Cermenler Türkiye ilişkilerini gerdikçe geriyor!

Hint-Avrupa dil ailesi ne özgü arien/aryan yani üstün ırkçılık hemen her Avrupalı ulusta farklı dozajlarda mevcut. Lakin bu dozajın Almanlarda biraz daha fazla olduğu görülüyor. II. Dünya savaşında sözde Yahudileri hedef alan Nazi soykırımının asıl kurbanlarının Hazar Türkleri olduğu anlaşıldığında iş işten geçmişti. Hitleri ve partisini iktidara taşıyan, işgalci Alman ordusunu silahlandıran Krupp ailesine Yahudi kökenli olmasına rağmen, Hitler iktidarında herhangi bir işlem yapılmadı. Krupp, Essen bölgesinde yerleşik 400 yıllık geçmişe sahip Alman aile. Aile, sanayici geçmişi, çelik, silah ve mühimmat üretimiyle ünlü. Aile şirketi olan Friedrich Krupp AG Hoesch-Krupp 20.yüzyılın önde gelen şirketlerinden olmuştu. 1999 yılında Thyssen AG ile birleşerek ThyssenKrupp AG adını aldı.

Hitler istediği kadar ‘Kavgam kitabında’ Yahudilere versin veriştirsin, en büyük destekçisi Yahudiler olmuştu. Toplama kamplarında en büyük kaybı Musevi Hazar Türklerinin verdiği bugün bilinen bir gerçek. Arthur Koestler’in 13. Kabile kitabı konuyla ilgili ipuçları veriyor. Günümüze gelindiğinde yabancı düşmanlığı adı altında özellikle Türkiye vatandaşlarına yönelik cinayet ve ev kundaklamalar yaygınlaşmış durumda. Bugün Almanya özellikle Türkler ve diğer göçmenler için adeta krematoryuma dönüşmüş. Alman hükümetinin verilerine göre 2013 yılında yabancıları hedef alan en az 11 bin 761 aşırı sağcı motifli suç işlenirken şiddet kullanma oranı yüzde 15 artarak 574'e ulaştı.

Almanlar Ak Parti iktidarını oldum olası sevmediler. Deniz Feneri davası ile itibarsızlaştırmaya çalıştılar. En büyük korkuları ülkedeki Türkiyeli göçmen işçilerin mevduatlarını Türkiye’ye taşımalarıydı. Sözde kâr payı dağıtan İslamcı holdingler, yanlış icraatları ile Alman devletinin ekmeğine yağ sürdü. Acaba diyorum Alman Gizli Servisi bu holdinglerin yönetimine sızdı da operasyonel yanlışlar mı yani yolsuzluklar mı yaptırdı?

Şimdi de kalkmışlar Türkiye’nin başına çorap örmeye çalışıyorlar. Neymiş efendim, 10 Ocak 2013 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te PKK kurucularından Sakine Cansız ve örgütün Avrupa’daki önemli isimlerinden Fidan Doğan ile Leyla Şaylemez’in öldürülmeleri olayı ile ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) suikastla bağlantısı varmış! Kim mi diyor tabi ki Almanlar…

Der Spiegel dergisinde yer alan kapsamlı haberde suikastın tetikçisi ve katil zanlısı olarak tutuklu olan Ömer Güney’in doğrudan MİT’ten aldığı emir sonucunda suikastı düzenlediğini iddiası gündeme taşınıyor. Almanya'da yayımlanan Dergi, Alman güvenlik birimlerinin, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Paris'te üç PKK'lı kadının öldürüldüğü cinayetlerle bağlantısı olduğuna ikna olduğunu yazdı. Alman güvenlik birimlerinin, MİT'in Paris'te üç Kürt kadının öldürüldüğü cinayetlerle bağlantısı olduğuna dair şüpheleri olduğunu ileri sürdü. Haberde MİT ile işbirliğinin sınırlandırıldığı iddia edildi.

Ancak kazın ayağının öyle olmadığı anlaşılıyor. Sözde Paris cinayetlerinden dolayı MİT ile ilişkilerini sınırlandıran Almanya’nın Suriye’de El Kaide saflarında çarpışanlarla ilgili Türkiye’den doğrudan yardım istediği de basına yansıyor. Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı Jörg Ziercke Deutschlandfunk'a verdiği demeçte, Suriye'ye savaşmak üzere giden ve geri dönenlerin Almanya için büyük bir tehlike oluşturduğunu, çatışma tecrübesine sahip bu İslamcıların, Almanya'da saldırılar düzenleme emrini alabileceği söylemiş.

Almanya'da Suriye'ye savaşmak için giden radikallerin yakalanması konusunda Türkiye'den daha fazla işbirliğine gitmesi beklentisi hâkim. Federal İçişleri Bakanlığı Sol Parti'nin soru önergesi üzerine yaptığı açıklamada, 2013 yılında Almanya'dan Suriye'ye savaşmak üzere giden 10 Alman vatandaşının Türkiye'de yakalanarak Almanya'ya gönderildiğini belirtti. Bunlardan 2'sinin çatışmalara katıldığının tespit edildiği kaydedildi.

Almanya Türkiye'den işbirliği istiyor Almanya Suriye'ye savaşmaya gidenlerin sayısının artması nedeniyle endişeli. Suriye'ye gidişlerde geçiş ülkesi olan Türkiye'den işbirliğini artırması isteniyor. Times gazetesi manşetinde 'Batı'nın Türkiye-Suriye sınırından kaynaklanan yeni bir terör saldırısı tehdidiyle karşı karşıya olduğunu' yazıyor. Gazete, dünyanın önde gelen istihbarat kuruluşlarının Türkiye-Suriye sınırını Batı'ya karşı bir sonraki ölümcül saldırının kaynaklanabileceği yer olarak gördüğünü belirtiyor.

Korkunun ecele faydası yok. Türkiyesiz bir Ortadoğu hesabı bu coğrafyadan geri döner. Almanlar Türkiye’nin tek başına enerji nakil hatlarında söz sahibi olmasını istemiyor. Sadece Ortadoğu’da mı? Bakü petrollerinin tadına bakmak, Afganistan doğal gazını koklamak, Türkiye’nin sahillerinde de güneşlemek istiyorlar. Sahte hacı kılığında Suudi Arabistan çöllerinde ralli yapmak istiyorlar. Yok, öyle yağma!

Şimdilerde Güneydoğu vilayetlerimizde Hüda Par’a yönelik düzenlenen saldırılar dikkat çekiyor. Saldırılardan sadece bu bölgelerimiz değil, Erbil’den Diyarbakır’a ve Rojava’ya uzanan fay hattı etkilenecek. Provakatif eylemlerde kendini bilmez 3-5 çapulcu, Kur'an kurslarına saldırılarda bulunuyor. PKK önderliğinin talimatına rağmen bu tür eylemlerin düzenlenmesi, önderliğin kontrolüne girmeyen Kürt gençlerinin bazı yabancı gizli servislerin provokasyonu ile özellikle Hüda Par’a saldırması bölgeyi istikrarsızlaştırmayı ve barış sürecini baltalamayı amaçlıyor. Bölgede hangi ülkenin ajanları cirit atıyor, bilmesi gereken kurumlar biliyordur. Aman Almanlara dikkat..! Onlara aldanmamak gerekiyor.

Twitter:@oc320c39

[email protected]