Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Diasporanın ekmeğini yiyen kılıcını da kuşanır

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-29 11:45:21

Diasporanın ekmeğini yiyen kılıcını da kuşanır
Diaspora denilince nedense ilk hatırımıza gelen Ermenistan dışında Avrupa ve Amerika’da yaşayan Ermeniler gelir. Sebep? Çünkü gerek Türkiye gerekse Ermenistan’da yaşayan Ermenilerden, bu Avrupa ülkeleri ve Amerika’da yaşayan Ermenilerin, Türkiye düşmanlığında sınır tanımamaları. O nedenle olsa gerek, Diaspora denilince belki ondan tüylerimiz diken diken oluyor.

Şam şeytanı gibi akla hayale gelmedik yaptırımlarla Türkiye’nin karşısına dikilen diaspora, her yıl soykırım iddiaları ile Türkiye’nin başını ağrıtmaktan zevkten dört köşe. Diasporanın bu zafiyetinden yararlanmak isteyen Türkiye düşmanları da fırsat bu firsat deyip, Türkiye’nin elini kolunu bağlamak sevdasına kapılıverir. Türkiye’de bu kumpastan kurtulmak için denize düşen yılana sarılır hesabı, olmadık mahfillerin kapısını çalar. Şimdiye kadar böyleydi.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 1915 Ermeni olaylarının yıldönümü öncesinde bir mesaj yayımladı. Dünya kamuoyunda beklenmedik bu çıkış, ezber bozan bir eylem planın parçasıydı. İçeriğinde “20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz" ifadeleri yer aldı. Ermenistan’da bu mesaj beklenmiyordu. Çünkü Ermenistan, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin öldürülmesinin soykırım olarak tanınmasını talep ediyor.

Ermeni tarihçilerine göre 1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda düzenlenen Doğu Anadolu’dan kitlesel Ermeni sürgünü sırasında bir buçuk milyon Ermeni ya katledilmiş ya da açlıktan ölmüş. Türk tarafı ise Ermenilerin ülkeyi bu dönemde saran iç çatışmanın kurbanı oldukları ve 1915 olaylarında yaklaşık 300 bin Ermeni’nin öldüğünü iddia ediyor. Bununla beraber Ankara bu olayların soykırım olarak değerlendirilmesine kesinlikle karşı çıkıyor.

Başbakan Erdoğan’ın mesajını yayınlamasının ardından 1915 olaylarıyla ilgili bir açıklama yapan Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, ‘Ermeni Soykırımı, Türkiye’nin inkar politikası kadar canlı. Bir suçun inkârının, bu suçun devamı olduğuna inanıyoruz. Bu tür suçların gelecekte tekrarlanmasının önüne geçmek ancak bunu tanımak ve kınamakla mümkündür’ dedi. Bununla beraber Ermenistan Devlet Başkanı ‘biz Türk toplumunu düşman olarak görmüyoruz’ ifadesinde bulundu.

Bu düşman görmemenin önemli sebepleri var. Gerçekten, Türkiye’de Ermeni sorununa yaklaşım önemli ölçüde değişiyor. 2014 yılı başında Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2009 yılının Ekim ayında imzalanmış ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini ve sınırların açılmasını öngören Zürih Protokollerinin onay sürecinin yeniden başlatılması imkânından söz etmişti. Hatırlanacağı üzere, Türk Meclisinin Zürih Protokollerini onay süreci, Ankara ile Erivan arasındaki ilişkilerin normalleşmesini Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorunuyla irtibatlandıran Azerbaycan’ın baskısıyla dondurulmuştu.

Ezber bozma sırası şimdi de Ermenistan’da. Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan, 1915 olaylarının 100. yılı anma törenleri için Türkiye Cumhurbaşkanı'nı Ermenistan'a davet etti. Sarkisyan, daveti "soykırımın çarpıcı kanıtıyla yüzleşmek için" diye açıkladı. Davet için bence iyi bir kılıf ama incitici. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Ankara'nın daha önce görülmemiş yeni adımlar attığını ancak bu adımların Türkiye'nin yüzyıllık inkâr politikasını yansıttığını belirtti.

Sarkisyan, bu yıl seçilecek Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanını gelecek yılki 'Ermeni soykırımı'nın 100. yılını anma etkinliklerine davet etti. Muhtemelen taziye mesajı yayımlayan Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçileceğini öngören Sarkisyan şimdiden geleceğe yatırım yapıyor. Sarkisyan’ın, "Türkiye Cumhurbaşkanını 25 Nisan 2015'te ‘Ermeni soykırımı'nın çarpıcı kanıtlarıyla yüzleşmesi için resmen Ermenistan'a davet ediyorum" sözleri Ermenilerin yumuşama çabası olarak nitelenebilir.

Ancak Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni ordusu ile Azerbaycan ordusu arasında son zamanlarda yoğunlaşan sınır saldırıları, Kafkasları her an patlamaya hazır bomba yapıyor. Dağlık Karabağ sorunu ile başlayan savaş sonucu 1993 yılında Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes imzalanmıştı. Ermenistan'ın, Birleşmiş Milletler’in (BM) işgal altındaki yerlerin boşaltılmasına ilişkin çeşitli zamanlarda 4 farklı kararına rağmen Azerbaycan topraklarının terk etmemesi, cephe hattında sürekli gerginliğe sebep oluyor. Ermeniler son saldırılarında İki Azerbaycanlı subayı öldürdü. Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, cephe hattının Fuzuli bölgesinde Ermeni keşif birliği askerlerinin Azerbaycan mevzisine saldırdığı, saldırı sonucu çıkan çatışmada Azerbaycan ordusundan Yüzbaşı Fikret Memmedov'un (32) hayatını kaybettiği bildirildi.

Şimdi bu mevzi saldırılardan yola çıkıp küresel yorumlar yapmak şık olmayabilir. Ancak Türkiye ile Rusya arasında son zamanların en sorunsuz ilişkiler döneminin yaşandığı bu günlerde sınır ihlallerinin, büyük çatışmalara yol açma potansiyeli her an mevcuttur. Bu tür bir çatışma Türkiye ile Rusya’nın yakınlaşmasından rahatsız olan Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika’nın ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz. O nedenle Ermenistan’ın diasporanın etkisiyle adı geçen güç odaklarının çıkarları doğrultusunda sınır ihlallerine başvurarak Azerbaycan’ı kışkırtmaya çalıştığı söylenebilir.

Twitter:@oc320c39

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara