Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

İran düşmanlığı bahane Ak Parti’ye vurmak şahane..!

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-07 09:39:23

İran düşmanlığı bahane Ak Parti’ye vurmak şahane..!
Samanyolu TV’nin dizilerini yakından takip etmek, Türkiye’nin gündemine ilişkin oluşturulmak istenen algının anlaşılması açısından faydalı olabiliyor. Samanyolu TV’nin militarist dizisi Şefkat Tepe, senaryo ve kurgusu ile Kurtlar Vadisi’nin pabucunu dama atacak türden. Reyting raporlarına bakılırsa çoktan atmış bile. Şiddet pornosu adına ne istenirse hepsi var. Hatta işkence sahnelerinde Kurtlar Vadisi, Şefkat Tepe’nin yanında zemzemle yıkanmış kadar masum kalabiliyor. Önceki bölümlerinde Zerdüştlük çerçevesinde Kürtlere yönelik dezenformasyon konusu işlenmiş, Kürt kültür tarihi neredeyse Zerdüştlükle eş değer görülmüştü. Barış süreciyle çok şükür o sendrom atlatıldı.

Son zamanlarda Şefkat Tepe’nin kahramanlar timi Sungurlar’ın en büyük düşmanı Persliler. Dizinin senaryosuna göre bölgedeki tüm kaos Perslilerin yüzündendir. En büyük şer odağı bu Perslilerdir. Persli (İranlı) casuslar sınırlarımızda fink atıyor, barış sürecine rağmen silah bırakmayan ayrılıkçı teröristleri kışkırtıyor, Suriye ve Irak’ta kanlı eylemleri organize ediyor, özel yetiştirdikleri kadınlar Türk yetkililerle Muta nikâhı kıyıp, bu ilişkilerini kayda alıp daha sonra şantaja başvuruyor. Sungurlar timinin işi gücü bu Persli casuslar ile mücadele etmek. Şimdi bu sahneleri izleyen seyirci hiç düşünmez mi? Sungurlar timi canını dişine takıp aslanlar gibi Perslerle mücadele ederken hükümet İranla neden işbirliği yapıyor?

Ben de başka bir açıdan bakan kadim bir seyirci olarak soruyorum; acaba bu dizi ile Türk Silahlı Kuvvetlerine bir misyon mu öneriliyor? Türk Silahlı Kuvvetlerinin Perslilerle mücadelede yetersiz kalan hükümete müdahale etmesi mi isteniyor? Tavşan kaç tazı tut diyen kim? Senaryo metinlerini okyanus ötesinden tashih eden, katkıda bulunan var mı? Pentagonlu uzmanların görüşleri alınıyor mu? Sormak lazım!

Bam teline gelince! Cemaatin Persli casuslar iddiası siyasette Ak Parti’ye yönelik bazı tenkitleri ve maalesef doğal olarak itibarsızlaştırmayı içeriyor. Bu algının cemaat müntesiplerinde kök saldığını müşahede edebilirsiniz. Cemaat tabanından konuştuğunuz birileri size, Ak Partili birkaç bakan isminin yanı sıra istihbarat örgütünün başındaki bürokrata kadar geniş yelpazede, kendilerine göre İran casusu kabul ettikleri isimleri sayabilir.

Bu algının cemaatin tabanında nasıl oluştuğunu açıklamak hususunda tek başına Şefkat Tepe örneği biliyorum ki yetersiz kalacak. Cemaatin derinliklerindeki bir suflörün, fısıldadığı malumatların tabanda tartışmasız bir olgu şeklînde kabulü sonucunda bu algının meydana geldiği söylenebilir. Bu algının yönetilmesi ve bunun Ak Parti karşıtı bir siyasi söyleme dönüştürülmesi toplum mühendislerinin işi olsa gerek. 17 Aralık Halk Bank operasyonu tam da bu işe uyuyor.

Bu algı tortusu, aynı zamanda cemaati Ak Parti’den ayrıştırma yöntemidir. Çünkü temel argüman, Ak Parti idarecileri ve atadıkları bürokratların, Şii İran’ın sempatizanı olmasıdır. Türkiyeli Şii sempatizanları yani bir yerde Ak Parti’nin lider kadrosu, Sünni Müslümanların çoğunlukta olduğu Türkiye’nin çıkarlarını değil Osmanlı ve Sünni İslam düşmanı İran’ın çıkarlarını gözetmektedirler. Hedef belli, vurun abalıya!

Bu sürecin uzun zamandır devam ettiği ve ettirildiği düşünülürse, Halk Bank operasyonunda İran bağlantısının deşifre edilmesinde, daha doğru ifadeyle ön plana çıkarılarak, böyle bir algının inşa edilmesi sonucu, cemaat tabanının, operasyonu yürüten yargı-emniyet ekibine minnet duymaması söz konusu olabilir mi? Daha Türkçesi efendim, yolsuzluk operasyonu adı altında yapılan darbenin Ak Parti’ye reva görülmesidir.



Doğal olarak hem dizi filmler hem de paralel yapı içindeki derin suflörün fısıldadığı gibi, “Şii Acemler Türkiye devletine sızmışlar, parayla yani rüşvetle satın aldıkları casusları vasıtasıyla Türkiye’yi İran’ın ulusal çıkarlarına hizmet ettiren noktaya getirmişlerdir” şeklinde kamuoyunda algı oluşturulmuştur. Bu Acem hayranları sadece rüşvetle yetinmemiş, Muta nikâhına dahi tevessül etmişlerdir. Adı geçen televizyon kanalı ve paralel yapının görsel-işitsel her türlü yayınları, potansiyel seyirci ve okuyucu kitlesini beyin yıkama ameliyesine maruz bırakmıştır. Dolayısıyla bu algının bu seyirci ve okuyucu kitlesinin belleğinde yer etmesi söz konusudur. Oy hesabı yapan siyasilerin gözden kaçırmaması gerekir.

Geçen yıl Samanyolu TV’de yayına giren bazı söylentilere göre Hükümetin ricasıyla yayından kaldırılan “Osmanlı’da Derin Devlet” dizisinin de temel konusu, Osmanlı devletine sızan İran (Acem) casuslarının faaliyetlerinin nasıl Osmanlı’ya zarar verdiği ile ilgiliydi. Osmanlı Devletini ciddi biçimde sarsan en önemli isyanlardan biri olan 1730 patrona Halil İsyanı’nı ve bu isyanı tertipleyen ve perde arkasından yöneten Acem Fitnesi’ni (!) konu alan “Osmanlı’da Derin Devlet” dizisi kısa sürede final yapmıştı. Ben reyting alamadığı için yayından kaldırılmış olabileceğini düşünüyorum.

Bugünlerde bu dizinin tekrarı yayınlanıyor. Maksat seyircinin İran düşmanlığını güncellemek ve Ak Parti’nin İrancılığı ile ilgili söylentileri gündemde tutmak olsa gerek. Ak Parti’nin İrancılığı su götürür götürmesine de ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ın böyle bir algının Türkiye halkında oluşmasındaki unutulmaz katkılarından dolayı adı geçen paralel yapıya minnettar olduğu şüphe götürmez. Ne mi demek istiyorum? İran düşmanlığı bahane Ak Parti’ye vurmak şahane..!

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara