Fethullah Gülen Hocaefendi neden Türkiye’ye dönmüyor?

Prof Dr Ömer Lütfi Barkan’ın 1942’de yayımlanmış ‘İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler’ başlıklı makalesi, günümüzde bazı cemaat önderlerinin yurtdışında neden bulunduklarını ya da neden çok arzu etmelerine rağmen memlekete dönmediklerini izah etmesi açısından mühim bir kaynak. 28 Şubat Türkiye’de hem cemaatler için hem de siyasi iradenin dönüşümünde siyasi partilerin yeniden yapılanmalarında bir milat. 28 Şubat sendromu 3 Kasım 2002’de Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti, Doğru Yol Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisini sandıkta tasfiye etti. Bu süreç bazı sözde dini cemaat yapılanmalarının kirli çamaşırlarını ortaya döktü dökmesine ama zaten bunların da kullan at talimatıyla süreç tarafından kurulmuş oldukları sonradan anlaşıldı.

Hocaefendinin dönmesi için kampanya yürütenler birkaç grupta toplanıyor. Birinci grup olup bitenden habersiz safiyane bir şekilde yaşlı başlı bir kanaat önderinin memleket hasretiyle gurbet ellerde ölüp gitmesine gönlü elvermeyenlerden oluşuyor. Bu grupta yer alanlar Hoca Efendi’nin Amerika’ya yerleşmesinin künhüne eremedikleri için dönmesini istiyor. Cemaatinden bir grup insanda Hocaefendinin dönmesi için propaganda yapıyor lakin bunların amacı da üzüm yemek değil bağcıyı dönmek kabilinden. Bu grup Hocaefendi memleketine dönemiyor, gurbet elde vefat edecek, onun gibi yaşlı ve muhterem bir insana bu reva mıdır? O nedenle yasal düzenlemeler yapılsın gerekçesini ileri sürüyor. Ayrıca Müslüman milliyetçi bir din adamının Amerika’da işi ne, hizmetse memleketinde yapsın diyenler de var. Yine sözde derin devletin içinden bir kesimin Hocaefendinin dönmesini dört gözle beklediği, gelir gelmez önceden hazırlanan dosyalarla onu mahkûm ettirmeyi planladıkları biliniyor. Velhasıl at izi it izine karışmış çık işin işinden çıkabilirsen.

Ben diyorum ki Ak Parti ile cemaat arasında dershanelerin kapatılması ile ayyuka çıkan bu kriz olmasa dahi Hocaefendi Türkiye’ye dönmez, dönemez. Hocaefendi ile birlikte yurtdışına çıkmak zorunda kalan/bırakılan bazı isimlere bakınız onlar dönebiliyor mu? 1965 yılından itibaren bugüne kadar, tasavvuf bakış açısıyla, İslam'ı bilimsel gerçeklerle açıklamaya çalışan otuza yakın kitap yazan Ahmed Hulusi, 28 Şubat öncesi şartlar dolayısıyla, eşi Cemile ile önce Londra'da bir yıl yaşamış daha sonra da Amerika'ya yerleşmiş ve hâlen orada yaşamını sürdürmekte. Dönüyor mu, dönebiliyor mu?



Bir diğer sürgün Prof Dr Esad Çoşan’ın ancak cenazesi dönebildi. 1977'de Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Cemaati lideri Mehmed Zahid Kotku'nun emiriyle hadis sohbetlerine başlayan, 13 Kasım 1980'de Mehmed Zahid Kotku'nun ölümüyle cemaatin lideri olan, 1987'de kendi isteğiyle emekliye ayrılan Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, konferans, sohbet, yayın ve çeşitli kurumsal faaliyetlerle yoğun bir şekilde eğitim çalışmalarını sürdürdü. 28 Şubat sürecinde Avustralya'ya giden Coşan, 1997'den itibaren ABD ve Avrupa ülkelerinde bulundu. İskenderpaşa cemaatinin şeyhi Mahmud Esad Coşan, Avustralya'da geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. 4 Şubat 2001 gecesi Türkiye saati ile 04.00'te Sidney yakınlarındaki Dubbo şehrinde meydana gelen kazada, Coşan'ın damadı Ali Yücel Uyarel de vefat etti.

Kimse boşuna beklemesin Hocaefendi Türkiye’ye dönmez. Bulunduğu coğrafyada Türklerin örgütlenmesine, milli ve dini kimliklerini unutmamalarına vesile oluyor. İslami tebliğ ve hizmet hareketinin Amerika kıtasında neşvünema bulmasına katkıda bulunuyor. ABD’de merkezli Türkiye endeksli bir hizmetin ses getireceğini biliyor. Bana kalırsa onu orada istihdam eden ilahi irade olduğu gibi, Türkiye’nin uluslararası menfaatleri düşünen derin devlet derin millettir. Dönmezler dönemezler, çünkü onların vazifeleri ölünce dahi bitmez.

[email protected]