan’ın yaralanıp öldüğü Gezi olaylarına katılanlar için, ‘…çapulcu tabiri de kullanmayın. Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır' demiştiniz. Kahramanlarınız, nesli ceditleriniz meydanlarda kol geziyor, sokak başlarında nöbet tutuyor. Barikat kuruyor, molotof kokteyli imal ediyor.
Nekrofili; necro ölü demektir. nekrofili de ölü sevici. Latince ölüm sevgisi demek. Sapkınlık belirtisi olması dışında, duygusal anlamlarla da bağdaştırılmıştır. Mümtazer Türköne’ye göre, ölüsevicilik, sadece bir ruhsal rahatsızlık değil, bir siyasal patoloji türüdür. Genel kullanımının aksine cinsel anlamda olmak zorunda değildir. Bu tip insanlar ölü ve cansız nesneleri severler. Sokak eylemlerine bakıldığında ölü sevici odakların köşe başlarını tuttukları görülüyor. Ne de çok ölü sevici var? Ne de çok ölü sever olduk?
Ölü sevici ideolojiler ölüleri çoğaltmayı, ölüleri biriktirmeyi seviyorlar önce öldürüp sonra sokak içtimalarında yoklama yapıyorlar hep bir ağızdan ölmedi aramızda yaşıyor diye bağırdıklarında adeta tinsel bir arınma töreni gerçekleştirmiş oluyorlar. Türk kavimlerinden olan İtil (Volga) Bulgarları, 11. yüzyılda zekâsı ve bilgisiyle dikkat çeken bir insan çıkınca, “Bu adam tanrıya hizmet etmeye daha lâyık” deyip, boynuna bir ip geçirip ağaca asıyor ve çürüyene kadar ağacın üstünde bırakıyorlar. Bizde tam tersi, zekâsı ve bilgisi ölçülmeden de aynı işlem ölü seviciler tarafından ayin havasında gerçekleştirilebiliyor. Yahu bunlar kedi kesenlerden daha tehlikeli!
Gezi olayları sonrasında Türkiye'de son bir ayda yaşananları değerlendiren Fethullah Gülen, dikkat çekici çağrısında gezi eylemlerine katılan, ortalığı yakıp yıkan, kamu mallarına tahrip eden vandalları, çapulcu diye nitelendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak, ‘Onlara çapulcu demeyin’ açıklamasında bulunmuştu. Onun bu sözleri 24.06.2013 tarihli gazetelerde adeta bomba etkisi yapmış, eski gazetecilik tabiriyle sekiz sütuna manşet haberler yapılmıştı.
Gezi eylemleri sırasında Başbakan Erdoğan'ın 'Bir avuç çapulcu' sözlerine işaret eden Gülen, 'Hani sizin belki de çapulcu diyeceğiniz birkaç tane. O tabiri de kullanmayın. Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır' diye konuşmuştu.
Şimdi ülkeyi bir anda yangın yerine çeviren olayların akabinde, Sayın Fethullah Gülen’e sormak lazım; ABD’de oturduğunuz yerde “Allah onların belasını versin, evlerine ateş düşürsün” şeklinde yaptığınız beddua veya mulaane ya da mübahele’ye bakıp ateş bu vatana düştü, ateş bu vatanın çocuklarının yüreğine düştü, annelerin gönlüne düştü diyebiliyor musunuz? Meşhur ağlamaklı halinizle burnunuzu çekerek, Berkin Elvan’ın ölmesinde zerre miskal dahi, dahlinizin olabileceği ihtimalinden dolayı, Âlemlerin Rabbinden af dilemeyi murat ediyor musunuz?
Bununla yetinmeyip vatan millet düşmanı ölü sevicilerin ekmeğine yağ süren müntesiplerinizin kulağını çekmeyi düşünüyor musunuz? Financial Times’te kaleme aldığınız, "Demokrasisini kurtarmak için Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var" başlıklı makalenize bakıldığında, “…Türk toplumunun her kesiminin hükümette temsil edilmesi gerektiğini ancak Türk devletinin uzun süre vatandaşları ve memurlarına görüşleri nedeniyle ayrımcılık yaptığını…” ifade ediyorsunuz. 'Ruhani inzivadayım, öyle de kalacağım' dediğinize bakılırsa, değişen bir şey olmayacak!
Başın sağ olsun Türkiye!
Twitter:@oc320c39
[email protected]
Yorum Yap