IŞİD Ankara Antlaşmasını rafa kaldırdı!
13 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-12 12:48:44
Bu filli durum şimdilik Irak’ta üç parçalı idari bölge doğuruyor. İran destekli, Bağdat merkezli ve Basra ağırlıklı bir Şii devleti, Türkiye ve sözde Suudi Arabistan destekli, Musul’un da içinde kısmen yer aldığı ve Felluca merkezli Sünni İslam devleti, 2003’ten beri zaten bir devlet gibi örgütlenen Hewler (Erbil)’in merkez olduğu, Kerkük’ün ‘özel statüyle’ sınırlarına dâhil olduğu Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi…
Her şey aslına rücu ediyor. Irak, 1920'de Osmanlıların I. Dünya Savaşı'nda yenilmesiyle birlikte İngilizler, Osmanlı eyaletleri olan Musul, Bağdat ve Basra'yı içine alan Irak devleti, Türkiye’ye karşı kuruldu. Orta Doğu'nun bugünkü haritası, 1. Dünya Savaşı sonrasında, Kahire'de bir araya gelen bir İngiliz bir de Fransız subayın oluşturduğu sınırlardan oluşuyordu. Sycos-Picot hattı denilen sınırlar, o dönemin koşullarında dünyanın önde gelen iki büyük emperyalist gücü olan İngiltere ve Fransa'nın Orta Doğuya bakışını yansıtıyordu. Ta ki IŞİD’in Irak’taki operasyonlarına kadar.
İslamcı Kıyam romantikleri bana kızsalar da tarihi gerçekler değiştirilemez. Şeyh Said isyanıyla boğuşan Türkiye’nin Musul ve Kerkük’e uzanamaması İngiliz projesiydi ve güneş yüzü görmemiş ülkenin uzun bacaklıları bölgeyi istedikleri gibi dizayn fırsatını elde ettiler. İngiltere Irak’ın başına, Osmanlı’ya isyan eden Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal'ı kral olarak getirdi. Faysal'ın Arap ve Şerif olması yani Hz Hasan’ın soyundan gelmesi, Arap aşiretlerinin merkezi otoriteyi kabullenmesini sağladı. Peygamber torunu iddiasındaki Faysal; İngiliz askeri bandosunun "Tanrı Kralı Korusun" marşı eşliğinde 1921 taç giydi.
İstiklal Harbinin ve dâhili isyanların yorgunluğunu atamayan Türkiye’ye dayatılan, 5 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması’na göre; “Musul vilayeti Irak'a ait olacak. Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecek. Irak Musul'dan elde ettiği petrol gelirinin %10'unu 25 yıllık bir süre için Türkiye'ye verecek.” Bu son maddede değişiklik olmuş, Türkiye bu parayı 4 yıl boyunca almış, kalan 21 yıllık hakkından ise 500.000 Sterlin'e İngiltere lehine vazgeçmiştir. Bu vazgeçmenin en mühim sebebi, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’ndan tüm ülkeler gibi etkilenen Türkiye’nin, ekonomisine rahat nefes aldırabilme arzu ve düşüncesi olsa gerek.
Son gelişmeler Ankara Antlaşması’nı rafa kaldırdı. Türkiye'nin Musul ve Kerkük'e müdahale etme hakkı doğdu. Uluslararası Hukuk kurallarına göre bu müdahalenin temelini 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması sağlıyor. Çünkü Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile birlikte toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla terk edilmişti.
Irak’ta otorite boşluğundan kaynaklanan kaos ortamı, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'a girebilmesi için uluslararası hukukta meşru zemini hazırlıyor. Türkiye eğer isterse, Kerkük ve Musul'daki haklarını gündeme getirerek bu iki şehri kontrol altına alabilir. Bizim hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde hayır olabileceğinden hareketle her şeyin en doğrusunu Allah bilir demekten başka şimdilik söz bulamıyorum. Aklıma gelmişken, cehaletimi hoşgörün, Vehhabiler ne zaman Sünni oldu? Bilen varsa lütfen beni bilgilendirsin…
Twitter:@oc320c39
[email protected]
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara
Yorum Yap