IŞİD’i taktım koluma çıktım Bağdat yoluna…
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-13 15:45:44
Bu iddiaya dört elle sarılanlar bugünkü gazete manşetlerini okumamış anlaşılan. IŞİD saflarında üç binden fazla Türk’ün savaştığı bilgisi veriliyor. Çoğunluğu güney bölgemizden ve Kürt vatandaşlarımızdan. Ben günler öncesinden IŞİD’e Türkiye’den bir siyasi parti tabanından katılımların olduğunu söylediğimde hem tekfir hem de tekdir edildim. Tehditleri yazmıyorum bile. Yurt dışında yaşayan Türkiyelilerin de bu örgüte muhabbeti biliniyor. Katılanların haddi hesabı yok. Hatta Azerbaycan’dan IŞİD’e katılanların olduğunu yazdığımda da benzer tepkiler almıştım. Ancak o yazımda tepkiye konu olan, paralel yapının Azerbaycan’dan bu tür insan kaynaklı sevkiyat yapmasınaydı.
Rusya’nın Sesi’ne bakılırsa, IŞİD’i Irak’a karşı ABD ile Suriye’nin izlediği politikalar kışkırtmış. Economist dergisinin yeni sayısının başyazısında El Kaide içinde çok aşırı olan IŞİD’in birden çok ebeveyni olduğu, Suriye’deki savaşın başlangıcında Türkiye’nin, yabancı savaşçıların sınırlarından serbestçe geçişine izin verdiğini vurguluyor. Yani demeye getiriyor ki bu işin arkasında Türkiye var. Guardian’ın yazarlarından ve İngiltere’deki Irak’ta Savaşa Hayır Koalisyonu üyelerinden Owen Jones ise yüz binlerce ölüme yol açan “felaket” diye nitelendirdiği askeri müdahalenin tekrarlanmaması gerektiğini savunarak, IŞİD’in Suriyeli isyancılara Batının ve Orta Doğu’daki Batı müttefiki diktatörlüklerin desteğiyle büyüdüğüne işaret ediyor.
Owen Jones’de bu yorumuyla, Batı ülkelerini, Suudi Arabistan ve diğer Körfez Ülkelerini ima ediyor. İma aslında yersiz değil. IŞİD’i silahlandıran ülkenin Almanlar olduğu anlaşılıyor. Almanya'nın silah ihracatı geçmiş yıllara oranla artmış. Araştırma raporlarında Almanya’nın, geçen yıl savunma ürünleri ihracatında neredeyse rekor kırdığı bilgisi yer alıyor. Alman silah, zırhlı tank ve diğer savunma ürünleri ağırlıklı olarak Suudi-Arabistan, Katar, Cezayir gibi insan hakları ihlalleri nedeniyle eleştiri çeken ülkelere satılmış. Suudi Arabistan ve Katar’ın bu silah ve mühimmatı IŞİD’e ulaştırdığı kabak gibi ortada.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) şimdi iki ayrı cephede savaşıyor. Örgüt Irak'ın kuzeyinde ve batısında kazanımlar elde ederken, aynı anda Suriye'de Baas rejimi karşıtı diğer örgütlerin elinde bulunan alanlardan çok daha büyük bir parçayı da egemenlik alanına katmaya çalışıyor. Son gelişmelere bakıldığında görülen o ki, Mormon sakallı IŞİD Türkiye’ye komşu oldu. Musul’u ele geçiren IŞİD, Bağdat'a doğru ilerliyor. Birçok uzmana göre Sünniler, Kürtler ve Şiiler arasındaki kriz önümüzdeki günlerde önlenemez şekilde tırmanacak.
Irak Müslüman Âlimler Heyeti: "Irak ordu birliklerinin Musul'dan çekilmesi Maliki'nin bölgedeki politikasının iflas ettiğini gösteriyor." açıklamasında bulundu. Gözlemciler IŞİD silahlı güçlerinin Nuri El-Maliki hükümetine cephe alan aşiret ve eski Baas mensuplarıyla yaptığı ittifak sonucunda, Sünni Arap kuşağındaki ilerleyişini hızlandırdığını belirtiyor. Asıl hedef petrol bölgeleri. Irak-Şam İslam Devleti silahlı unsurlarının Kuzey Irak’ın petrol bölgelerini kontrol altına aldığı belirtiliyor. Örgüt Irak’ın kuzey bölgelerinde ilerlerken, büyük bir petrol rafinerini ele geçirdi. Iraklı güvenlik güçleri, IŞİD milislerinin askeri araçlarla Irak’ın en büyük petrol rafinerinin bulunduğu Bici kentine doğru hareket ettiklerini söylüyorlar.
Kürt Peşmergeler fırsattan istifade, Irak askerlerinin kaçması üzerine, Kerkük'te kontrolü ele geçirdi. Kuzey Irak Kürtlerinde önceden beri “Kerkük Kürtlerin Kudüsü'dür” anlayışı var. Barzani yönetimi ve KDP’nin kavgalı olduğu PKK/PYD dahi Kerkük için Kuzey Irak Kürtlerine yardıma hazır olduklarını deklare edebiliyor. YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, Hemo, “Kerkük Kürlerin Kudüs’üdür. Biz YPG olarak her koşul altında kardeşlerimizle birlikte Kerkük’ü savunmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz” diyor. Hemo, Kürtler için tarihi bir fırsat doğduğunu belirterek, “Zafer biz Kürtler ile Kürdistani halkların olacak. Çünkü haklı olan biziz” diye konuşuyor.
IŞİD önünde tutunamayan Bağdat rejimi Peşmergeleri acil yardıma çağırıyor. Çünkü Irak'ın kuzeyindeki Kürt Bölgesel Yönetimi'nin milisleri, muhtemelen IŞİD'e karşı hızlı ve etkin direniş sergileyebilecek tek güç. Merkezi Bağdat hükümeti için Kürtlerden sonraki yardım isteyebilecekleri bir diğer güç odağı, Şiilerin yönetimindeki İran. Iraklı Şiiler de diken üstünde. Saddam döneminde gördükleri işkencelerin, katliamların hesabını, Baasçı Araplardan Amerika’nın da desteğini arkalayarak sormak istediler. Binlerce Sünni Arap bu hesaplaşma sürecinde faili meçhul olmayan cinayetlerle ortadan kaldırıldı. Mazlumlar zalim oldu, zalimler mazlum. Şimdi süreç yeniden tersine dönüyor.
ABD Başkanı Barack Obama, Irak’taki durum konusunda kısa vadede yapılması gereken askeri işler olduğunu söylüyor. Aklı sıra ABD’nin askeri müdahalede bulunabileceği sinyali verdi. Türkiye’de bir atasözü var malum şahsa hatırlatmak lazım; “geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye…” ABD başkanlık seçimleri için 2016'da Demokrat Parti’den aday adayı olacağına kesin gözüyle bakılan ABD Dışişleri eski bakanı Hillary Clinton ise ''işler ayna çal çal oyna” havasında; Irak-Şam İslami Devleti'nin (IŞİD) sınırları değiştirebileceğine ihtimal vermediği görüşünde.
Demem o ki; IŞİD konusunda biz batılılardan, batılılar bizden şüpheleniyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Çok bilinmeyenli denklemde her gücün bir rakam değeri var. Madem potansiyel şüpheliler arasında biz de varız o halde “IŞİD’i taktım koluma çıktım Bağdat yoluna…” şarkısını terennüm edebiliriz. Irak’ta Türkiye’den başka temiz kalabilmiş hangi ülke var Allah aşkına? Halepçe kimin eseri, El Gureba’yı kim kurdu? Türkiye küresel kraliyetçilerin oyuncağı olmadı, eli mazlumların kanından kirlenmedi. Son sözü Murat Kekilli söylesin;
“Bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz /Sen beni tutamazsın yıldızlar tutamaz/Bir uçurum gibi düşerim gözlerinden/Gözlerin beni tutamaz/
Düşlerinde büyürüm, büyürüm
Kabusun olur ölürüm…”
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap