Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Fenerbahçe Cumhuriyeti darbeye karşı yürüdü…

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-17 10:21:36

Fenerbahçe Cumhuriyeti darbeye karşı yürüdü…
İspanyol diktatör General Francisco Franco’ya şöyle bir soru sormuşlar:

“Yahu ülkenin yapısı bozuk!.. Ekonomi kötü, halk perişan!.. Herkes adaletsizlikten yakınıyor... Ama, hiç isyan yok!.. Bunu nasıl sağlıyorsun?” İspanyol diktatör şu cevabı vermiş: “Bunu 3 F ile sağlıyorum... Yani Franko, Futbol ve Fiesta ile... Onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum!” Diktatör Franko’nun “yüz binlik beşik” olarak nitelendirdiği yerler, “stadyum”lardı. Franco, “baskıcı rejim”inden bunalan halkını, “futbolla oyalıyor”du. Franco için futbol; “kitleleri oyalayan, toplumu siyasi konularda tepkisizliğe iten, ülke gündemini saptıran bir afyon”du!..

Ancak günümüzde futbol, direnişin, başkaldırmanın, yabancılaşmaya karşı durmanın, adalet isteyen yüz binlerce Fenerbahçeli taraftarın hak arayış yöntemi de olabiliyor. Siyaset ve sporun bu kadar iç içe olduğu bir başka ülke var mı bilemiyorum? Bizans tarihinde mavilerle yeşillerin İstanbul’daki ölesiye rekabetleri, genellikle Bizans tahtına oturan hanedanların değişmesiyle sonuçlanır, tahtından indirilen imparatorun gözlerine mil çekilir, bir manastıra kapatılır, mal varlığı yeni gelen hanedanın terekesine kaydedilirdi.

Günümüzde futbol, sadece bir spor olmanın ötesinde. Karşımızda endüstriyel bir sektör var. Bu sektörün finans sistemi var, bankaları var. Kulüplerin bütçeleri ülkelerin bütçelerine taş çıkarabilecek boyutta kimi zaman. Kulüplerin hisse senetleri borsada dolaşıyor. Televizyon programları gazeteler, futbol kulüplerinin transfer haberlerine endeksli. Para trafiği dikkat çekici. Kimi zaman kara para aklamanın en güzel şekli. Taraftar denilen holiganları yani muhafızları mevcut. Beş kuruş vermeden bu muhafızlar sayesinde bir şehri yakıp yıkıp harabeye çevirebilir.

Futbol ülkemizde siyasetten ayrı bir kulvarda değil, tam tersine politikanın içinde. Parti genel başkanlarının kulüp tercihleri, iktidara giden yolu ya kapatabiliyor ya da tam anlamıyla açabiliyor. Futbol kulüplerinin başkanları bir siyasi parti genel başkanı kadar kitleler üzerinde nüfuz sahibi. Alın size Aziz Yıldırım, Başbakan Erdoğan hariç hangi politikacının onun kadar karizması var? Bir işaretiyle yüz binleri sokağa dökebiliyor. Katıldığı televizyon programları reyting rekorları kırıyor. Mağduriyetin karizması da eklenince efsanevi bir kulüp başkanının tarihe meydan okuduğunu görürsünüz. Beşiktaşlı olmama rağmen Aziz Yıldırım’a bu başarılı imajından dolayı şapkamı çıkarıyorum.

Fenerbahçeli Avukatlar Derneği tarafından düzenlenen “Türkiye İçin Adalet, Fenerbahçe İçin Adalet” yürüyüşünü sıradan bir gösteri olarak ele almak en büyük yanılgı olur. Fenerbahçe Kulübünün resmi sitesinde bu yürüyüş, ‘Taraftarımız, UEFA Disiplin Kurulu’nun verdiği kararı protesto etmek, Başkanımız ve Kulübümüze olan desteklerini ortaya koyma adına, şimdiye kadar düzenlemiş oldukları destek yürüyüşlerinden bir tanesini daha gerçekleştirdi.’ formatında verildi.

Yürüyüşün sadece Fenerbahçe için değil Türkiye için bir adalet talebini de kapsaması, sporun yeri geldiğinden toplumsallaşarak siyasal beklentilere yönelik mesajlar verebileceğini göstermesi açısından tarihi olduğu kadar sosyolojik bir olgu olarak ta karşımıza çıkıyor. Yürüyüş sırasında Fenerbahçe ve Türkiye bayraklarının yan yana taşınması, salt Fenerbahçe taraftarına değil diğer kulüplerin de taraftarlarına yönelik bir mesaj şeklinde algılanması gerekiyor.

Aziz Yıldırımsız bir Fenerbahçe için kollarını sıvayan kumpasçıların evdeki hesabı çarşıya uymadı. Başbakan Erdoğan’ın zamanında müdahalesiyle Fenerbahçe Cumhuriyeti’ne yönelik darbe girişimi Aziz Yıldırım’ın dik duruşu ile savuşturuldu. Tarafsız Bölge’de Ahmet Hakan’ın konuğu olan Aziz Yıldırım yaptığı açıklamalarla, paralel yapının kumpaslarına dikkatleri çekmiş, hükümetin bu konuda oyuna getirildiğini ancak Başbakan Erdoğan’ın sağduyusu sayesinde daha büyük yanlışlardan dönüldüğünü söylemişti.

Karadenizli olmasına karşın koyu Fenerbahçeli Başbakan Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde yeni yol arkadaşının Fenerbahçe Cumhuriyeti başkanı Aziz Yıldırım olduğu anlaşılıyor. Bu bir anlamda Fenerbahçe Kulübünün yaşadığı hukuki ve ekonomik sorunların çözümü anlamına da gelebiliyor. Sporun daha özelde futbolun nasıl siyasallaşabileceği açısından çok mühim bir süreç yaşanıyor.

Uzun zamandır Ak Parti iktidarında mağduriyetlere yol açan paralel yapının deşifre ve günah keçisi ilan edilmesinden sonra, bir futbol takımı üzerinden büyük bir kitlenin nasıl manipüle edilebileceğini, değiştirilebileceğini ve dönüştürülebileceğinin toplum mühendisliğine tanık oluyoruz. Uzun lafın kısası, Ak Parti paralel yapı adını verdiği marjinalleşmeye ittiği dini grubun yerine kendisine yeni bir siyasi müttefik edinmiştir.

Bu müttefik zannedildiği gibi, dini bir cemaat değil, kanlı canlı bir futbol takımının kabına sığmayan coşkulu taraftar kitlesidir. Kulüp ve başkan mağduriyetinin giderilmesine yönelik gayretler nedeniyle bu tarihi fırsatın kapısı aralanmış olmalı. Yeniden yargılanmanın gündeme gelmesi, kumpasçıların eteğini tutuşturduğu gibi, gerçek yüzlerini de ortaya koymuştur. Ne derler takke düştü kel göründü! Paralelcilerin Ak Parti’ye verdirebileceği oy kaybının telafisi, Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin taraftarları sayesinde fazlasıyla karşılanabilecek.

Beşiktaşlı Çarşı neye karşı olursa olsun, Fenerbahçe Cumhuriyetinin bileğini bükemeyeceğinden, istediği kadar Gezi olaylarındaki performansının reklâmından prim yapmaya çalışırsa çalışsın, Ak Parti muhaliflerinin ekmeğine yağ süremeyecek. Arnavut Hakan Şükürlü Galatasaray imajı, zaten pütür pütür bir şey. Pensilvanya sakini ve takipçilerinin de Galatasaray muhabbeti biliniyor. Trabzonspor Karadeniz fırtınası oldu Türkiye kasırgası olamadı. Önümüzdeki günlerin siyasi galibini Fenerbahçe Cumhuriyeti belirleyecek! O galip şimdiden belli…

Twitter:@oc320c39

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara